Episode - 31

8.4K 814 1.2K
                                    


Yemekte ortaya dökülen o gereksiz ayrıntıdan dolayı soluğu önce kendilerine ayrılan odada, ardından da banyoda almıştı Taehyung. Jimin'in yanına gitmek ve biraz daha orada zaman geçirip üstündeki stresten kurtulmak arasında gidip geliyordu durmaksızın.

Elleri banyo tezgahının iki yanına yaslanmış, başı önüne düşmüş soluklanırken; kafasını kaldırıp kendisiyle yüzleşti aynada. Yeni yeni çıkmaya başlamış sakalları üzerinde gezdirdi parmaklarını ve zaman geçireceği en güzel bahaneyi buldu o an.

Eline jileti almış, teninde yavaşça kaydırmaya başladığı sırada, aralık kapı sonuna kadar açılmış ve alfayı ağzı açık bırakarak Jimin sokulmuştu içeriye. Çırılçıplak kendisine doğru adımlayan omegasının gözleri kendisinin gözlerindeyken, çıplak ayaklarının parmak uçlarında aheste aheste yürüşüyü karşısında yutkunamadı alfa.

Birkaç adım sonra arkasına geçip kollarını karnında kavuşturan eşini, kendi heybetinden göremiyor olsa da, karnında gezinen kısa parmaklarını izledi Taehyung. Hala açık olan ağzını bir türlü kapatamamış, dalgınlıkla elindeki jileti yüzünde kaydırıp tenini kesmişti ancak onu bile fark edemeyecek kadar omegasına odaklıydı bedeni.

Onun teninin sıcaklığını sırtında hissediyor oluşu, karnından göğsüne yol alan oradan tekrar karnına inip kasıklarına uzanan ellerin dokunuşları... Bütünüyle hazırlıksız yakalanmış hissediyordu alfa. Jimin'in o öpülesi dudaklarının sırtına öpücükler kondurmaya başlamasıyla, parmaklarının arasında bir fazlalık gibi duran jileti bırakıp sert fayansı kavradı Taehyung. Dişlerini sıkışı bile fayda etmiyordu ona.

"Seni kırdı değil mi? Daehyung... Onun söylediklerine üzüldün değil mi?"

Boğuk sesi, hissettikleri yüzünden iyice boğuklaşmış, kelimelerini dile dökerken zorlanmıştı alfa. Aynadan sadece ellerini görebildiği eşini kollarından tutup önüne çekmek istese de, onun sırtından ayrılmak istemezmiş gibi öpücükler bırakmaya devam eden dudaklarını teninden koparmak zor gelmişti o anda.

"Söylediği her şey doğruydu. Kırılmadım. Utandım sadece. Bu da onun yüzünden değildi."

Jimin, elleri eşini terk ettiği an soluksuz kalacakmış gibi sıkı sarılıyordu ona. Gözlerini kapatmış, parmaklarını teninde gezdirip onları şımartırken; dudaklarını da o kusurların kusursuzlaştırdığı sırtında dolaştırıyordu eşinin. Taehyung'u her görüşünde aynı duygularla kuşatılıyor olmak, tedirgin ediyordu Jimin'i. Kalbinin bir gün o heyecana dayanamayacağından çekiniyordu omega.

"Neden bana söylemedin Taehyung? Neden sen söylemedin?"

Jimin'in sorusu birden çok cevap istiyormuş gibi duyulmuştu Taehyung'un tarafından. Sesindeki o üzgün tını alfanın canını sıkıyor, ne cevap vereceği konusunda tereddüte düşürüyordu onu.

Karnında birleşen kolları ayırıp, Jimin'i önüne çekti yavaşça. Hala yüzünde duran köpüğün garipliğini umursamadan onu belinden kavrayıp mermer yüzeye oturttu. Çıplaklığının üstünde gezinen gözleri alt taraflarını zorlasa da onun yüzüne odaklanıp bedenini unutmayı denedi alfa.

"Sana söylemek bir şeyi değiştirmeyecekti. Seni suçlamak bana hiçbir zaman bir şey kazandırmadı Jimin. Ama sen her seferinde biraz daha kaybettin ışığını. Bu hoşuma gitmedi."

Alfanın her bir kelimesinden sonra onu biraz daha kendine çekti Jimin. Bacaklarının arasına çektiği eşinin beline sarılıp göğsüne sokuldu. Hiç konuşmadan saatlerce onun kokusuna bulanıp, öylece kalabilirdi omega. Tıpkı kendisi gibi beline sarılmış tenini okşayan eşinden zorla ayrılıp yan tarafında duran jilete uzandı Jimin.

QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin