XVII

1.1K 125 46
                                        


"Kim yaptı bunu?"

"Sen yaptın."

"Kahretsin! Bunu nasıl yapabilirim ki?" Byun Beakhyun parmaklıklara yaklaştı, dudakları bisiklet lastiği gibi kalınlaşmış ve dikişler yüzünden kararmıştı. "Bütün konuşmaların. Bütün o lanet olası konuşmaların yüzünden yine buradayım. Senin yüzünden."

Tae onu hapishanedeki görüşme odasında son kez gördüğü anı hatırladı. Tenindeki kodes yanığına rağmen sağlıklı ve yaşam dolu görünüyordu, üzerindeki kara bulutların çoğu dağılmıştı.

"Bana bak," dedi Byun Beakhyun. "Gözlerini kaçırma. Burayı açığa çıkarmayı hiç istemedin."

"Baekhyun," dedi Tae alçak ve sakin bir tonda, "bu doğru değil."

"Doğru."

"Hayır. Yaşamımın son yılını ne planlayarak geçirdiğimi düşünüyorsun? Bunu mu? Şu anı mı? Burayı mı?"

"Canın cehenneme!"
Tae yüzüne çarpan haykırışı
hissedebiliyordu.

"Canın cehenneme!" diye tekrarladı Baekhyun. "Yaşamının son yılını plan yaparak mı geçirdin? Öldürmeyi planlayarak. Hepsi bu. Namjoon'u öldürmeyi. Şu kahrolası oyununun beni ne hale soktuğunu gör. Buradayım. Geri döndüm. Buraya dayanamıyorum. Bu dehşet evine artık dayanamıyorum. Beni duyuyor musun? Artık dayanamıyorum."

"Baekhyun, dinle. Seni nasıl buldular? Bir nakil emri gerekir. Psikiyatrik bir heyet kararı gerekir. Dosyalar, Baekhyun, evraklar."

Baekhyun güldü. "Bir sır duymak ister misin?" diye sordu ve parmaklıkların arasına yüzünü bastırarak kaşlarını aşağı yukarı hareket ettirdi. Tae ona bir adım daha yaklaştı.
"Bu harika," dedi Baekhyun.

"Söyle bana Baekhyun."

Ve Baekhyun, Tae'nin yüzüne tükürdü.
Tae geri çekildi, kibritleri elinden düşürdü ve gömleğinin koluyla alnındaki tükürüğü sildi.

"Sevgili Dr. Kim'in uzmanlık alanı ne biliyor musun?" diye sordu Baekhyun karanlığın içinden. Tae avcunu alnında ve burun kemiğinin üzerinde gezdirdi, tükürük bulaşmamıştı.

"Hayatta kalma suçluluğu, keder travması," diye cevap verdi.

"Yo, hayır." Sözcükler, Baekhyun'un ağzından kuru bir kıkırtıyla çıkıyordu. "Şiddet. Özellikle erkek türlerinde. Bir araştırma yapıyor."

"Hayır. O çalışmayı Min Yoongi yapıyor."

" Seokjin," dedi Baekhyun. "Tamamen Seokjin. Bütün ülkedeki en azılı hastaları, suçluları gemiyle buraya getirtiyor. Hasta merkezinin
neden bu kadar küçük olduğunu sanıyorsun? Ve hiç kimsenin şiddet geçmişi olan birinin nakil
kâğıtlarına ve psikolojik vaka geçmişine yakından bakacağını, bunu gerçekten yapacağını düşünüyor musun?"

Tae iki kibrit daha yaktı.
"Artık buradan asla çıkamayacağım," dedi Baekhyun. "Bir kere kaçmıştım, ikincisi olmaz! İkincisi asla olmaz."

"Sakin ol, sakin ol," dedi Tae. "Sana nasıl ulaştılar?"

"Onlar biliyordu. Anlamıyor musun? Yapmakta olduğun her şeyi. Bütün planını. Bu bir oyun. Güzelce planlanmış bir tiyatro oyunu. Bütün bunlar -kolunu başının üzerinde dairesel hareketlerle salladı- senin için."

Tae gülümsedi. "Kasırgayı da sadece benim için düzenlediler ha? Zekice bir numara."

Baekhyun sesiz kaldı.
"Bunu da açıklasana," dedi Tae.

"Yapamam."

"Ben de öyle düşünmüştüm. Hadi, paranoyayla rahatlayalım. Anlaştık mı?"

SHUTTER † TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin