28 • gun shot

404 66 51
                                    

Gerilim dolu asır gibi gelen yolculuğun ardından araba müstakil bir evin önünde durduğunda Jennie'nin düşünceli bakışları yolu seyredalmışken kontağı çekti. Peşi sıra Taehyung'a baktı, aralarında kısa süreli bir bakışma geçti ama her ikisinin de aklından ne geçtiğini böyle bir durumda yorumlamak oldukça güçtü.

Jimin'in gayet iyi bildiği bu caddede güvenilir olan bu sokağı ilk durak olarak seçmiş olmak temkinli hareket etmemiz gerektiğini göz önünde bulunduracak olursak mantıklıydı ama diken üzerinde hissediyordum. 

"Eğer olur da izimizi sürmeye kalkarlarsa ev telefonu şüphe çeker ve kayıtlarda görünme olasılığı olduğundan riske giremem. Seni evin arkasındaki telefon kabininden aradığımda telefonunun çaldığından emin olur olmaz aramayı sonlandırırım. Sakın gelen hiçbir çağrıyı yanıtlama Taehyung. Seninle irtibata geçmek isteyecek olan yalnızca ben olmayabilirim, garanti veremeyiz."
Taehyung ona sorun olmadığını belirtir gibi başını olumlu salladı, ne yaptığından emin gibi dursa da tedirgin olduğu gerçeği gözümden kaçmamıştı elbette. 
Jennie şoför koltuğunu Taehyung'a devretmeden önce bize taraf döndü, "Ben gelene kadar arkanızı kollayın." Dedi. Jimin'e muzip ifadesi eşliğinde göz kırptıktan hemen sonra arabadan indi.
Hızlı adımlarla müstakil evin bahçesine girdi, Taehyung ise etrafta bir hareketlilik olmadığından emin olur olmaz şoför koltuğuna yerleşti.

"Büyükannesi mi?" Diye sorduğum an Jimin beni kısaca onayladı. Taeyong'u bitirmek için bu planı koordine edenin kendisi olmayı kabul ettiğine kalıbımı basabilirdim.

"Alice için tüm bunlara şahitlik edeceğimi söylemiştim," Dediğimde yaptığım imayı anında anlayan Taehyung ile dikiz aynasında gözlerimiz kesişti.
"Ablanı göreceksin ama önce daha mühim bir işimiz var,"
Taehyung bahsettiği her kimse öfklenmesine yol açmış olacak ki delici bakışları yolu bulduğu an arabayı çalıştırmasıyla gaza yüklendi.

O esnada Jisoo kulağıma eğildiğinde ne söyleyeceğine dikkat kesildim.
"Bir piç kurusunu iz bırakmadan ortadan kaldırmaktan bahsediyor. Söz konusu Lalisa ise Taehyung durdurulamaz." Taehyung'da sabitlenen gözlerim şüpheyle kısıldı.
"Lalisa için mi onca riski göze aldı?"
Jisoo başını olumlu anlamda salladı.
Taehyung'un Lalisa'ya değir verdiğinden şüphem yoktu ama onun için yapmayacağı şey olmadığını bu sayede tasdiklemişti.

Cezaevine girdiğimden beri tek arkadaşım Lalisa'nın geçmişini bana hiç anlatmadığının farkına vardım. Belki de sormamış olmam onun lehine olurdu.
Şu sıralar neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemeyecek kadar mantığım körelmişti çünkü hayatım alt üst olmuş, üstüne delice bir kaçış planı eklenince dengem şaşmıştı.  Eskiyip kenara atılmış eski bir bez bebek gibi hissediyordum. Buradan yıkılmamış olduğum kanısına varamasak de ayakta olduğum da söylenemezdi.

Araba absürt neon ışıklandırmalı bir mekanın ilerisinde durduğunda Jisoo'ya mantıklı bir açıklama yapması için bakmam yeterli oldu.
"Tam çaprazında duran mekân, Bulldog. Lalisa'nın konusunu dahi açmadığına bahse girerim, geçmişini epey bir süre gizledi. Ama bunu öğrenen Jiwon işin içine girince durum pek de istenildiği gibi gitmeyebiliyor."
Öfkeyle kaçırdığım bakışlarımı Bulldog adlı mekâna diktim.
"Çıkarları için insanların zaaflarıyla oynamayı seven bir ruh hastasından ne beklersin ki?"

Kısa süreli bir sessizlik oldu.
"Siz arabada kalın, Jisoo ve Jimin benimle geliyor. Eğer olur da arabadan çıkmak durumunda kalırsanız göz önünde olmamaya dikkat, başımız yoktan yere belaya girsin istemeyiz."

Taehyung, Jisoo ve Jimin arabadan indiğinde bir süre mekâna giren üçünden odağımı çekmedim.

"Chaeyoung, durumun ciddiyetinin farkında mısın?" 
Bakışlarımın odağı bu defa bana vereceğim cevaba kilitlenmiş gibi bakan Jungkook oldu.
"Sence farkında değil miyim? Elimde olsa tam şu an arkama bakmadan kaçardım. Dört duvar arasında sıkışıp kalmaktan yoruldum, bu kaçış planı beni işkillendiriyor. Yine de kaçıp gitmek istiyorum ve bana engel olmaman aleyhime olur çünkü ben kaçmaktan korkarım. Kaçmak isterim ama kaçacak yerim olmadığını bildiğimden yerimde saymaktan öteye gidemem."
Gözlerimdeki yanma hissinden nefret ettim. Jungkook olmasaydı yapacağım ilk hamle sonumun aynı bok çukurunda biteceğini bile bile şüphesiz kaçmak olurdu.

strange prisonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin