Daldığı en rahatsız uykudan, boğazındaki yanmayla gözlerini açıp, ayaklarını misafir olarak yattığı yataktan aşağı sarkıttı Jimin. Pencereden gelen tıkırtılar yüzünden uyanmış, uykusuna doymamış olmasının verdiği huzursuzluk yüzüne yansımıştı.Perdeyi aralayıp henüz tam olarak açamadığı gözleriyle dışarıya baktığında, bir çift yeşil gözle karşılaştı Jimin. Gözlerini birkaç kez kırpıp ne yapmaya çalıştığına bakınca, onun pencereyi dışardan açmak için uğraştığını fark etti.
Bedeninin neredeyse parçalayacağı kadar sıkı şekilde üzerine oturmuş beyaz gömleği, gelişigüzel topladığı saçları ve aralardan kaçıp yüzüne dökülen inatçı tutamları, genişçe gülen yüzüyle kendisine bakıyordu alfa. Hiçbir anlam veremeyerek kaşlarını çatıp onu eliyle kovalamaya çalıştı Jimin ancak ne kadar onu kışkışlasa da gülerek pencereyi kurcalamaya devam etti eşi.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen şu an? Gitsene buradan."
Sonunda dayanamayıp pencereyi açmış, pencerenin pervazına dirseklerini koyarak kendisini izlemeye başlayan eşini terslemişti Jimin ancak onun hiç de alındığı yoktu omegaya.
"İlk gün yapmam gerekeni yapıp seni kaçırmaya çalışıyorum sevgilim. Günaydın. Bugün yine çok güzelsin."
Uzanıp dalgın dalgın kendisine bakan omegasının burnunun ucuna bir öpücük kondurup, gülümsemeye devam etti Taehyung. Asla silinmiyordu yüzündeki o mutlu ve heyecanlı ifade.
"Ne? Çekil şuradan Taehyung."
"Pencereden kaçırmaya çalışıyorum seni işte. Seni almaya geldiğim gece planım buydu. Şimdi yeniden başlayacağız her şeye ve ben seni pencereden çıkaracağım. Tut hadi elimi."
O kadar sinirleri bozulmuştu ki Jimin'in... Deli gibi gülmekten alamadı kendini. Kahkahaları Taehyung'un kulaklarında çınlayıp ona yeniden sıcaklığı hissettirirken, Jimin'in gözlerinden yaş geliyordu artık. Bir elini göğsüne koymuş, zar zor nefes alarak kendini durdurmayı başardığında elinin tersi eşinin göğsünde patladı bir anda. O kahkaha atan omegadan eser kalmamış, gülmekten ıslanan gözlerine öfke yerleşmiş, sarıları kısılmıştı bir anda.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Ne yapmaya çalışıyorsun şu an? Hem benden bu kadar rahatsızlık ve memnuniyetsizlik duyup hem de sürekli peşimden gelmen çok anlamsız Taehyung. Sabrımı sınıyorsun."
İçinden taşıp yüzüne yerleşen heyecanının üstü örtülmüş, ama yine de tebessümünden vazgeçmemişti Taehyung. Onu öylece dışarı çıkmaya ikna edemeyeceğini tahmin etmiş, reddedilişiyle hemen pes etmemişti alfa.
"Sana söz veriyorum, eğer elimden tutup bu pencereden çıkar ve benimle gelirsen; her şeye yeniden başlayacağız. Lütfen güzelim. Şu an tüm hayatım buna bağlıymış gibi hissediyorum, lütfen."
Tüm hayatının pencereden kaçmasına bağlı olduğunu iddia eden eşinin ne gibi bir şeyin peşinde olduğunu çözemiyordu Jimin. Kafasını uzatıp dışarıya baktığında, güneşin neredeyse tepede olduğunu gördü. O kadar uyumuş olmasına da bir anlam veremeyip tehditkar olduğunu düşündüğü bakışlarını dikti bu defa eşine.
"Eğer gitmezsen Seokjin'i uyandırırım. O seni seve seve gönderecektir. Dünden beri anlamadığım bir biçimde bana karşı fazla korumacı."
"Onlar da seni bekliyor. Üstelik henüz tanışmadığın üç kişi daha seni bekliyor. Senin elimi tutmadığın her dakika, tanışmayı bekleyenlerden birinin huysuzlandığına da eminim. Hadi gel artık, söz veriyorum üzülmeyeceksin."
Jimin sıkıntıyla bir nefes verip göz devirdi Taehyung'a. Üzerini değiştirmek için çantasından bir pantolon ve bir gömlek seçip giyindi hızlıca. Pencereyi kapatıp kapıdan çıkmak üzere harekete geçtiğinde, eşinin keskin tavrı ve inadıyla birlikte onun elinden tutunup tam da istediği gibi pencereden çıkmak zorunda kaldı omega. Ayakları toprağa bastığı an Taehyung'un zafer kazanmış gibi genişçe gülümseyişi, içini kıpırdattı Jimin'in.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]
Hombres Lobo[Vmin] [Omegaverse] "Kalbimi, bedenimi ve ruhumu vahşiliğinle beslemene ihtiyacım var. Ki zaten bana hissettirdiğin tek duygu da bu... Vahşilik." Olağan dışı bir dünyayı benimle adımlar mısınız?