Taehyung sıkkınlıkla başında beklediği eşini yanındaki diğer omega ayıltmaya çalışırken, bir an önce yola koyulmanın derdindeydi. Biraz daha oyalanırlarsa gidecekleri yere oldukça geç kalacaklardı ve bunun için arkadaşlarını endişelendirmek istemiyordu. Ayrıca Jimin'in yanındaki omegadan da kurtulması gerekiyordu.Eşi, titrek kirpiklerinin ardından bal gözlerini açtığında Taehyung tek kaşını havalandırıp, diğer omeganın dizinde yatan Jimin'e doğru eğildi.
"Y-Yoongi... Eşim miymiş o benim? Bu adamla mı evliymişim ben? Yoongi, bana bakıyor. Söyle, bana öyle bakmasın. Korkuyorum."
Jimin yıllarca görmeden özlediği, dokunmadan ısındığı, tanımadan sevdiği eşinden korkacağını hiç düşünmemişti. Hayallerindeki heybetli adamdan daha da heybetliydi eşi ve Jimin hayallerinde dahi abartarak bir profil oluşturmuştu eşine. Karşısında duran kanlı canlı hali... Fazlaydı. Çok fazla...
"Öncelikle... Benimle konuşmak istediğin zaman, doğrudan bana sesleneceksin. Araya birini sokmana izin veremem. Anlıyor musun?"
Taehyung hala yerde uzanan ve yanındaki omeganın dizlerinde yatan, onun elini sıkı sıkıya tutan Jimin'in gözlerine dikti soğuk bakışlarını.
"Sana soru sorduğumda cevap vermek zorundasın."
Yüzüne bakan eşinin korkulu bakışlarını örten ve göz pınarlarında biriken yaşları gördü Taehyung. Jimin, Yoongi'nin elini bırakıp yattığı yerden doğrulmaya çalışırken dudakları titriyordu istemeden.
"Sağır mısın sen? Cevap ver!"
Taehyung titrek hareketlerle doğrulan ve bağırtısını duyduğu an yanındaki omeganın boynuna sokulan Jimin'i görünce daha da yükseldi öfkesi içinde.
"Demek bildiğini okuyorsun... Demek bana cevap vermiyorsun..."
Taehyung derin sesini geceye bırakırken Yoongi'nin kollarını dolayıp sırtını okşadığı bedenin boynundan kavradı bir hamlede. Kocaman avucunun içinde incecik kalan boynunu sıkıp, Yoongi'den ayırdı onu. İşte tam da o anda yanaklarından yaşlar süzülürken sessizce içine ağlayan, dudaklarını ısırırken hıçkırıklarını yutan eşiyle karşılaştı.
O narin boynu sıkan parmakları yanıyormuş gibi hissetse de vazgeçmedi o sert ve soğuk tavrından.
"Kalk! Kaldır şunu yerden! Yürüyün hemen."
Jimin'i Yoongi'ye doğru itip onu kaldırmasını söyledi Taehyung. Jimin çok daha sessiz ancak çok saha şiddetli akıttı bu defa gözyaşlarını. Uzun yıllar beklediği eşine onlarca şey söylemek istese de tek kelime dökülmedi dudaklarından.
Ve beklemekle geçen o yıllar boyunca, bir kez bile böyle hayal etmemişti ilk karşılaşma anlarını. Hayal kırıklığının kalp ağrısını en şiddetli şekilde hissetti küçük olan...
"Bırak belini! Kendisi yürüyebilir."
Taehyung bir kez daha Yoongi'ye bağırdığında Jimin'in hızla kendini Yoongi'den kurtardığını gördü.
"Sen... Sen Kim Taehyung musun?"
Zorla yutkunurken yanındaki alfanın baskın aurasına boyun eğmemek için çabalıyordu Yoongi. Bu çabanın boşuna olduğunu hissetse bile...
"Neyi ve kimi sorguladığına dikkat et omega... Birlikte kaçmaya çalıştığın sevgilin, üzülerek söylüyorum ki... Benim eşim."
Savsak adımlarla ilerleyen Jimin olduğu yerde duraksayıp arkasından yürüyen alfaya döndüğünde hızla ıslak yanaklarını sildi. Yoongi'nin de gözleri şaşkınlıkla bakıyordu Taehyung'a.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]
Werwolf[Vmin] [Omegaverse] "Kalbimi, bedenimi ve ruhumu vahşiliğinle beslemene ihtiyacım var. Ki zaten bana hissettirdiğin tek duygu da bu... Vahşilik." Olağan dışı bir dünyayı benimle adımlar mısınız?