✘ Aileye dair
Ortak alanda boş masalardan birinde oturduğum sırada gergindim. Sorunsuz bir gün olmasını deli gibi umarken bakışlarım duvar saatindeydi. Bugün görüş günüydü ve ablamı görmek için o kadar sabırsızdım ki müdürün anons geçmesini beklediğim bir iki dakika asır gibiydi.
"Ablasının geleceğini söyledi. Bu durumda dediğin gibi bir ihtimal var mı ki?" Tanıdık sesin sahibine omzumun üzerinden baktığımda odasına doğru adımlayan Jimin'i gördüm. Yanında yürüyen Jennie, başını belli belirsiz olumlu anlamda salladı. "Tuhaf bir şekilde Chaeyoung'u andırıyordu, babası olduğuna kalıbımı basabilirim." Neyden bahsediyordu? Jimin'e baktım. Ondan bakışlarımı çekmediğimden olsa gerek izleniyor hissine kapılmış olacak ki beni fark etti ve göz göze geldik.
Anında oturduğum yerden kalkıp yanına giderken beni şaşırtarak adımlarını durdurdu ve Jennie'ye sorun olmadığını belirtircesine eliyle gitmesini işaret etti. "Sen neyden bahsediyorsun? Babam burada mı?" Diye bir solukta öyle bir şaşkınlıkla sormuştum ki yüzümde her nasıl bir ifadeye tanık olduysa Jimin çok kısa bir an için donakaldı.
"Neden bu kadar şaşırdın? Babanın geleceğini beklemiyor muydun yoksa?" Ses tonundaki alayı yok saydım.
"Babam olduğuna nasıl emin olabildin?" Omuz silkti.
"Sana benziyordu, belki de yanılmışımdır." Diye kestirip attı ve yanımdan geçip gitti. Olası olmamasını dilediğim böyle bir ihtimal beni ikilemde bıraktı.
Babam beni görmeye mi gelmişti?"Görüş saati başlamıştır, bütün mahkûmlar görüş alanına!"
Hızlı olmaya çabalayarak koğuştan çıktığım gibi en alt kattaki görüş alanına giden merdivenlere yöneldim. Bir an için yere bakarak yürüdüğümden ve gerçekten babamın beni görmeye gelmiş olması ihtimali aklımı kurcalayıp durduğundan bir mahkûmun omzuna çarpsam da aldırış etmeden, yakınları ziyarete gelen mahkûm kalabalığının arasından görüş alanına girdim.
Gözlerim hızla etrafı taradı, çok geçmeden hedefini bulmuş gibi bir noktada kilitlendi.
Babam gerçekten buradaydı.Adımlarım canlı olmaktan çok uzak, afallamışlığımın el verdiği kadar donuktu. Yakınlarıyla sarılıp özlem gidermekte olan onca mahkûmun arasında beni fark ettiğinde buruk olduğu tahmin etmesi zor olmayan tebessümüm genişledi.
Beni fark etmiş olsa bile istifini bozmamıştı, buna rağmen ona sarılmak için bir atakta bulunacağım sırada bakışlarının ne denli katı olduğunu gördüğüm an duraksadım. İç geçirip karşısındaki sandalyeyi çektiğim ve oturduğum her saniye gözlerini bir saniye bile yüzümden ayırmıyor, ben bir şey söylemeden konuşacak gibi görünmüyordu. "Geldiğin için teşekkür ederim, baba."Sert bakışlarından zerre kadar ödün vermeyen babam her zamanki haliyle karşımdaydı. Önceden beni azarladığı zamanlarda çok kez karşı karşıya kalmak durumunda kaldığım yüz hatları gerilmişti, genelde öfkeli olduğunda alnındaki çizgiler belirginleşir ve çenesi kasılırdı. Bu hallerine alışıktım ama yine de ablama oranla hep geri planda kalmama sebebiyet veren babam, ona verdiği değerin çeyreği kadarını bana vermek için en ufak bir çaba sarfetmezdi, beni en çok üzen de buydu en nihayetinde. Ablam ona göre muazzam bir evlattı ama benim için aynı şeyleri düşünmesine tartışmasız olanak yoktu.
"Nasılsın?" Diye sorduğunda bile öylesine mesafeli ve soğuktu ki biraz her an kalkıp gidecekmiş gibi tetikte bekliyordu.
"İyiyim." Dediğimde söylediğimin tam aksi yorgun çıkan sesim komik bir çelişkiye ev sahipliği yapmıştı."Kısa keseceğim." Başımı eğerek neşeden yoksun bir gülüş sergiledim. "Nasıl olduğumu sormanı bile ablamın istediğine eminim, onu asla kıramazsın ama benim gerçekten nasıl olduğum senin pek de umurunda değil, değil mi?"
Bakışlarını söylediklerimle ilgilenmiyormuş gibi kaçırdı. "Saçmalıklarını dinlemeyeceğim. Buraya seni görmeye değil, hesap sormaya geldim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strange prison
Fanfiction[bts,bp] ༄ "Tekrardan hoşgeldin yeni mahkûm, sıradan olduğunu düşündüğün bu cezaevinin bir çıkışı yok."