Kimin olduğunu bilmediğim bir kişiyle el ele içeri girerken ne olduğunu bağırışmalardan daha yeni anlamıştım.
Üzerimde patlanan konfetilerle herkesin bir ağızdan "iyi ki doğdun" demesiyle herşey yerine oturmuştu. Bana süpriz yapmışlardı.Şaşkınlıkla etrafıma bakınırken elimdeki sıcaklığı daha yeni hissediyordum. Elimi tutan kişiye doğru kafamı çevirdiğimde parıl parıl parlayan mavi gözleriyle gülümseyerek bana baktığını gördüm.
İyi de bana Ordu'ya gideceğini söylemişti şimdi burda ne işin vardı ki?
Mavi gözlerimi kitlediğim mavi gözlerinden sonunda şaşkınlığımı üzerimden atarak "sen Ordu'ya gitmiyecek miydin?"
O anki gülüşünden bana sürpriz yapmak için öyle dediğini anlamıştım. Koluna vurup "bana yalan konuştun pis ayıcık, ne kadar üzüldüm haberin var mı?"
Bi anda yanımda gülen Aslı'ya dönüp Emirle el ele olduklarını gördüm, sinirle ona bakıp "o da yalandı dimi, beni kandırdınız hepiniz" diyip kollarımı göğsümde birleştirip çocuk gibi mızmızlanmaya başladım.
Arın sonunda gülmesine ara verip bana sıkıca sarılınca bende ona karşılık verdim.
Kulağıma fısıldamasıyla tüylerim diken diken olsa da dediklerine konsantre olmaya çalıştım. "Hepsi senin içindi bitanem, eğer öyle olmasaydı anlardın o zaman da sürpriz olmazdı."
Haklıydı diğer türlü anlardım. Boynuma küçük bir buse kondurup geri çekildi. Onu süzmeye başladığımda siyah dar gömleği, yine siyah çok bol olmayan pantolonu, görüntüsünden ben pahalıyım havası veren kemeri ve gümüş yaka iğnesiyle çok yakışıklı görünüyordu. Komple simsiyahtı ve bu mavi gözlerini, kumralımsı sarı saçlarını ortaya çıkarıyordu.
Arın da beni süzüp "tam hayal ettiğim gibi olmuş, çok güzelsin."
"Bir dakika bunu sen mi aldın?"
"Evet aşkım."
"Çok teşekkür ederim."
Gülümseyip "artık kapıda durmak yerine gidip şu pastayı üflesen de parti yapabilsek?"
Daha yeni kafama dank etmişti. Gülüp büyük masanın başına geçerek Arın'ı bekledim.
Yanıma geldiğinde Arının elini tutup gözlerimi kapattım ve dileğimi diledikten sonra mumları tek nefeste üfledim. Tek seferde üflersek dileğimizin kabul olacağını düşündüğüm için bu konuda titizdim. Evet biraz saçmaydı ama batıl inanç ne yapalım.
Mumları üflememle alkış tufanı ve konfetiler patladı. Ardından herkes tek tek tebrik edip hediyelerini vermeye başladı.
Sonunda hediyeleşme faslı bittiğinde bizimkilerle birlikte büyük bir masaya oturduk. Hep birlikte makara muhabbet yaparken kapıdan içeri giren iki kişi sinirimi bozmaya yetmişti.
Gözlerim oraya takılı kalırken onların da beni aradığının farkına varmıştım ama beni görmeleri için hiçbir şey yapmıyordum, hatta görmemelerini istiyordum.
Gözlerimin önüne gelen ellen daldığım yerden kendimi alıp elin sahibine baktım.
"Hayırdır daldın gittin, bir şey mi oldu?"
"Ne olucak Kutay şunlara baksana, ne işleri var onların burda?"
Tüm masadakiler oraya bakarken Beste ortamı yumuşatmaya çalışıyordu "aman canım bizene takılsınlar kendi kendilerine biz keyfimizi bozmayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Sevgilim 2 (TAMAMLANDI)
Teen FictionMahallende yürürken biri gelip sana 'zoraki sevgilim olur musun?' diye sorar mı? Sorarsa ona ne derdin? Sizi bilmem ama Arın sormuş ve Deren de bunu kabul etmişti. İşte o andan itibaren Deren'in sakin hayatı yok olmuş yerine inişli çıkışlı, gittili...