.....
'1 hafta sonra'
Yorgun hissettiğim bedenimle kendimi zorda olsa yataktan kaldırıp banyoya geçtim. Artık doğru düzgün uyuyamıyor yemek bile yiyemiyordum. O gece beni kapattığı o karanlık dört duvar arasında kendime gelmek çok zor oldu. Ara ara nefesim kesilmiş, baygın kalmamak için çok fazla uğraş vermiştim.
Oradan kurtulmak için herşeyi yapmaya çalıştım. Fakat o beni her defasında yakalamış vücudumda birkaç morluk oluşmasına neden olacak derecede canımı acıtmıştı.
Öfkesini sürekli kustu yüzüme. Ağlamalarımı görmezden geldi, canımın acımasını dahi umursamadı. Ama oradan kurtulmayı başarmıştım sonunda. Iş yerindeki arkadaşım Chawho'dan yardım alarak beni kimsenin bulamayacağı bir yere götürmesini istedim.
Bana sürekli olarak nasıl bu hale geldiğimi sordu. Ama ona hiçbir şey söyleyemedim. Sadece canımın acısından ağlayıp duruyordum.
Telefonumu tamamen kapattım, bana ulaşılabilecek herşeyi engellemeyi başarmıştım. Bir hafta geçti, tam bir hafta yerini dahi doğru düzgün bilmediğim küçük bir evde kalıyordum.
Chawho buranın güvenli olduğunu kimsenin beni bulamayacağını söyledi. Bu yüzden içim rahattı. Birkaç defa ne olduğunu sorup dursada ona sessiz kalmaktan başka birşey yapamadım.
Hala toparlanmış değildim. Hala korkuyor ufak bir çıtırdıdan bile ödüm kopuyordu.
Kook...
Neden bana karşı olan tavrı bir anda bu kadar değişmişti bilmiyorum. Sadece bir anda. Beni o tuttuğu odada acımadan kollarımı ayaklarımı sıkıca bağlayıp doğru düzgün bir yemek bile vermemişti.
Yalvarıyordum ona. Bırakması için daha iyi daha düzgün davranması için ama bir kez bile odaya her gelişinde asla değişmemişti.
Oradan kurtulmak sandığımdan daha zor oldu ama elime geçen zorlu fırsatı kullanmasaydım bir daha asla o yerden çıkamayacaktım.
Chawho'ya öyle minnettarım ki. Hayatımı o kurtarmıştı. Canını düşünmeden bana yardım etmiş sırtında buraya kadar taşımıştı.
Hayatımda sahip olduğum en iyi arkadaşımdı. Onun için bundan sonra herşeyi yapmaya hazırdım.
Kapının açılmasıyla elleri dolu şekilde gelen Chawho'yu gördüğümde oturduğum koltuktan kalkıp ellerindeki poşetleri aldım.
"Neden kalktın? Oturup biraz daha dinlenseydin ya."
"Daha Iyiyim." diyerek elimdekileri mutfağa götürüp kenara koydum.
"Nerden aldın bunları?"
Çalıştığının karşılığını sürekli gerekli olan şeylere ya da bana harcıyordu. Ona kızsamda beni pek taktığı söylenemezdi.
"Şehire indim. İş yerine uğradım, patrondan birkaç gün için daha izin aldım."
Koltuğa otururken üzerindekini çıkarıp kenara koydu.
"Ona büyükannenin rahatsızlandığını söyledim."
"Tanrım neden yaptın bunu?"
Çaprazındaki koltuğa otururken elimle alnımı sıvazladım. Kahretsin, bu hiç iyi olmadı işte. Benim büyükannem yok ki. Ah! Bir yalanın bu kadar büyüyeceğini hiç tahmin etmemiştim.
"Söylemek zorunda kaldım Lisa. İş yerine gidemiyorsun, patron şüphelendi bende yalan söylemek zorunda kaldım. Sahi büyükannen seni merak etmiştir ona haber verseydin keşke."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Make Me |liskook| [Tamamlandı]
Novela Juvenil"Benim bir karakutum var görmek ister misin?" "Aslında sen bir karakutusun sevgilim,ve ben zihnindeki çarkların dönerken çıkardıkları o sesi seviyorum.."