16 • she knows how to feel cold well

1.6K 213 330
                                    

Soğuğu hissetmesini iyi biliyor

Düşünme yetimi kaybetmiş gibiydim. Bir süre sonra titremeyi tamamen kesmiş olan bedenim hissizleşmeye yakın sıcak bir şeylerin muhtaçlığını iliklerime kadar hissederken hareketsiz bir pozisyonda öylece oturuyordum. İki yanıma düşmüş olan ellerime kayan gözlerime perde olan göz kapaklarım kapanmak için direse de, kapanmamaları için kendimi zorladım.

Bedenimin yanı sıra bünyemi hissizleştiren soğuğun verdiği hissiyat tarifsizdi, boş odada iki kelime etmeye dahi mecalim kalmamışken bir hareketlilik aradım. Dikkatimi dağıtacak bir şeylere ihtiyacım vardı ve bu, gittikçe daha da korkunç bir hal alan odanın akıl almaz sükûnetini koruması durumunda pek mümkün görünmüyordu.

Odanın ısısının daha fazla ne kadar düşebileceği hakkında bir tahminde bulunamazken şu an için bilincimin kapanmaması tek dileğimdi. Ne kadardır buradaydım bilmiyordum ama soğuğu hissetmediğim her saniye günlerdir buraya hapismişim gibi düşünmeden edemiyordum. Kendime gelebilmem için birinin beni tokatlamasına ihtiyacım vardı, acıyı hissetmediğim takdirde hissizleşmeye devam eder ve bilincim kapandığı an uyanamazdım. Sonumun donarak ölecek olmasından çok yalnız başıma ölecek olmam ne acıydı.

Duvara yasladığım başım usul usul yana düşerken kimsenin gelmeyeceğinden emin olduğum o an gözlerim kapandı. Tam kendimi uzun soluklu bir uykuya teslim edecekken yakınlarımda olduğundan şüphe duyacağım bir ses gözlerimi tekrardan aralamama sebebiyet verdi.

Bakışlarım güçlüklü yan tarafımda kalan kapıya kayarken yumruk yaptığım ellerim sayesinde tınaklarımı avucuma olabildiğince geçirdim ve az buz hissedebildiğim acının beni uyanık tutmasını umdum. Sesler netleşti.
"Lisa, bir sakin olur musun kızım ya? Senin yüzünden elim ayağım birbirine girdi, kafamı karıştırdın zaten anahtarı ters yöne çeviriyormuşum yarım saattir!" Diye sitem eden Minhyuk'a karşılık Lisa, "Senin yapacağın işin ben var ya, ver şu anahtarı bana pezevenk." Diye karşılık verdi. Bir hareketlilik oldu ve çok geçmeden başka bir ses olaya dahil oldu.
"Çekil şuradan." Jungkook.

Beni nasıl bulmuşlardı bilmiyordum, belki de kıyafetlerini kurutmak için geldikleri bu odanın kilitli olduğunu fark ettikleri sırada şans eseri görmüşlerdi ve her şey bir anda gelişmişti, bilemedim. Anahtarın kilide girdiğini duydum ve iki kez çevrilmesinin ardından odaya dalan siyah botlar görüş açıma girdi. "Chaeyoung?" Lisa'nın şaşkın, aynı anda üzgün çıkabilen sesini Minhyuk'un beni gördüğünü tahmin ettiğim anın verdiği şoktan olsa gerek panikle bir şeyler mırıldanması takip etti. "Burası buz gibi."

"Chaeyoung." Diye tek nefeste adımı söyledikten sonra bir dizinin üzerine önüme eğilen Jungkook'a baktım. Yüzümü iki elinin arasına aldığında, dehşete düşmüş olmasıyla çatılan kaşları daha da çatık bir hal aldı ve ben vücut ısıma oranla bir hayli sıcak olan eline yanağımı yasladım. Aradaki fark gözle görülebilecek kadar barizdi.

Jungkook olduğu yerde donakalırken, "Odanın ısısını düşür!" Diye endişe içinde bağırdı ve hemen ardından yüzünü yüzümün hizasını getirdiğinde paniklemiş olduğunu gördüm, o da titiriyordu. Minhyuk, "Bilincini açık tut, ısıtıcıyı açayım." Dediğinde Lisa bir eliyle duvardan destek alarak yanıma çöktü.

Jungkook ise beni hafifçe sarsmayı sürdürdü. "Chaeyoung, yüzüme bak. Sakın uyuma, duydun mu? Uyumaman gerekiyor." Gözlerim tekrardan kapanmaya yeltendiği sırada ilgiyle saçlarımı geri iterken Jungkook, "Yüzüme bak!" Diye öyle bir bağırdı ki, irkilerek gözlerim aralandığında hâlâ donuyordum. Benimle alay mı ediyordu? Burada saatlerce ısısı eksi bilmem kaç olan odada hapis olmuş olan o değil, bendim. Öfkeyle doldum ama o böyle çaresiz bakıyorken ona kızamadım.
"Bağırıp durmasana geri zekâlı, kızı daha çok korkutuyorsun!" Jungkook hışımla ona baktı. O kadar öfkeli görünüyordu ki, bir an için bu öfkesinin Lisa'ya değil de doğrudan bana olduğunu düşündüm ve kalbim acıyla tekledi. "Sen sus." Diye tıslayarak tekrardan odağını bende sabitledi ve beni uyanık tutmak istermiş gibi anlamadığım bir anda alnını alnıma yasladı.
"Neden seni böyle yerle bir etmelerine izin veriyorsun?" Dediğinde soru sormaktan çok sitem ediyormuş gibiydi, bir eli duvardayken diğer eli yanağımı yaslamış olduğumdan yüzümün bir tarafındaki yerini koruyordu.

strange prisonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin