Jimin, yeni doğan güne gözlerini açtığında kendisini çok daha iyi hissediyordu. Sonunda dinlenebilmiş, vücudu rahatlayıp gevşemişti. Dünyayla yüzleşmeye hazır hissediyordu kendini. Daha doğrusu sert ve soğuk eşiyle tekrar konuşacak kadar güçlü olduğuna inanıyordu.Gece eşinin kollarında uyumadan önce kendince muhteşem bir plan yapmıştı ve eşine ondan ne istediğini anlattığında onun da kabul edeceğinden emindi. Duyduğu anda homurdanıp itiraz edeceğini biliyordu ancak karşısında kararlılıkla durursa, ona zorla da olsa isteklerini kabul ettireceğine inanıyordu Jimin.
Aralarında tartışılıp sonuca bağlanması gereken bir sürü mesele vardı ancak Jimin ilk olarak en can alıcısını halletmek istiyordu. Aklındaki meselenin üstesinden geldiklerinde daha iyi hissedeceğine inanıyordu.
Jimin bir flört dönemi, düzgün ve uzun bir evlilik istiyordu. Ona bu teklifi yaptığında eşinin ne kadar kaba ya da küstah bir tavır takınacak olması önemli değildi Jimin için. Öfkesine ve inadına tutunmaya kararlıydı omega. Alçak ve tatlı bir ses tonu kullanarak, isteklerini makul ve mantıklı bir şekilde açıklayacaktı eşine.
Yatakta dönüp dirseklerinin üzerinde doğruldu. Eşinin yataktan ne zaman çıkıp gittiğini bilmiyordu bile. Yalnız uyanmak hem rahatlatmıştı hem de buruk bir his bırakmıştı içine. Yapmak istediği şeyi düşününce yüzü buruştu Jimin'in. Görevi fazla zor geliyordu kendisine. Taehyung konuşulması zor bir adamdı. Ve Jimin'le konuşmaya katlanamıyormuş gibi görünüyordu zaman zaman. Jimin eşinin kendisiyle evli kalıp kalmamak konusunda neler düşündüğünü fazlaca merak edip endişeleniyordu içten içe.
Tanımıyor olmasına rağmen Kim Taehyung denilen adamı eşi olarak düşünmeye o kadar alışmıştı ki, ondan başka biriyle birlikte olma düşüncesi imkansız geliyordu Jimin'e. Yumuşak başlı ve çabuk kabullenen bir yapısı vardı Jimin'in. Eşini de, kaderini de hiç sorgulamamıştı.
Yataktan kalkıp odaya bir göz attı. Yeni eşyaların yerleştirildiğini gördü. Küçük bir sandık ve tek kişilik küçük bir koltuk, küçük bir çalışma masası vardı odada. Derin uykusunda odaya kimlerin girdiğini duymamış ve bu gerçekle yüzleşince utanmıştı Jimin. Çıplak halde birinin onu görmüş olduğu düşüncesi yüzünü kızartıyordu.
Dolabın içine bıraktığı koca çantasını açmak için yöneldiğinde, Taehyung'un dolabı dolduran eşyalarını gördü. Gömleklerinin üstünde ellerini dolaştırdı birer birer. Dolaba bile sinmişti eşinin o maskülen kokusu. Kıyafetlerinin tüm dolabı kapladığını görünce suratını astı. Çantasını çıkarıp yatağın üstüne çıkardı kendi kıyafetlerini. Taehyung'un kıyafetlerinin arasına astı birer birer. Eşinin birkaç parça kıyafetini katlayıp, odaya konulan sandığa yerleştirdi. Askılara astığı gömleklerinden birini alıp üzerine geçirdi. Beyaz gömleğinin yakasını tamamen iliklerken, aklında yalnıza eşinin onaylayacağı bir halde görünmek vardı. Onu ikna etmek istiyorsa, gönlünü hoş tutması gerektiğini düşündü.
Çizim kalemlerini ve defterini de çıkarıp masanın üzerine yerleştirdi. Kot pantolonlarından birini giyip gömleğinin eteklerini içine soktu. Saçlarına gelişigüzel şekil verip çıktı odasından. Yerleşmiş olmak daha iyi hissettirmişti Jimin'e. Aitlik hissi oluşmuştu içinde az da olsa.
Evden çıktığında gözleri dışarıdaki alfaların üzerinde dolaştı. Onlar da omeganın kokusunu alıp yüzlerini Jimin'e dönmüşlerdi. Küçüğün tedirgin olduğunu hissettikleri an da çektiler gözlerini üstünden.
Yan kulübenin kapısına kendini atıp içeriye girdi yavaşça. Sabahın erken saatinde uyanmamış olma ihtimali vardı kuzeninin. Onu görmeyi, konuşmayı, sarılmayı çok istiyordu Jimin. Tanıdık bir sıcaklığa sokulup, yüreğinin ağırlığını eritmesine ihtiyacı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]
Manusia Serigala[Vmin] [Omegaverse] "Kalbimi, bedenimi ve ruhumu vahşiliğinle beslemene ihtiyacım var. Ki zaten bana hissettirdiğin tek duygu da bu... Vahşilik." Olağan dışı bir dünyayı benimle adımlar mısınız?