Keyifli akşamlar💜💙
Iyi okumalar⚘🙉
.
.
Arabanın önüne oturarak dizlerimi kendime doğru çektim. Aynı şekilde oda oturup bir dizini kendine çekerek dirseğini dizine yaslarken gözlerinden akan yaşlarını parmaklarımla sildim usulca.Ben de ağlıyordum fakat onun canı daha çok yanıyordu, hissediyordum.
"Nasıl geldin buraya?"
Burnunu çekerek yüzüme baktığında elimi geri alıp gülümsemeye çalıştım. "Namjoon... buraya getirmesi için ikna ettim." Başımı öne eğerken aynı zamanda hızlıca göz yaşlarımı silmeye çalıştım. Fakat yeni sorduğu soru yeniden ona dönmemi sağlamıştı.
"O da bilmiyordu burada olduğumu, sen nasıl bildin?"
Tebessüm ederek elimi göğsünün üzerine koydum tereddütle. Çünkü elimi geri çekebilir bunu yapmamı istemeyebilirdi ama geri itmeyip elimi göğsünün üzerine koymasına izin vermesi birkaç saniye bile olsa içimi rahatlatmıştı.
"Kalbin kırıktı, canın acıyordu ve ağlıyordun..." sözlerim yeniden gözlerimin dolmasına neden olurken burnumu çekerek başımı birkaç saniye yukarı kaldırıp gelen yaşları geri göndermeye çalıştım. "Canının acısını yine canını acıtarak geçirmeye çalışmayı denedin. Buraya her gelişin seni darmadağın ederken, yine de buraya geldin."
Derin bir nefes bırakarak elimi kendime çekeceğim sırada soğuk parmaklarıyla elimi kavramasıyla kısa bir an afallayışıma engel olamadım. Elimi göğsüne daha çok bastırması kalp ritmini avcumda hissetmemi sağlamıştı.
Dolu gözleriyle gözlerime öylece bakarken göz çevresine akmak üzere olan yaşlarını baş parmağımla tutup yanaklarını ıslatmasına izin vermeden baş parmağımı dudaklarıma bastırdım yavaşça.
bana yaptığı gibi.
"Ağlama artık, lütfen."
Dudaklarında oluşan bir tebessümle başını aşağı eğerek, "Benim hareketimi bana mı yapıyorsun?" dediğinde sesinde alaylıktan çok uzak olan tınısı yüzümdeki tebessümün yerini gülümsemeye bırakmıştı.
"Alış bundan sonra o zaman." dedim biraz iğnelemek istercesine. Beni kendine nasıl bağladığını, bana yaptığı etkileyici hareketleriyle göstermeye karar vermiştim. Bakışları yeniden gözlerimi bulduğunda gelen deli bir cesaretle boştaki elimi yanağına koyarak dudaklarına minik bir buse bıraktım.
Birkaç saniye dudakları üzerinde kalan dudaklarımı nefesimin tükenmesiyle geri almak zorunda kalırlen onun yüzündeki şaşkınlık gülümsetmişti. Bir öpücük... insan bunun özlemini çeker miydi?
Bunca zaman farkına nasıl varamamıştım...?
Yüzünü görecek kadar kendimi biraz daha geri çektiğimde beklemediğim bir şekilde yaşlardan ıslanmış dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı usulca. Canımı acıtmak istemiyor ama aynı zamanda öpmek istiyordu, belkide daha fazlasını.
Öylesine yavaş öpüyordu ki beni etkisinde daha fazla bırakıyordu. Aradan geçen saniyeler sonunda dudaklarını çektiğinde alnını alnıma yaslayarak avuçları arasında aldığı yüzümü üşümüş parmaklarıyla okşarken bileklerini tuttum sıkıca.
"ÖHÖĞÖHÖĞ!"
Kulaklarıma dolan sesle aniden birbirimizden ayrılarak aynı yere baktığımızda Namjoon ellerini cebine koymuş bir şekilde öylece bize bakıyordu.
Hızla yerden kalkıp toparlanarak üzerimizi düzeltirken burada ne zamandır durduğunu düşünmeden edemedim. Bizi... görmüş müydü?
"Hyung.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Make Me |liskook| [Tamamlandı]
Roman pour Adolescents"Benim bir karakutum var görmek ister misin?" "Aslında sen bir karakutusun sevgilim,ve ben zihnindeki çarkların dönerken çıkardıkları o sesi seviyorum.."