Episode - 12

10.8K 1K 1.4K
                                    


Kalbinin sesi kulaklarını sağır etmiş, eşinin şefkatli ve yumuşak tavırları başını döndürmüştü Jimin'in. Alfasının tuttuğu elleriyle, onun güzel tenini az da olsa keşfetmiş; ona dokunduğu zaman hissettiği yoğun duyguların yanına, kulağına çarpan sıcak nefes ve fısıltılarda eklenmişti. Bütünüyle sarsılıyordu Jimin'in dünyası.

Taehyung'un aklında onun korktuğuna, utandığına dair azıcık bir şüphe bile yoktu. Bakışlarından, salgıladığı feromonlarından ele veriyordu kendini omegası. Alfayı memnun eden en büyük özelliği de buydu belki. Kendi içinde karmakarışık biri de çıkabilirdi omegası. Ancak şansına hem sakin ve dolambaçsız, hem de güzel ve etkileyici bir omegası vardı onun.

Jimin titreyen parmaklarıyla eşinin fermuarını indirip öylece beklemeye başladı. Hala ne yapması gerektiğini bilemiyordu ve öylece alfasına bakıyordu. Onun yoğun yeşil bakışlarının arkasında saklı şeyleri görmek, bilmek istemişti içten içe. Çok güzel bakıyordu eşi kendisine. Çok derin ve bir o kadar da dalgın.

Küçük ellerini Taehyung'un ellerinin arasından çekmeden olduğu gibi kaldı karşısında. Çok kaba, nezaketsiz, saldırgan ve terbiyesiz bulduğu eşi; kibarca, büyük bir nezaketle kendisini tamamen ona bırakmıştı ve Jimin bunu düşündükçe sevinç çığlıkları atmak istiyordu.

Hiç kıpırdamadı Taehyung. Kendini dizginlemesinin belki de imkansız olduğu bir noktada, nefesini tutup omegasının hamlesini bekledi. O ne zaman isterse, kendinde ne zaman cesaret bulursa, o zaman öğretecekti ona eş olmanın güzelliğini.

Jimin utana sıkıla, yanakları kırmızının her bir tonuna bürünmüşken, eşinin bir hamle yapmayacağı gerçeğini kavramıştı artık. Sırf ondan korkup çekiniyor diye, kendisininkinden onlarca kat güçlü olan alfa duyularını bastırması karşısında içinde bir hayranlık uyanmıştı. Biraz da minnet...

Titrek parmaklarını Taehyung'un ellerinden sıyırıp eşini sıkıca saran pantolonun beline attı. Belinden yavaşça tutup kalçalarına sıyırmaya başladığında, alfasının yeşil gözlerinin nasıl da koyulaştığına şahit olmuştu Jimin. Onun böyle hissetmesini sağladığını düşündükçe, içi dolup taşıyordu.

Alfasının kalçalarından sıyırdığı pantolonun açıkta bıraktığı yerlere temas eden parmaklarının yandığını hissetmişti sanki. Hızla çekti ellerini ondan ve gözlerindeki çaresizlikle Taehyung'a baktı uzun uzun. Ellerini göğsünün ortasında birleştirmiş, dudaklarını ısırmaya başlamış omegasının kendisine sunduğu manzaranın keyfini çıkarabilirdi Taehyung. Patlama noktasında olmasaydı tabii...

"Şey... Sen, sen de bir şeyler yapamaz mısın?"

Onun sabrını ve hoş tavrını yeterince hissetmişti Jimin. Hiç deneyimlemediği bir şeyin daha en başından yalnız kalmak daha da tedirgin etmişti onu. Eşine tamamen güvenmişti o an. Tamamen emin olmuştu kendisini incitmeyeceğinden. Ona karşı duyduğu korkuyu susturmuştu zihninde. Hatta biraz da gereksiz bulmuştu bunu. Ondan korkmak... Üstelik kendisi defalarca bunu istemediğini söylemesine rağmen ondan korkmaya devam etmek... Alfasına karşı biraz haksızlık ediyormuş gibi hissetmişti Jimin. Onu hiç tanımıyordu. Ailesi hakkında çok şey duymuş olması, onun ne şekilde büyüdüğünü bildiği anlamına gelmiyordu. Eşinin karakterini tam olarak kavrayamadan onu buzdan bir adam olarak ilan etmesi... Haksızlıktı belki de.

"Gömleğini çıkarabilir miyim?"

Jimin duyduğu şey karşısında şaşkınlıkla eşine bakmış, onun gerçekten de kendisinden izin istediğini kavrayınca şaşkınlığı katlanarak artmıştı. Karşılaştıkları ilk an cüssesiyle ve tavırlarıyla onu bayıltan adamın, şimdi izin istiyor oluşu... İki keskin uç arasında savrulduğunu hissediyordu Jimin.

QUIXOTIC ✯ vmin [omegaverse]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin