Ben okul bahçesinin ortasında Ateş'in arkasından bakakalırken, birinin adımı söylediğini duydum. Başımı kaldırıp sınıfın penceresine baktığımda; Melis'i, Deniz'i, Zeynep'i ve Esila'yı bana bakarlarken gördüm. Off ya olamaz, ben bunu tahmin etmemiştim. Sanırım sınıfta biraz hesap vermem gerekiyordu. Ama ben bile ne olduğunu bilmiyordum ki!
Koşar adım sınıfa gittim. Kızlar bana soru sormaya başladı. O kadar bunaldım ki "yeter ya!" Diye bağırdım. Anlamsızca yüzüme baktılar. Ama soru sormayı bırakmışlardı. Sanırım onlara bağırdığım için değil de hoca geldiği için susmuşlardı. Aceleyle yerimize geçip oturduk. Dersi dinlemeye çalışıyordum ama Ateş sürekli aklıma geliyordu. Aslında doğruyu söylemek gerekirse hiç çıkmıyordu. Böyle bir an yaşayacağımı hiç düşünmemiştim. Çok tatlıydı ya; hele gözleri...
Off ne diyorum ben. Bu halimi biri görse aşık olduğumu sanacak. Derken yanımda oturan Zeynep'in bana bakıp sinsice sırıttığını gördüm. Sessizce "noldu be, ne gülüyorsun" dedim. Gülüşü yüzünde büyürken "hiç, yok bir şey" dedi. Biz öyle sessiz sessiz konuşurken hoca "Su, kalk tahtaya ve soruyu çöz" dedi. Ben ağzım açık kalmış bir şekilde tahtadaki inanılmaz zor olan matematik sorusuna bakarken, Zeynep kendini tutamadı ve kahkaha atmaya başladı.
Sanırım biraz fazla arsızdık. Çünkü hep beraber gülüyorduk şimdi. Ne yani bir matematik sorusu çözemedim ve hoca ya "hocam kusura bakmayın, matematiğe inanmıyorum, mateistim ben" dediğim için bu kadar gülünür müydü ya? Gerçi tamam bunu söyleyen bizim gruptan biriyse gülünürdü.Biz orada arsızca kahkaha atarken birden hoca ile göz göze geldim. Ve inanın şu an hoca sinirden kıpkırmızı olmuştu. Hoca "Su, çık dışarı" diye bağırdı.
"Hocam ya çıkmasam" dedim gevşek gevşek. Hoca da "peki kızım çıkma sen" dedi.
"Zeynep, dışarı" dedi kapıyı gösteren hoca. Bildiğiniz kovdu kızı. Zeynep çıktı. Melis ve Deniz arsızca gülmeye devam edince, hoca "çıkın lan sizde dışarı" dedi.
Onlar daha kalkmadan Esila da kalktı "Eee hocam herkes gitti bende gidim bari" dedi. Sessizce "durun bir dakika dedim." Hoca ile göz göze geldiğimiz sırada ayağa kalktım ve "hocam siz beni bir kez daha kovmadan bende gideyim" dedim ve sınıftan çıktık.
Dışarı çıktığımızda Deniz kahakaha atmaya başladı. Ardından Esila gülmeye başladı, sonra da hepimiz...
Hoca bir anda dışarı kafasını uzatıp "ne gülüyorsun tek başına" dedi. Sağıma ve soluma baktığımda bizimkiler yoktu. İçimden onlara saydırırken bir yandan da hocaya pis pis bakıyordum. Daha sonra hoca içeri girdi. Arkamı döndüğümde karşımda bizimkiler vardı. Biraz sinirle "nereye kayboldunuz lan siz" dedim. Hep bir ağızdan "buradayız işte" dediler. Esila ve Deniz anlaşmış gibi arsızca gülmeye devam ettiler. Hep beraber kantine gittik ve kahve içtik. Öyle sohbet edip anın tadını çıkardığımız sırada zil çaldı. Kalktık ve sınıfa gittik. Anlaşmış gibi hep beraber başımızı sıranın üstüne koyduk ve uyuduk. Bir süre sonra Zeynep başımda beni uyandırmaya çalışıyordu.
"Kalk hadi zil çaldı, eve gidiyoruz" dedi. Uykulu bir sesle "o kadar oldu mu ya" diye sordum. Aceleyle "evet hadi kalk gidiyoruz" dedi. Kalktım ve sınıftan çıktık. Eve ulaşır ulaşmaz odama gittim. Kulaklığımı takıp müzik dinledim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Birden birisi kolumdan tutup beni uyandırmaya çalıştı. Gözlerimi aralamadan "Ateş" dedim. Tekrar kolum dürtülünce gözlerimi araladım.
Ve şu an ölmek istiyorum. Çünkü karşımda hiç de tahmin ettiğim gibi Ateş yoktu. Aksine, annem sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Ve kendini tutamayıp "Ateş kim?" Diye sordu.İşte şimdi başım belada...
Yorum yapmayı unutmayın♡♡♡
Sizleri seviyorum💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüme Beş Kala
Literatura Feminina"Neden gökyüzüm?" "Neden mi?Çünkü nereye gidersem gideyim benimle beraber geliyor o da. Hangi şehirde,hangi ülkede olursam olayım onu görebiliyorum. Yağmur,kar,güneş,bulut hiçbirisi,hiçbir şey engel olmuyor onu görmeme.Sabah da olsa gece de olsa ba...