Hayat insanı hiç ummadığı bi zamanda, hiç ummadığı yerde bir yerden alıp hiç ummadığı bir yere sürükler ki şaşırıp kalırsınız. Ben buraya nasıl geldim diye sorarken bulursunuz kendinizi. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bir bakmışsınız başka yerdesiniz. Hayat böyle sürükleyip durur sizi. Beni de öyle bi sürükledi ki ben nerdeyim, niye burdayım diye sorarken buldum kendimi ama hayat bunu sorgulamama dahi izin vermeden başka bir yere sürükledi. Böyle devam etti bu, kendimi sorgulamama izin vermedi. Şimdi de öyle bir yerdeyim ki hala sorguluyorum kendimi. Pelin ve arkadaşları hapiste ben burda Arın başka yerde. Arın'ın doğum günü için hazırlık yapıyoruz.
Çalan kapı sesiyle elimdeki balonu bırakıp koşarak kapıyı açtım. Karşımda el ele Aslı ve Emir'i görünce gülümseyip sarıldım onlara.
O kadar güzel bir çiftlerdi ki onları görünce bile mutlu oluyorum. Onların pozitif bir enerjileri vardı. Bu da insanda mutluluk hissi uyandırıyordu.
Onlardan ayrılıp kapıyı tam açtım içeri geçebilmeleri için. Gülümseyip salona geçtiler. Arkalarından kapıyı kapatıp bende salona geçtim. Görüş hizama balonların arasında, ağzında balonla yere sırt üstü yatmış Kutay görünce gülmemi engelleyemedim.
Yaklaşık 50 tane balon vardı ve neredeyse hepsini ona şişirttirmiştim.
Kahkahama devam ederken iki ses daha bana katıldığını duydum. Emir ve Aslı da benimle gülmeye devam ettiler.
Kutay sesimizi duyduğunda tek gözünü açıp bize baktı. Sinirli olduğunu belli etmek istercesine "ohhh gülün. Benim burda oksijenim tükenmiş, nefesim kesilmiş, içimdeki tüm havayı solmuşum ama siz anca gülün. Hain küpekler sizi. Hainsiniz lan hain" sonra yerden bi anda kalkıp ağzındaki balonu yere tükürdü "şişirmiyom lan ben" diye trip attı.
Bu hali daha çok komiğime giderken tripli bi şekilde kendine koltuğa atıp kollarını bağladı. Oturduğu gibi paaat diye ses gelince Kutay'ın "ananı sikiyim" diyerek uçtuğunu gördüm.
Mal balonun üzerine oturmuş, patlatmıştı. Kutay sinirle "lan ibnenin evladı senin orada ne işin var lan. Herkes bana kumpas kuruyo ya bıktım bu hayattan atıyorum kendimi çekyattan" diye bi ergence laf söyledi.
Biz kahkahamıza devam ederken Kutay söylenmeye devam etti "seni yapan firmanın, makinelerini alan patronunun, onları çalıştıran işçilerinin, seni kargolayıp getiren şoförün, seni satan dükkanın, seni alan kişinin...." Konuşmasını tamamlayamadan Emir ağzının üzerine elini koydu ve olası küfrü engelledi. O nasıl bi şeydi lan öyle küfür değil sanat eseri.
Kutay'ın ağzının üzerinde el olmasına rağmen konuşuyordu fakat dedikleri anlaşılmıyordu sesi boğuk çıkıyordu. Emir "tamam uzatma" dedi biraz sinirle. Küfür etmesinden hoşlanmamıştı anlaşılan.
Biz böyle gülerken kapı zilinin çaldığını duydum. Heyecanla koşarak kapıyı açtım. Karşımdaki kişi gülümsememe neden olurken bi anda boynuna sarıldım "hoşgeldin aşkım. İyiki geldin."
"Hoşbulduk bebeğim. Sen çağırırsın da ben gelmez miyim?" Bunu çok seviyordum ya. Ondan ayrılıp içeriye sürükledim onu.
Aslılarla da kucaklaşmaya başladı. En son Kutay kaldığında utançla ona da sarıldı. Kutay'a baktığımda sarılırken gözlerini kapatmıştı.
Suzan, Kutaydan ayrılıp sevinçle "size müthiş bi haberim var %90 geliyorum sizin okula son iş ailemi ikna etmem kaldı" diyince sevinçle çığlık atıp Aslı'yla beraber ona sarıldık. Suzan bizim okula gelirse okulu yıkardık, çok eğlenirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Sevgilim 2 (TAMAMLANDI)
Teen FictionMahallende yürürken biri gelip sana 'zoraki sevgilim olur musun?' diye sorar mı? Sorarsa ona ne derdin? Sizi bilmem ama Arın sormuş ve Deren de bunu kabul etmişti. İşte o andan itibaren Deren'in sakin hayatı yok olmuş yerine inişli çıkışlı, gittili...