Bölüm-29

337 15 11
                                    

Arından


Camdan yansıyan o muhteşem görüntüsünü izliyordum. Bir insan bu kadar güzel uyuyabilir miydi?

Gözlerimi ondan çekmek istiyordum ama olmuyordu, yapamıyordum. Baktıkça huzur buluyorum.

Bu yüzden buralardan gitmem gerekiyordu, onu görmezsem belki unuturdum. Hemen unutmam imkansız ama en azından onu görmemek biraz daha yardımcı olabilirdi bana.

Kamptan sonra çok durmamayı düşünüyordum. En fazla birkaç hafta içinde gidecektim. Benim için çok zordu ama yapacaktım. Çok özleyecektim, hem onu hem ailemi hem arkadaşlarımı ama buna mecburdum.

Tüm yolu onun muhteşem, kusursuz yüzünü inceleyerek geçirmiştim. Bir yandan da nasıl bırakabileceğimi düşünüyordum ama her çıkmaza girdiğimde kendime 'o artık seni sevmiyor, böyle daha mutlu' diyerek çıkmazdan çıkabiliyordum. Bu ne kadar canımı acıtsada gerçek buydu işte, beni sevmiyordu.

Otobüs durduğunda kafamı çevirdim, kamp yapıcağımız yere gelmiştik. Bıkkınlıkla nefes verip ayağa kalktım.

İlerliyeceğim sırada Berk'in, Deren'i kucağına almaya çalıştığını farketmemle sinirlerim tavan yaptı. Benim sevdiğim kıza dokunamazdı, bunu engellemem lazımdı.

Aklıma gelen şeyle hemen sırıtıp harekete geçtim ve bağırabildiğim kadar bağırıp "çıksana yoldan ya, tüm yolu kaplamışsın geçemiyoruz."

Berk benim aksime kısık sesle "sessiz olsana kız uyuyor."

Yine bağırarak "ne kısık sesle konuşucam? Durmuşsun zaten yolun ortasında herkes keyfinizi bekliyor."

Sonra koltuğa sert bi şekilde vurup "çık şu yoldan" dedim bağırırken ve o an Deren sıçrayarak uyandığında hedefime ulaşmış olmamın mutluluğu üzerimdeyken sırıtıp otobüsten indim.

Derenden

Sıçrayarak uyandığımda Arın bağrıyor, Berk ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Arın uyandığımı görünce yüzündeki anlamadığım bir mutlulukla otobüsten indi.

Kısık sesimle "noluyor? Geldik mi?"

"Evet canım, geldik."

Kafamı sallayıp otobüsten indim ve bagajdan bavulumu alıp bizim kızların yanına ilerledim.

"Nerdesin kızım ya 2 saattir seni bekliyoruz."

"Of bağırma Aslı, uyuya kalmışım bir şey yok."

"Neyse hadi gelin aldım ben hocadan anahtarı. Bizim kalıcağımız kulübe şu ilerdeki ve iki yanımızda da bizimkilerin kulübesi var."

Hepimiz Beste'ye kafa sallarken gösterdiği kulübeye doğru ilerlemeye başladık bu sırada Beste konuşmaya devam ediyordu.

"1 saat sonra herkes kampın girişindeki kapıda buluşucakmış hoca bizimle konuşucakmış."

"Hayırdır Beste baya heycanlısın sen?" Suzan'a kafa sallarken Beste'nin diyceklerini merakla bekledim, kesin bi amacı vardı.

"Ya tabiki heycanlıyım, hem hep birlikte 2 gün geçiricez ve inşaallah şuradan Deren ve Arın barışıcak herşey eski haline dönücek."

Beste'ye gülümserken dediklerinin gerçek olması için dua ediyordum. Bende bu dediklerinin gerçek olmasını çok istiyordum.

Sonunda kulübeye geldiğimizde Beste kapıyı açtı ve hepimiz içeri girdik.

Kapıdan girince hemen salon vardı. Salonda küçük kahve tonlarında bir L koltuk ve karşısında televizyon vardı. Ortada ise tahta bir sehpa vardı.

Zoraki Sevgilim 2 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin