Lanetlendiğine inandığı berbat bir günün ardından, yeni doğan sabaha sakin başlamayı dileyerek uyumuş Taehyung, eşinin çığlıklarıyla açtı gözünü. Öyle yüksek sesle bağırıyordu ki, yataktan nasıl çıktı, sadece iç çamaşırıyla nasıl ona koştu, fark edememişti bile alfa.Oturma odasının ortasında tıpkı kendisi gibi yarı çıplak bir halde çığlık atarak Yoongi ve Jeongguk'un üstüne çökmüş, birine tokat diğerine tekme atmaya çalışırken bir yandan da Jeongguk'un saçlarını çeken eşinin kendisini uğrattığı şoktan kurtulması zaman almıştı Taehyung'un. Jimin'in durmaksızın söylenmesi ve elini kolunu gelişigüzel sallaması karşısında çaresizce yüzünü kapatıp kendisini korumaya çalışan Yoongi için kılını kıpırdatmak bile istemese de, saçları çekildikçe gözlerinden yaş gelen Jeongguk'un hatrına belinden kavradığı gibi onların üstünden aldı Jimin'i Taehyung.
"Ne yapıyorsun?! Jimin, dur. Dur diyorum sana ne yapıyorsun sen?"
Karnından sıkıca sarılmış ve kendisini havaya kaldırmış eşinin kollarını çözmeye çalışıp ayaklarını savururken hala Jeongguk'un yüzüne hedef alıyordu Jimin.
"Kuzenime sarılmış! Arkasından sinsi sinsi sarılmış uykusundayken! Bırak beni, öldüreceğim o pisliği bırak! Üstelik bizim evimizde!"
Dünyanın en kötü şeyini yapıyorlarmış ve de yakalanıp ellerine yüzlerine bulaştırmışlar gibi hisseden Yoongi, Jimin'in Jeongguk'un boynunda bıraktığı tırnak izlerine bakarak iç çekti seslice. Onunla konuşmayı fazlasıyla ertelediğinin ve kuzeninin bu denli hırçın davranmasında kendi sorumluluğu bulunduğunun farkındaydı omega. Kendisine karşı bu kadar korumacı olduğu için asla onu suçlamıyor, aksine ona sahip olduğu için şanslı sayıyordu kendini.
Yanında kendisini ifade etmek için ağzını açan ve Jimin'in ayağını göğsünün ortasında bulan Jeongguk'u hızlıca geri çekip doğrudan kendisi yüzleşmek istedi kuzeniyle. Bu geç kalınmış açıklamanın herhangi bir faydası olacak mı emin değildi ancak konuşmadığı her dakika, suratı gittikçe kızaran kuzenini daha da delirttiğini biliyordu Yoongi.
"Ben uyurken sinsi sinsi sarılmadı bana. Ben istedim yanımda uyumasını."
Jeongguk'un başı yavaş yavaş kendisine çevrilip şaşkınlıkla açılmış gözlerini üzerinde hissettirirken, yandan bakışlarını ona göndermekle yetiniyordu Yoongi.
"Sen ne saçmalıyorsun? Yoongi, tüm aileni yok edip senin peşine düşen adama nasıl bu kadar yakın olabilirsin? Sen kafayı mı yedin? Sana yaşattıklarını nasıl unutursun?! Zarar göreceksin ondan!"
"Ona asla zarar vermem."
"Sen sus!"
Jeongguk'un başını önüne eğip kendisine son derece alçak bir ses tonuyla ve içtenlikle verdiği cevap karşısında onu susurmuş, bu defa gözlerini doğrudan Yoongi'ye dikmişti Jimin.
"O susacak ve sen konuşacaksın. Konuş şimdi Yoongi. Sen de bıraksana beni Taehyung karnıma bastırıyorsun acıyor!"
Hala ayakları havada duran Jimin'i, sinirle bir anda yere bıraktığında, eşinin dengesini kaybedip sarsılmasının üstüne kötü bakışlarının hedefi oldu Taehyung. Jimin, Taehyung'un yüzüne kaldırdığı elini, tıpkı ondan öğrendiği gibi yumruk yapıp burnunun ucuna doğrulttuğunda ona göz devirip küçük yumruğunu öpüp çekildi alfa.
"Siz ikiniz bu kılıktayken konuşacağımız konusunda kararlı mısın Jimin? Gidip üstünüze bir şeyler giyinin."
Jimin başını önce kendi vücuduna eğip, yavaşça kızarmış yanaklarıyla birlikte eşinin vücuduna döndüğünde kolundan tutarak hızlı hızlı çekiştirmeye başladı onu. Odalarına giden koridorda kayboldukları anda Yoongi'de hemen Jeongguk'a dönüp elini uzattı ona oturduğu yerden doğrulurken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]
Werwolf[Vmin] [Omegaverse] "Kalbimi, bedenimi ve ruhumu vahşiliğinle beslemene ihtiyacım var. Ki zaten bana hissettirdiğin tek duygu da bu... Vahşilik." Olağan dışı bir dünyayı benimle adımlar mısınız?