Yoongi ile konuşmak küçük omegayı hem rahatlatmış, hem de cesaretlendirmişti. Jimin kuzeninden uzaklaşırken yüzündeki gülümseme silinmiyor, eşini bulmak için hızlı hareket ediyordu. Kulübelerinin başında bekleyen Namjoon ve Seokjin'le göz göze gelince hiç düşünmeden yanlarına gitti."Taehyung nerede? Onu görmeliyim. Nerede olduğunu biliyor musunuz?"
Jimin'in sorusuna karşılık birbirlerine baktı iki alfa. Namjoon'un gözlerinde sakinlik hakimken, Seokjin'in gözlerinde panik vardı.
"Nerede olduğunu biliyorum. Ancak sakinleşmesi için birkaç dakikaya ihtiyacı var. Sen de bu arada bir yerlere saklanabilirsin Jimin."
Namjoon'un söyledikleri Jimin'in gülen yüzünü soldurup, kaşlarının çatılmasına neden oldu.
"Eşimden saklanmayacağım. Hem neden ondan saklana-"
"Jimin!"
Taehyung'un bağırtısını duyunca yerinde sıçradı Jimin. Bir anda arkasında beliren eşine dönüp gülümsedi.
"Taehyung... Arkamdan neden sinsice yaklaşıp bağırıyorsun ki? Beni korkuttun."
"Jimin, ben olsam..."
Seokjin, Jimin'i susturmak için konuşmaya çalıştığında Taehyung'un sert bakışları kesti sözünü.
"Bana sürekli bağırmandan hoşlanmıyorum Taehyung. Söylemek istediğin bir şey olunca, daha alçak bir ses tonuyla, nazik bir şekilde söyleyebilirsin."
Jimin cümlesini bitirmiş eşinin yüzüne bakarken, onun yüzünde git gide büyüyen öfkenin nedenini kavrayamıyordu. Bir yanında Namjoon, diğer yanında Seokjin belirince, o ikisinin gerçekten de kendisini eşinden korumak için hareket ettiklerini anladı. Kendi eşinden korunuyor olması içini ezmişti.
"Taehyung bana zarar vermez. Ne yapıyorsunuz siz? Evet, bunu aklından geçiriyor olabilir ancak bana asla dokunmaz."
"Seni öldürmek istiyormuş gibi bakıyor Jimin. Sus artık."
Namjoon, Jimin'i çekiştirip fısıldadı ancak Jimin'in gözü pekliği de hoşuna gitmişti. Taehyung karşısındaki bu tavrı gereksiz ancak değerliydi.
"O her zaman birini öldürmek istiyormuş gibi bakıyor."
Jimin konuşmaya devam ederken Taehyung gözünü ona dikmiş, sakinleşmeye çalışıyordu. Derin derin nefesler alıp, içinden saymaya başlamıştı alfa. Jimin ellerini göğsünde birleştirmiş, onun karşısında kaygısız ve korkusuz görünmeye çalışıyordu. Öfkesinin nedenini anlayamıyor, kendisine yönelik olmadığına inanıyordu.
Taehyung tek kelime etmeden kolundan tutup ormana doğru sürüklemeye başladı eşini. Jimin onun peşinden hızlı hızlı ilerlerken gözünün ucuyla Yoongi ve Jeon'u görmüştü konuşurlarken. Tüm merakı onlara yönelmişken Taehyung daha da hızlandırmıştı adımlarını.
"Taehyung, senin yine bir şeye kızdığını fark ettim."
Taehyung Jimin'i savurup durdurduğunda gözlerini dikti gözlerine. Bir anda duran Jimin'in suratı acıyla buruşmuştu ancak bir şey söylememişti eşine.
"Canını neyin sıktığını bana söyleyecek misin yoksa orada öylece dikilip yüzüme bakmaya devam mı edeceksin? Tanrım... Sabrımı sınıyorsun Taehyung."
"Ben mi senin sabrını sınıyorum?"
Jimin bu soruyu onaylamaya cesaret edemedi çünkü eşi gerçekten de kükrüyordu karşısında.
"Kendini kimsenin kollarına atamaz, kimseye yakın davranamazsın! Kimsenin saçlarında ellerini gezdiremez, kimseyi öpemezsin!"
Taehyung karşısında bağırdıkça Jimin irkiliyor, ağzından çıkan her kelimede korkuyla gözleri kapanıyordu. Minik ayaklarıyla adım adım geriye çekilirken Taehyung Jimin'e anlamsız gelen cümlelerle bağırmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]
Werewolf[Vmin] [Omegaverse] "Kalbimi, bedenimi ve ruhumu vahşiliğinle beslemene ihtiyacım var. Ki zaten bana hissettirdiğin tek duygu da bu... Vahşilik." Olağan dışı bir dünyayı benimle adımlar mısınız?