Köşeye sıkışmış, önünü sonunu göremediği bir hayatı yaşarken; bir gece ansızın gelen cesaretle birlikte kaçtığına inandığı hayatın kucağında bulmuştu kendini Yoongi. Jeon Jeongguk ile kesişen yolunun nereye gittiği hakkında ufacık bir fikri bile yoktu ancak onu yolundan def etmek ve tek başına ilerlemek konusunda da çekinceleri vardı omeganın.Sabaha kadar bir an olsun uyumamış, her yerde onu aramış ama yine de bulamamıştı alfayı. Jimin'le konuşmalarının ardından alfa ortadan kaybolmuş, feromonlarının takip edilmesine dahi olanak tanımamıştı. Şimdi onun evinde, onun verandasında oturmuş, karnına çektiği bacaklarına kollarını dolamış, umutsuzca dönmesini bekliyordu Yoongi.
Tam karşısında doğmaya başlayan güneş, yeni güne dair güzel şeyler çağrıştırmıyordu omegaya. Olması gerekenin aksine... Jeongguk'un geri dönmediği her dakika, içinde yükselen Jimin'i uyandırma isteğini bastırmakta zorlanıyordu Yoongi. Ona ne söylediğini, alfanın neden uzaklaştığını merak edip öğrenemiyor olmak iyi gelmemişti omegaya.
"Bu saatte neden buradasın?"
Onu görmeyi beklediği noktanın aksine, bir anda arkasında beliren alfayla yerinde sıçradı Yoongi. Geldiğine dair hiçbir şey hissedememiş olmasının yanı sıra, karşısında görüyor olmasına rağmen onu hissedemiyor oluşunu garipsemişti omega. Jeongguk'un kendini tamamen soyutlaması, kabul etmeyi çok istemiyor olsa da kötü hissettiriyordu ona.
"Seni bekledim. Neredeydin?"
Yoongi'nin yerinden kalkmaya çalışıyor olduğunu görmesi üzerine, onun omzundan bastırıp kalkmasını engelledi Jeongguk. Yanına oturmak ve oturmamak arasında gidip geliyor, ondan uzak durmaya çalışırken başaramıyor olmakla sınanıyordu sanki.
"Neden beni bekledin? Bir sorun varsa ağabeyimle konuşabilirdin. Erkenden uyanmana gerek yoktu."
Jimin'le konuşmalarının ardından, hafife alınamayacak kadar ciddi bir durumun içinde olduğunu daha yakından görmüş; artık herkesçe bilinen ve görülen duygularının gerçekliği tarafından tokatlanmıştı alfa. Herkesçe bilinen ve açık edilen duyguları...
"Uyumadım ki..."
Karşısında yutkunarak uyumadığını söyleyen omeganın omzundan elini çekip, ikisini de arafta tutan o önüne geçemediği duygularını görmezden geldi alfa. Arkasını dönüp içeriye geçmek, yatağına yatıp bir daha asla uyanmamak için acele ediyordu. Biraz daha yanında kalırsa ağlamaktan çekiniyor, onun yanında ağlamaktan ise hiç mi hiç utanmıyordu. Tıpkı ailesi hakkındaki gerçeklerden bahsettiği gün olduğu gibi, ona sarılıp omzunda hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdi Jeon.
"Sana ne söyledi bilmiyorum ama... Benden kaçmanı gerektirecek bir şey söylediği kesin."
Kendisine sırtını dönen ve kapıya adımlayan adamı durdurmak için konuşmuş, başarılı olamamıştı Yoongi. Jeongguk'un kapıya ulaşmasına birkaç adım kala yerinden kalkıp ona doğru atılmış, kolunu kavramıştı sertçe. Kendisine bakması için durmaya zorlamak, kendisiyle konuşması için onu sıkıştırmak istemiyor ancak bunun dışında da bir çözüm üretemiyordu omega.
"Benimle konuşmak istemiyor musun Jeon?"
Kolunu sıkan parmaklardan kurtulmasının saniyeler dahi almayacağını biliyor ancak kurtulmak için hiçbir çaba sarf etmiyordu alfa. Onunla konuşmak, hatta sadece onunla hiç susmamak için nelerden vazgeçebileceğini anlatması dahi günler sürebilirdi.
"Jeongguk, burada kalmamı istemiyor musun artık?"
Yoongi'nin sınırlarını zorluyordu alfanın sessizliği, tepkisizliği... Onunla konuşmaya çalıştıkça susuyor oluşu, patlamaya itiyordu omegayı. Sabırsız yanına söz geçirmekte zorlanıyor, Jeongguk'u silkeleyip kendine getirmemek için direniyordu omega.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]
Hombres Lobo[Vmin] [Omegaverse] "Kalbimi, bedenimi ve ruhumu vahşiliğinle beslemene ihtiyacım var. Ki zaten bana hissettirdiğin tek duygu da bu... Vahşilik." Olağan dışı bir dünyayı benimle adımlar mısınız?