•Dikiş İzleri•

1.7K 165 113
                                    


"Bazı yaralarım var,
Kendilerinin hatırlatıldığını duyunca sızlıyor."

Efkan, Atlas, Sembol ve Bars'ın okula gelmesi resmen kargaşaya sebep oluyordu. Kesintisiz her gün ortaya başka bir polemik atılıyordu fakat bu ne Efkan'ları ne de Emre'leri pek etkilemiyordu. Aslında her zaman kargaşa vardı fakat bu sefer ucu cidden bana da dokunuyordu. Onlar gizli bir düşmanlık içerisindeydi. Diğer yandan her şeyden uzaklaşmak isteyen ben, Sembol, Arya ve Elisa vardık fakat biz de çok gizli bir düşmanlık içerisine girmiştik. Hissediyordum.

"Kamer kıçım ve sıra resmen birleşti. Allah aşkına kalk da Bars, Atlas ve Efkan'ın yanına gidelim." dedi Sembol bıkkınca. O kavga gününden sonra ne Efkan'larla oturmuş ne de sohbet etmiştim. Ki o günün üstünden iki gün geçmişti.

"Sembol beni bulaştırma lütfen." dedim yalvarırcasına. Bugün saçlarını toplamış ve beyaz okul üniformasının üstüne mavi bir kazak giymişti. Biraz da makyaj yapmış, kolye takmıştı. Aşırı hoş gözüküyordu.

"Hadi nolur tek bugün." dediğinde nefesimi dışarı verdim ve kafamı olumlu anlamda salladım.

"İyi tamam." diyip sıradan kalktığımda elini sevinçle çırptı. Cidden sevinmişti. Sınıftakilerin bakışlarını yok sayarak çıktık ve hızla aşağı inerken Sembol telefonunu cıkardı ve kulağına götürdü.

"Alo Bars. Nerdesiniz?" diye sordu. Birkaç saniye sonra "Tamam bekleyin. Yanınıza geliyoruz." dedi ve telefonu geri kapattı.

"Biz gittiğimizde eminim çok sevinecekler." dediğimde Sembol koluma girdi.

"Kamer, Efkan senden nefret etmiyor. Bars ve Atlas hele hele hiç etmiyor." dediğinde kafamı salladım.

"Bilmiyorum Sembol. Okuldakileri-" derken sözümü kesti.

"Ay hepsi boş beleş insan Kamer. Daha doğrusunu bilmedikleri şeyler hakkında atıp duruyorlar ve birbirinin dolduruşuna geliyorlar. Efkan biraz şüpheci biri hal ve hareketleri o yüzden böyle. Yoksa başkasının ne dediğini umursadığı için değil." dediğinde biz kantinden içeri girmiştik.

Biz kantinden içeri iner inmez Efkan'lar bizi görmüştü. Mavi duvarlar içimi açmaya yetmiyordu. Işıklandırma da gözümü yoruyordu fakat yine de huysuzluk etmem gerekiyordu. Kaç yıldır buradaydım neden birden bire sevmemeye başlıyordum? Tam Efkan'ların olduğu tarafa yönelecekken Sembol'e doğru ince, uzun ve kesici bir şeyin geldiğini gördüğümde onu ittim fakat ne attılarsa benim yanağımın kenarını kesip gitmişti. Gelen şey sanırım makasın ucuydu bu yüzden acıtmıştı haliyle fakat tam olarak neyin geldiğini kestiremiyordum.

Yüzümde bir şeyin aktığını gördüğümde Sembol çığlık atarak yanıma geldi ve orada bulunan birkaç kız da bana bakarak çığlık atmıştı. Neden çığlık attıklarını anlayamamıştım. Ellerini ağızlarına götürerek seslerini bastırdıklarında, ben de avucumu yanağıma bastırdım ve görmek için yere indirdiğimde Efkan yanımda bitmişti.

"Kamer iyi misin?" diye sordu Sembol telaşla. Ağlayacak gibiydi. Benim ise sadece yanağım sızlıyordu.

Efkan çenemi yukarı kaldırdığında dikkatlice baktı ve çenesini kastı. Ardından cebinden bir peçete çıkradı ve yaranın olduğu yere bastırdı. "Kim yaptı bunu?!" diye bağırdığında şıçradım. Benimle Sembol dahil birlikte birkaç kız daha sıçaradığında yine siniri bir kasırgaya dönüşmüştü diye düşündüm.

"Abi özür dileriz biz görmedik. Abla valla görmedik." dedi bir çocuk üzgün bir sesle. Yanında iki tane daha arkadaşı vardı ve dokuzuncu sınıf olduklarını tahmin ediyordum.

BİN DÜŞMANLI PRENSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin