•31•

1.6K 131 78
                                    

Keyifli akşamlar💙💜
Iyi okumalar🙉⚘
.
.

Sözlerine karşı gözyaşlarım karşılık vermişti. Iki dudağım arasına düşen onlarca sözü dile getiremedim. Ağlıyordu, pişmanlığıyla birlikte ağlıyordu.

Ona inanmak istiyordum. Bunu hiç istemediğim kadar çok istiyordum. Peki şimdi ne yapmam gerekiyordu?

"Lisa..."

Kırık çıkan ses tonuyla gözlerine odakladığım bakışlarımı yüzünden çektim. Fakat iki parmağı ile çenemi tutarak yeniden yüzüme bakmamı sağlamıştı.

Yanaklarımı islatan gözyaşlarımı baş parmağıyla özenle silerken kapattım gözlerimi ama sesini işitmem gözlerimi yeniden açmamı sağlamıştı.

"Lisa yemin ederim..."

Göğsü üzerinde sıkıca tuttuğu elimi üşümüş baş parmağı ile okşarken derin bir nefes bıraktım.

Fakat elimi göğsünden uzaklaştırması kafamda kurduğum cümleleri anında uçurmuştu.

"Pekâlâ..."

Burnunu çekerek akan gözyaşlarını sildiğinde zorlanarak ayağa kalktı. Aynı şekilde ayağa kalkarak yüzüne öylece bakarken başını eğerek kapıya doğru çevirdi adımlarını. Durdurmak için elimi kaldırdığım sırada dudaklarından dökülen sözler elimi geri indirmeme neden olmuştu.

"Karşına çıkmamayı beceremem belki ama uzak kalmaya çalışırım."

Tek kelime edemedim. Fakat dolan gözlerime yine engel olamamıştım. Öylece çıkıp gitmişti ve ben yine sessizliğimle bir arada kalmıştım.

'Ertesigün'

"Lisa neden bir şeyler yemiyorsun?"

Rose'nin koluma dokunmasıyla masaya dalan gözlerimi çekerek ona döndüm.

"Huh? Ne, ne oldu?"

Bir süre hepsi birbirine bakarken oldukça dikkat çektiğimin farkına vararak yerimde doğruldum.

"Bir şeyler yemiyorsun, neyin var?"

Bu sefer sorusunu soran Jisoo'ya baktığımda endişeli olduğu her halinden belliydi. Ah, dün gece pek bir şey duyulmamıştı anlaşılan.

"Iyiyim, pek iştahım yok ondan sanırım." dedim gülümsemeye çalışarak. Bedenen olmasa da zihnen yorgun hissediyordum. Bu halde olmaktan nefret ediyordum ama elimden pek bir şey gelmiyordu maalesef.

"Sen ve iştahım olmaması?"

Hah, bende Lou sessizliğini ne zaman bozar diye bekliyordum. Geldiğinden beri tek kelime etmemiş şimdi konuşmaya başlamıştı.

"Ne var ya olamaz mı?"

"Bilmem olabilir mi?"

Gözlerimi yüzünden devirerek çubuklarımı elime alıp yemeye başladım. Yani bir kerede herhangi bir durumla alay etmese olmazdı. Gerçekten bazen insanı sinir ediyordu. Ya da ben... olur olmadık şeylere sinirleniyordum.

Hayır aslında.

Aklım tamamen ondaydı.

Onu merak ediyor, iyi olup olmadığını bilmek istiyordum. Dün gece öylece çıkıp gitmesine hiç bir şey yapamayışımın da ayrı bir öfkesindeydim. Mal gibi ardından bakmak yerine kolundan tutup oturtmam gerekirken gidişini izlemiştim. Bunu bana o yapsa küfürler ederdim heralde.

"Hayda, Lisa nereye daldın yine?"

Lou'nun sesiyle gözlerimin daldığını yeni fark ederek irkildim. Ah, onu görmezsem bu ruh halinden asla çıkamazdım.

You Make Me |liskook| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin