1 • strange prisoners

5.9K 340 301
                                    

Tuhaf mahkûmlar

"Mahkûmlar:

Kim Jisoo.

Jung Hoseok.

Jeon Jungkook.

Kim Namjoon.

Lalisa Manoban.

Kim Taehyung.

Min Yoongi.

Kim Seokjin.

Kim Jennie.

Park Jimin."

Müdürün nakledildiğim cezaevi hakkında bilgilendirme yapması ve yerleşeceğim odayı göstermesi için görevlendirdiği Lee Mihhyuk'un beni getirdiği bu odada oluşumuzun sebebini henüz bilmiyordum. O da buraya ait bir mahkûmdu nihayetinde.

Ayaklı beyaz tahtalara karalanmış karmakarışık tablolar, bir uçtan bir uca bağlanmış bir ipe asılı mahkûmların profillerinin çıktısının alındığı a4'ler ve uzunca bir kitaplığa dizili mahkum dosyalarının olduğu bu oda iç bunaltıcıydı. Beton duvara asılı olan kağıtta yazılı isimlerin ve tüm bunların ne ifade ettiğini soracağım sırada Minhyuk kollarını birleştirmiş bir vaziyette bilgeç bir tavırla birkaç adımda önümde durdu. Ona sorarcasına bakmam ise peşi sıra gerçekleşti.

"Burası, bu cezaevine girdiklerinden beri kural tanımaz sorunlu 10 mahkûm yüzünden ayrılmış olan ve müdürün bizzat ilgilendiği kısımlardan biri."

"Bunda benim bir kazancım olmayacaksa burada işimiz ne?"

Minhyuk bu sorumu bekliyormuş gibi iç geçirdi ve gözleri aşina olduğunu tahmin ettiğim odanın içini kısaca bir süre turladı.

"Bundan sonra bu cezavinde devam edeceksen, özellikle bu isimlerden seni haberdar etmem gerekir. Onlarla aynı koğuşta olacak kadar şanssız olduğun ortada. Bunu her mahkûma yapmam, sevinmen gerektiği yerde hayıflanıyorsun. Cezaevleri kafan estiği gibi hareket edebileceğin tekin yerlere benzemez. Tedbirli adım atman için bir fırsat."

Saçmalıyordu. Bahsettiği mahkûmlar burada oldukları sürece en fazla ne kadar ileriye gitmiş olabilirdi ki? Eğer önceden uyarması gerekeceği kadar sorunlu kişiliklerse bile yapabilecekleri en akıl almaz davranış, sözlerini dinlememiş olan bir mahkûmu yaralamaktan öteye gitmezdi. Yani, umarım gitmezdi.

"Şanslısın, cezan çok değil. Burada müebbetinden idamına kadar daha fazlasını alana da şahit oldum. İyi yönünden bakmayı dene. Mahkûmlar pek misafirperver değildir, kendini kabul ettirmen lehine olur."

Kısa süreli bir sessizlik nüksetti.

"Aynı katta kalacağın ve hafife almaman gereken şu 10 mahkûmu daha yakından inceleyelim ister misin?"

"Sence benim fikirlerimin senin açından bir önemi var mı? Aklına yatan ne varsa keyfin ve kahyasına göre hareket ediyorsun sanıyordum."
Buna karşılık tehlikeli bir tebessümün yüzünde can bulması diken üzerinde hissetmeme yol açtı.

Bu gereksiz sohbeti ilk kez doğru bir karar alarak devam ettirmeden iki adım geriledi, asılı olan çıktıların önünde durdu. Sahi, şu tiplere yeniden bir bakınca tam olarak bir hapishaneye mi yoksa kafes dövüşçüleriyle aynı ortama mı düşmüştüm tartışılırdı.

"Çok sabırsız görünüyorsun."

Yaptığı ironiye karşılık, "Ne demezsin." Diye homurdanmadan edemedim. Yersiz yorumları sinirlerimi bozuyordu. Tekinsiz diye bahsettiği cezaevinde gizliden gizliye beni burada alıkoyan onun yaptığı da pek akıl kârı bir davranış sayılmazdı ama akışına bırakmak bir an için daha katlanılır göründü. Nasılsa her şey olacağına varır kanısına tutunanlardandım.

strange prisonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin