"Evvelki gece Sun Me'le grup
terapisindeydin. Doğru mu?""Evet efendim, oradaydım."
"Onu odasına giderken gördün mü?"
"Hayır, önce erkekler ayrıldı. O hala bir kaç arkadaş ve şu hemşireyle birlikte oturuyordu."
Dün geceki şifre çözümünden sonra Tae ve Jungkook bu sabah erkenden çıkıp bir kaç hastayla konuşmaya gitmişlerdi.
"Şu hemşire mi dedin?"
Peter başıyla onayladı. "Kızıl saçlı. Bazen ondan hoşlanıyorum. Samimi biri gibi görünüyor. Ama diğer zamanlarda, anlarsın ya...""Hayır," dedi Tae sesini Jungkook'un sesi kadar yumuşak tutmaya özen göstererek."Anlamam."
"Onu gördün, değil mi?"
"Elbette. Adı neydi?"
"Onun bir ada ihtiyacı yok," dedi Peter. "Öyle bir kadın için isim gerekmez. Yaramaz kız. Onun adı bu."
"Ama Peter, ondan hoşlandığını söylemiştin," dedi Jungkook.
"Ne zaman dedim bunu?""Bir dakika önce."
"Yaa. O bir pislik. Cıvık bir pislik."
"Sana başka bir şey soracağım."
"Pislik, pislik, pislik."
"Peter?"
Peter, Tae'ye baktı.
"Sana bir şey sorabilir miyim?""Ah, elbette."
"O gece grupta sıradışı bir şey oldu mu? Sun Me sıradışı herhangi bir şey söyledi mi? Ya da garip bir davranışta bulundu mu?"
"Tek kelime etmedi. O bir fare. Sadece orada oturdu. Biliyorsunuz, çocuk öldürmüş. Hem de komşularının çocuğunu. Buna inanabiliyor musunuz? Bir insan nasıl böyle bir şey yapar? Söylememin bir sakıncası yoksa eğer beyler, dünya Tanrı'nın cezası hasta insanlarla dolu."
"İnsanların sorunları var," dedi Jungkook. "Bazılarının sorunları diğerlerine oranla daha derin. Senin de dediğin gibi, hasta onlar. Yardıma
ihtiyaçları var.""Gaza ihtiyaçları var," dedi Peter.
"Anlamadım?"
"Gaz," dedi Peter, Tae'ye. "Zihinsel özürlüleri gaz odasına sokun. Katilleri de. Çocuklarını mı öldürdü? Atın kaltağı gaz odasına. Bilirsiniz hasta düzelmezse öldürülür."
Bir sessizlik oldu. Peter son sözleriyle Tae ve Jungkook'un dünyalarını aydınlatmışçasına kibirli kibirli oturuyordu. Bir süre sonra masaya vurdu ve ayağa kalktı.
"Sizlerle tanıştığıma memnun oldum beyler. Ben artık geri dönüyorum."
Tae dosyanın kapağına kurşunkalemle karalamalar yapıyordu. Peter durdu, geri dönüp ona baktı."Peter," dedi Tae.
"Evet?"
"Ben..."
"Keser misin şunu?"
Tae uzun ve yavaş darbelerle adamın adının baş harflerini dosyaya karalıyordu. "Merak ediyorum, acaba..."
"Lütfen, lütfen, lütfen kes şunu..."
Tae bakışlarını kaldırıp ona baktı, hala kurşunkalemle dosya kapağına bir şeyler çiziktiriyordu.
"Neyi?""Şunu."
"Neyi?" Tae ona ve dosyaya baktı. Sonra bir kaşını kaldırdı, kurşunkalemi kâğıdın üstünden
çekip gösterdi."Evet, lütfen, onu."
Tae kurşunkalemi dosya kapağının üzerine bıraktı."Oldu mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHUTTER † TaeKook
Romantizm"Hayır," dedi Jungkook başını geriye doğru eğip kızarık gözlerini kısarak Tae'ye gülümsedi."Biz bunun için fazla zekiyiz." "Evet," dedi Tae. "Öyleyiz, değil mi?"