~ GEÇMİŞTEN BİR ANI ~

2.5K 81 28
                                    

Sabahın yedisinde Kokarca Gabe ' in iğrenç sesiyle uyandım. Her zamanki rutinini gerçekleştirmek üzere anneme bağırıp çağırıyor , kahvaltıyı hazırlamasını söylüyordu. Sinirle yataktan çıkıp salona yöneldim. Dün de buna benzer bir hareketim olmuştu ve sonuç olarak saatlerce depoda kilitli kalmıştım. Ancak umrumda değildi. Anneme bu şekilde bağırıp çağırması beni deli ediyordu. Gücüm yettiğince karşı koymaya çalışıyordum ama ne yazık ki henüz on iki yaşımdaydım ve karşımdaki benim beş katım kadar olan Gabe ' e bir türlü haddini bildirememiştim. Salona vardığımda Gabe ' in annemi bileğinden kavradığını ve boşta kalan elini de vurmak için kaldırdığını görünce kan beynime sıçradı. Koşarak annemi Gabe ' den uzaklaştırdım. Bu yüzden tokadı ben yemiştim ancak önemi yoktu. Annemin canının yanmasındansa benimki yansın daha iyiydi. Öldürücü bakışlarla Gabe ' e bakarken bir tokat daha yedim. Ona karşı koyamamak tokattan daha çok acıtıyordu canımı. Mutfaktaki , banyodaki ve benim odamdaki musluklar bir anda patlayınca annem telaşla beni Gabe ' den uzaklaştırdı. Bana bir bardak su içirdiğinde sinirden ellerim titriyordu.
- Sakin ol canım.
- Bu kadar yeter gidiyoruz buradan.
Annemin yüzünde çaresiz ifadeyi gördükçe umudum yok oluyordu.
- Yapamayız canım.
Ona nedenini sormadım. Daha öncede birçok kez benzer şeyleri konuşmuştuk ve bana buradan çekip gitmeme nedenini hiç anlatmamıştı. Gabe ' in odaya dalmasıyla annemle birlikte yerimizde sıçradık. Pis kokarca suratındaki kızgın ifadeyle annemi kolundan tutup çekiştirince ona engel olmaya çalışırken karnıma sert bir tekme geçirdi. Nefessiz kaldığımı hissediyordum. Annem Gabe ' e tokat atıp yanıma koştu. Öksürüklerim arasından defalarca iyi olduğumu söylememe rağmen hala endişeliydi. Annemin çığlığıyla saçından tutan Gabe ' i sonradan farkettim. Annemi saçından tuttuğu gibi sürükleyerek odadan çıkardığında engel olamamıştım. Odadan koşarak çıktığımda annemi depoya sürüklediğini gördüm. Hızlıca oraya koştuğumda elindeki sopayla anneme vurduğunu görünce ileri atılıp sopayı engellemeye çalıştım. Birkaç darbe almama rağmen sopaya yapışmış bırakmıyordum. En sonunda Gabe yakamdan tuttuğu gibi beni geriye fırlatıp elindeki sopayla üstüme yürüdü. Defalarca vurmasına rağmen hala bilincim yerindeydi. Karşımda hareketsiz yatan annemi gördükçe acım artıyordu sanki. Gabe vurmaktan yorulunca sopayı yere atıp ip çıkardı. İpin bir ucunu tavandaki kancaya bağlayıp diğer ucunu anneme sardı. Bir şekilde onu tavana asıp depodan çıktı. Yerde sürünerek anneme doğru ilerledim. Bedeninde en ufak bir yaşam belirtisi yoktu.
- Anne...
Sesimi ben bile zor duymuştum. Yerden zorla kalkıp ipi çözmeye çalıştım. Bir türlü beceremedikten sonra annemin soluk yüzüne baktım. Dudaklarındaki hafif morluk beni korkutuyordu.
- Anne ? Uyan anne... Lütfen...
Bir süre daha ipi çözmeye uğraştım ancak fayda etmiyordu. Sonunda başım döndüğünde dengemi kaybedip yere düştüm. Sürünerek duvara gidip annemi izledim. Saatlerdir onun hareketsiz bedenini izliyordum. En ufak kıpırdama bile olmamıştı. Ama pes etmek bana göre değildi. Depo kapısı açılırken içeriye Gabe girdi. Yüzündeki dehşet ifadesiyle anneme bakarken yavaş yavaş ona doğru ilerliyordu.
- Uzak dur ondan !
Bağırmamla birlikte şoktan kurtulup koşarak depodan çıktı. Birkaç saat daha annemi izledikten sonra gözyaşlarım istemsizce akıyordu. Yere düşen her damlayla içim kan ağlıyordu. Annem gözlerimin önünde ölürken elimden birşey gelmemişti. Dışarıdan gelen siren sesleriyle sürünerek annemin yanına gittim. Depo kapısından şaşkınlıkla beni izleyen polislerin yüzünü dehşet ifadesi aldı. Beni kollarımdan tutup annemden uzaklaştırdıklarında çığlık atıyordum. İçeriye giren sağlık görevlileri annemi saran ipi çözüp onu siyah bir torbaya koydular.
- Yapmayın ! Yalvarıyorum size ! Lütfen !
Alelacele torbayı depodan çıkardılar. Polislerde beni sürükleyerek depodan çıkardıklarında hızlı adımlarla boştaki ambulansa bindirdiler. Sağlık görevlisi yaralarıma bakarken aklımda annem vardı. Sağlıkçı abi beyin sarsıntısı gibi birşeyden polise bahsederken öylece oturuyordum. Garip bir şekilde hiç ağrım yoktu. Polis abi ambulansta karşıma oturunca araç çalıştırıldı.
- Annem nerede ?
- Ona ne olduğunu bilmiyor musun ?
Anlamsız gözlerle polis abiye baktım. Neyi kastettiğini anlamamıştım. Ambulans hastaneye vardığında sağlıkçı abi kalkmama izin vermedi ve beni sedyeyle taşıdılar. Kafamda duyduğum o yumuşak sesle gözlerimi kapadım.
" Percy beni affet. "
Bir şekilde bunu söyleyenin o olduğunu biliyordum , babam. Ona dair hatırladığım tek şey gülüşüyken sesini nasıl tanıyordum ?

PERCY JACKSON : SAKLANAN ACILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin