Gün içinde ikinci kez karanlıklarına sığındığı ağaçların gövdelerinde gezdirdi parmaklarını Taehyung. Gözetlediği evin tüm ışıkları sönmüştü birkaç saat önce. Tüm aile bireylerinin derin uykuda olduklarını hissedebiliyordu üstelik. Auraları silikleşip sönmüştü.Ağaçların sağladıkları karanlık gölgelerden, adına yaraşır bir ustalıkla, Fenrir isminin hakkını vererek sokuldu eşinin evinin yakınlarına.
En yakın arkadaşını ve adamlarını sürü topraklarının çok ötesine göndermiş, sınırlardan uzak bir hapis yaratmıştı kendi elleriyle. Adamları orada beklerken, Taehyung'un tek yapması gereken omegayı almak ve yanlarına gitmekti.
Hayalet adımlarla eve yaklaşmaya başladığında içeriden gelen güçlü kokuyu aldı Taehyung. Omega kokusunu. Öyle ki, gün içinde hissettiği o silik, sönük auranın sahibi olmasına imkan dahi tanımayacağı kadar güçlüydü şimdiki varlığı. Kaşları çatıldı ister istemez ve hızla bir kaç adım geriye gidip ağaçlardan birine tırmandı. Tünediği daldan daha iyi görünüyordu evin içi.
Çok geçmedi, odalardan birinin ışığı açıldı. Omeganın odasının ışığı...
İncecik tül perdelerin arkasından, onun telaşla bir o tarafa bir bu tarafa koşuşturduğunu ve bir şeylerle uğraştığını görebiliyordu Taehyung. Eşsiz kokusuna korku bulaşmıştı. Korkuyordu omegası...
Bu defa daha derin çatıldı kaşları. Korkusunun sebebini öğrenmek istedi. Onu korkutan şeyi yok etmek, korkusundan kurtarmak istedi. Şiddetle çatılan kaşlarının altındaki gözleri, gördüğüyle irileşecek kadar şaşkınlığa düştüğünde unuttu tüm bunları.
Tül perdelerin ardındaki omegası hızla üstündekini çıkarıp yerine yenisini giymeye çalışırken, Taehyung onun gerçekten bu ev halkının soyundan olup olmadığını düşünmeye başlamıştı. Bembeyaz teni, incecik beli ve pürüzsüz sırtı gözlerinin önüne serilmişti.
Birkaç dakika sonra odanın ışığı sönüp omega gözden kaybolunca tünediği daldan indi Taehyung. Merakla olacakları beklemeye başladı. Bir anda bıçak vurulmuş gibi kesildi omeganın kokusu ve korkusu. Hissedememeye başladı Taehyung onun varlığını. Üstelik o cılız aurasını dahi algılayamıyordu. Ne olduğuna anlam vermeye çalıştığı sırada cılız bir sesle karşısındaki evin kapısı açıldı.
Dışarı çıkan omeganın yarattığı şaşkınlıkla dili tutulmuştu sanki Taehyung'un. Küçük omegası tıpkı kendisi gibi, tıpkı diğer güçlü Alfa ve Betalar gibi saklıyordu kendisini. Varlığı gözlerinin önünde olmasa, orada bir omega olmadığına yemin edecek kadar yoktu kurdu ortada. İlk defa bir omeganın kurduna hükmedebildiğine şahitlik etti tüm şaşkınlığıyla. Bu küçük omeganın kendisini daha ne kadar şaşırtabileceğini düşünürken arkasında sürükleyerek taşıdığı çantasına kaydı gözü.
Kaçıyordu...
Bir kez daha kaçıyordu omega.
Bu defa Taehyung'un onu almaya geleceğinden haberi olmamasına rağmen kaçıyordu üstelik. Kaçmaması için onu alacağının haberini vermemişti ancak yine kaçıyordu. Kimden, neden kaçmaya çalıştığını sorguladı Taehyung, o ilerlemeye devam ederken. Hiçbir mantıklı cevap bulamadı içinde. Ailesinin ona kötü davranmasına ihtimal de vermiyordu üstelik.
Omega evden uzaklaşmaya başladıkça o da arkasından sessizce ilerleyip takibe koyuldu. Bu geceki işini kolaylaştırmıştı eşi, istemeden. Tam şu anda onu alıp, hazırlattığı yere götürebilirdi istese. Ancak merakı daha ağır basıyordu. Omeganın ne yapmaya çalıştığını görmek için can atıyordu Taehyung.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]
Hombres Lobo[Vmin] [Omegaverse] "Kalbimi, bedenimi ve ruhumu vahşiliğinle beslemene ihtiyacım var. Ki zaten bana hissettirdiğin tek duygu da bu... Vahşilik." Olağan dışı bir dünyayı benimle adımlar mısınız?