Taehyung'un omzundan baş aşağı sallanırken, dünyaya tersten bakmayı deneyimliyor; Jeon'un tersten çok daha ırz düşmanı göründüğünü düşünüyordu Jimin. Ancak bir an sonra, onun böyle görünmesinin nedeninin tersten görmesi değil de, alfanın kuzenine sarılması olduğunu fark etti."Yoongi ne bakıyorsun adamın yüzüne itsene şunu! Yoongi! Ahhh TAEHYUNG!"
Alfasının omzundan sarkan vücudunu dik tutmaya çalışıp kuzenine bağırırken, eşinin sert eli hızla kalçasına inmiş, tenini yakmıştı Jimin'in. Yoongi'ye bağırmayı bir yana bırakıp eşine bağırmaya ve söylenmeye başladığında, her şey için çok geç olduğunu anladı omega. Kulübeye girmiş, kapıyı da çoktan arkalarından kapatmıştı alfa.
Onun o iri yarı cüssesiyle kapı arasında sıkışıp kalmış, üstelik kötü bakışlarının hedefi haline gelmişti Jimin. Kendisine tepeden bakan alfaya titrek kirpiklerinin arasından bakarken bir anda silkelenip tıpkı onun gibi, sertçe bakmaya başladı Taehyung'un gözlerine.
"Beni gözlerinle yok edecekmiş gibi baktığın için senden korktuğumu falan mı düşünüyorsun Taehyung?"
Jimin'in sorusuna karşı bakışlarını daha da keskinleştirip ona kaşlarını çatan Taehyung, omegasının ne yapacağını bekliyordu merakla. O bir yanı şişmiş suratı, dolgun yanakları ve küçücük kısık gözleriyle kendisine kızgın bakmaya çalışması komik geliyordu alfaya.
"Eğer böyle düşünüyorsan tebrikler. Doğru düşünüyorsun. Bakmasana bana şöyle."
Ne kadar dik başlı bir tutum sergilemeye çalışsa da, eşinden kendini bütünüyle saklayamayacağını biliyor, rahatsız olduğu bakışlarından kurtulmak istiyordu Jimin. İtirafı karşısında bir anda gergin suratında tebessüm beliren eşinin yanından sıyrılıp yatak odasına geçti hızlı hızlı.
Jimin'in odaya gidişinin ardından hala dışarıda olduklarını bildiği Yoongi ve Jeongguk'un yanında aldı soluğu Taehyung. O ikisiyle konuşması gereken şeyleri konuşup, kafasındaki sorunlardan kurtularak eşinin yanına gitmek istemiş, onu daha sakin bir kafayla yatıştırmak istemişti alfa.
Jimin ise üzerini değiştirmek için kollarından sıyırdığı gömleğini çıkarırken, aynada gördüğü yüzüne bakakalmıştı şaşkınlıkla. Tenindeki o çirkin şişlik, morarmaya başlamış yanağı... Olabilecekleri bir tokat gibi çarpmıştı omeganın yüzüne. Yalnızca kendi başına gelebilecekleri değil, eşinin başına, sevdiklerinin başına gelebilecekleri de düşündükçe kalbi boğulmuştu Jimin'in.
Yüzüne değdirmekten çekindiği parmakları titrerken gözleri dolmuş, midesi kasılmıştı içinde. Gün içinde bitmek bilmeyen stresi bir türlü kendisini rahat bırakmazken, bir kez daha bulantılarla çalkalanmıştı içi. Kendine, olabilecek tüm o kötü şeyleri düşünmemek için telkinde bulunsa da başarılı olamıyor, gözlerine hücum eden yaşlarla çok da iyi savaşamıyordu Jimin.
Taehyung'un öldürülebileceği ihtimalini içinden atamazken, yüzündeki o kötü renge baka baka çıkardı üzerindekileri. Eşinin, kendisinin, sevdiklerinin canına kastedildiğini düşündükçe ağlama ihtiyacını bastıramıyor, korkusundan nefes alış verişleri bile şaşıyordu omeganın.
Taehyung olmadan nasıl yaşayabileceğini düşünürken istemsizce eli ensesine uzandı Jimin'in. Eşinin imzasını okşayan parmakları titrerken, boğazından kaçan hıçkırığa engel olamadı. Hayatında ilk kez birini inciterek yere serişi, o betanın başından zemine akan kan gözünün önüne geldikçe huzursuzluğu artıyor; başaramasa başına gelecekleri düşünmek bile istemiyordu.
Tüm o olan biten içinde ne kadar cesur görünürse görünsün, nasıl korktuğunu en iyi kendisi biliyordu Jimin'in. Kendisi için değil... Eşi ve diğerleri için. Elleri ve dizleri üzerinde emekleyerek sığındığı kapı arkasında kalbinin göğsünde kaç kere çarptığını yalnızca kendisi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]
Lobisomem[Vmin] [Omegaverse] "Kalbimi, bedenimi ve ruhumu vahşiliğinle beslemene ihtiyacım var. Ki zaten bana hissettirdiğin tek duygu da bu... Vahşilik." Olağan dışı bir dünyayı benimle adımlar mısınız?