Episode - 18

7.9K 883 1.1K
                                    


Kendisinden gittikçe uzaklaşan omeganın arkasından bakarken kalbi titriyordu içinde alfanın. Elinden hiçbir şey gelmiyor, dilinden tek bir söz dökülemiyordu. Susuyordu sadece.

Küçüğünü gözden kaybettiğinde paniğe kapıldı bir anda. Onun gözünün önünde olmayışı, onun kendi korunaklı sınırları dışında nefes alışı yeni bir şeydi alfa için. En az aralarındaki bağ kadar, hissettirdikleri kadar yeni...

Omegasının kaybolduğu ağaçların arasına doğru birkaç adım attı ancak durdurdu kendini sonra. Gitmek ve kalmak arasında seçim yapamazken kalbi soğuyordu sanki. Bal gözlerin yakınlarında olmadığı bir anda bu kadar etkilenebileceğini hiç düşünmemişti alfa.

Planlarını işler hale getirebilmek için ondan uzaklaşıp sorumluluklarıyla uğraştığı zamanlarda hiç hissetmemişti kalbinin üşüdüğünü. Omeganın kendisini beklediğinden emindi çünkü. Küçük omegasının, bıraktığı yerde olduğundan adı kadar emindi alfa. Şimdi de döneceğinden emin hissediyordu kendini ama anlam veremiyordu içinin soğukluğuna. Omegası giderken kalbini de alıp götürmüştü sanki...

İçinde gittikçe yükselen, boğucu duygularken kurtulamazken kendini eve atmak istiyordu. Bir an önce eve girmek ve eşinin burnundan silinmeye yüz tutmuş kokusunu almak. Evin içine, en çok da yatağa sinmiş o rahatlatıcı kokusunu...

O an kendisini Jimin'in kokusu dışında hiçbir şeyin rahatlatamayacağından, hiçbir şeyin zihnini açamayacağından, duygularını yatıştıramayacağından emindi Taehyung. Daha kokusunu soluduğu ilk an fark etmişti, o kokunun kendi uyuşturucusu olduğunu. Beyni ne kadar reddederse etsin, hücreleri birer birer bağlanıyordu omegaya.

Eve girip kendini doğrudan yatak odasına attığında, yatağın üstüne yığılıp kaldı alfa. Üstünden koca bir sürü geçmiş kadar berbat hissediyordu kendini. Jimin'in yastığına uzanıp yüzünü gömdüğünde derin derin içine çekti yastığa sinmiş kokusunu. Sokuldukça sokulmak istiyor, daha gideli birkaç dakika olmasına rağmen hemen geri dönsün istiyordu. O odada, yatağında, yanında olmasına ihtiyacı vardı alfanın.

Kalbi göğüs kafesini döverken ilk kez o an hissediyordu heybetli bedeninin altında yatan acizliği. Taehyung tüm acımasızlıklarının, tüm şiddetinin altında saklanan zavallıyla tanışmıştı eşinin bırakıp gittiği evinde. Dakikalar birbirini kovaladıkça zihni işlevini yitiriyor, ne düşünmeye başlarsa başlasın sonunu Jimin'le tamamlıyordu. Hiç istemeden...

O gözü kara, korkusuz, cesur adamın içinde eşine karşı ufacık bir cesaret kırıntısı yoktu. Kendini Jimin için yüreklendirmeye çalışırken, ne kadar zavallı olduğunu düşünmüştü Taehyung. Kendini telkin ederken sımsıkı sarıldığı yastığın kokusu farkında olmadan mayıştırmıştı alfayı. Aklında yine en son Jimin varken, gözleri kapanıp uyuyakalmıştı onun yokluğunda.

Eşinin aksine ne zihnini meşgul eden bir düşünce vardı, ne de kalbini rahatsız eden bir his... Bomboştu Jimin. Alfasından uzaklaştıkça ağırlaşmış kalbi hafifliyor, onun feromonlarından uzaklaştıkça nefes aldığını fark ediyordu. Kendi halinde olmayı, kendiyle baş başa kalmayı fazlasıyla özlemiş olduğunu fark etti...

Artık bir eşi olduğu gerçeği hem rüya hem de kabus gibi geliyordu Jimin'e. Bu kadar hırpalanıp, bu kadar aşağılanacağını düşünmemişti onca yıl boyunca. Kendini özenle sakladığı eşinin her fırsatta kendini darmadağın edip, yapayalnız bırakacağını bilse belki de kaçardı ondan. Tıpkı alfanın sandığı gibi...

İçinde eşinin yarattığı o dev boşlukla durmadan ilerlerken nereye gittiğini bilmiyor, etrafında neler var göz bile değdirmiyordu Jimin. İçin için sızlayan bileği bile umurunda değildi. Sadece yürümek, sadece uzaklaşmak istiyordu. Sadece geride bırakmak istiyordu. Bırakmasının mümkün olmadığını bile bile...

QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin