Arından
Çaresizlik öyle bir duygu ki bundan daha berbat bir duygu yok. Elin kolun bağlanmış sevdiğin kızı bile isteye üzüp onu öldürüyorsun.
Sen buna her ne kadar mecbur kalsan da onu üzmek seni daha berbat ediyor. Çaresizsin, yapacak bir şeyin yok, ikinizin de ölüşünü izliyorsun ama sadece izliyorsun başka hiçbir şey yapamıyorsun. Ne yanına gidip bu zorluğa beraber göğüs gerebiliyorsun, ne de sevdiğin kızın üzüldüğü şey gerçekten kayda değer bir şey olmadığını ona söylüyorsun. Sadece oturup ikinizin de kahroluşunu izliyorsun.
En çokta ne koyuyor biliyo musunuz? Kendini mahvoluşunu umursamazken onunki o kadar koyuyo ki böyle sanki nefes alamıyormuş gibi hissediyorsunuz.
Çaresizlik şey gibi ışıksız, ıssız, dar, yapım halinde ve virajlı bi yolda giderken kendini bir anda korkunç bi sisin içinde bulup gerçek anlamıyla hiç bir şey görememek.
Beyaz camlı gözlük takmış hissine kapılarak çıkarmak istemek ancak çıkaracak bir şey bulamamak. Geri dönmeye çalışıp yolun her iki yönden de araba gelme ihtimali karşısında bunu da başaramamak. Sadece orada, ortada kalmak...
"Haberim var. Herşeyden haberim var. 7 kere hastaneye kaldırıldığından, 2 kere bileklerini kesmek üzere olduğundan, 1 kere bir sürü hap içip mideni yıkadıklarından, 5 kilo verdiğinden, annelerle 17 kez kavga ettiğinden, okulda 9 kız dövdüğünden bunun için 6 kez disipline gittiğinden sonra annen gelip müdürünle konuşup onu disipline vermemek için ikna ettiğinden, öğretmenlerinle olan kavgalarından, her gün o parka gidip gökyüzünü izleyip ağladığından hatta en son gidişinde Aslıyla kavga edişinden, herşeyi biliyorum Deren herşeyden haberim var. Seni kim fark edip hastaneye kaldırdıklarını zannediyorsun he kim fark etti? Ben. Duydun mu beni ben! Her gün pencerenden seni izleyen de bendim, neden annen perdeyi kapatmıyo sanıyorsun ben diyordum kapatma diye seni görebilmek için ben diyordum. Haklısın sana öldüğümü söylediler ama mecburlardı. Başka çaremiz yoktu duydun mu mecburduk. Ben çok mu seviyordum böyle sensiz kalmayı 2 ayımı sensiz geçirmeyi. Tabiki hayır ben seni kendimden bile çok sevdiğim için sana öldüğümü söylediler" dedim kendimi tutamayıp bağırarak.
Böyle tepki vermesini beklemiyordum. Tamam kızması normaldi de kovması biraz garipti. Biraz değil baya garipti. Gün saymış kavuşmak için canını hiçe sayabilecek biri için kovması baya garipti.
Bir anlık şokla ne yaptığını sanırım bilmiyordu. Bunu şu anlık anlıyordum ama ileride bunun devam etmemisini umuyordum. Umarım devam etmezdi onu bu kadar özlemişken ondan tekrar ayrı kalamazdım. Bunu kaldıramazdım artık.
Onun yakınında olup ona dokunmamak berbat bir duyguyken bunu mecbur yapmışken tekrar bunu yapamazdım. Ağzı her ne kadar git dese de kalbi kal diyordu bunu biliyordum. O benim sevgilimdi benim için canını verebilecek biri benim gitmemi asla ama asla istemez hatta ben gitsem bile buna mani olmaya çalışırdı.
Onun bu dediğini dinlemeyecektim ona inat yanında, yakınında olacaktım. Her ne kadar kovsada gitmeyecek, her zaman onunla beraber olacaktım.
Vazgeçmeyecektim.
Deren dediklerime şaşırmış olucakki her zamanki gibi saf saf bakıyordu. Onun bu hallerini bile özlemiştim. Tek bu hallerini değil her şeyini özlemiştim.
Deren kendini toparlayıp ellerinin tersiyle akan yaşları sildi, kendinden emin bir tavırla başını dikleştirip konuşmaya başladı "bununla seni affedeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun Arın Bey. Uzaktan bakmakla olmaz yanımda olman gerekirdi bana destek olman gerekirdi ama sen kaçmayı, uzaklaşmayı seçtin. Bizi ezip geçtin. Biz diye bir şey bırakmadın. Lütfen git, yine ve yine beni kendimle bırak. 2 ay boyunca kendi başıma kaldım bundan sonra da kalırım. Şimdi git" diyip ellerinden yardım alarak ayağa kalktı ve eve girdi titreye titreye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Sevgilim 2 (TAMAMLANDI)
Teen FictionMahallende yürürken biri gelip sana 'zoraki sevgilim olur musun?' diye sorar mı? Sorarsa ona ne derdin? Sizi bilmem ama Arın sormuş ve Deren de bunu kabul etmişti. İşte o andan itibaren Deren'in sakin hayatı yok olmuş yerine inişli çıkışlı, gittili...