###Caner'in ağzından###
Şu an duvara bakıp sırıtıyordum. Biricik beni mutlu ediyordu. Sesini duyamasam da varlığı bile harikaydı. Özellikle de benim olması...Benim yarim olması... Benim diğer yarım olması...
Aklıma dahiyane bir fikir gelmişti. Biriciğin doğum günü tam olarak cinsiyet öğrenme partisine denk geliyordu ve anladığım kadarıyla unutulmuştu. Ya da Biricik öyle sanıyordu. Yani o gün 3'lü şok yaşıyabilirdik hem ailesi de centilmen olduğumu görürdü. Annesiyle yani Zeynep Hanımla konuşup ona Biricik için doğum günü düzenlemek istediğimi söyleyecektim ve doğum gününde bir süpriz daha olacaktı... umarım hüsranla sonuçlanmaz.
Beni o gün annesigille tanıştıracaktı. Aslında tanışıktık. Benim ailemin de Biricikten haberi yoktu ama annem küçükken biliyordu. Benim de annemle konuşmam gerekiyordu. Mutfağa geçtim.
"Anne, müsait misin? Biraz konuşmak istiyorum da."
"Önemli bir şey mi?"
"Önemli ama istersen sonra da gelebilirim."dedim rahatsız etmemek amacıyla.
"Yok oğlum olmaz öyle gel otur konuşalım"annemin bana olan ilgisine bayılıyordum. Mutlulukla dudağım kıvrıldı ve yanına oturdum.
"Anne"dedim gülümserken.
"Efendim oğlum?"dedi sorarcasına. Bu sırada fasulyeleri kırmakla meşguldü.
"Seni seviyorum"
"Biliyorum oğlum, ben de seni seviyorum"dedi saçımı karıştırarak. Bu güzel cümleyi konumuza bağlayabilirdim sanırım.
"Ama seni sevdiğim kadar başka birini de seviyorum" Annem hayatımdaki ilk kadındı, Biricik de ikinci. Belki bir de kızım olur kim bilir.
"Tabi oğlum babanı da seviyorsun, o da seni seviyor" evet annem çok yanlış yerlere uçtu. Tabiki babamı da seviyordum ama konumuz bu değildi
"Yok anne babam değil başka biri."yanlış anlamaması için dualar ettim ama işe yaramadı.
"Baban duymasın o nasıl söz"ne? babamı sevmediğimi mi sonuç çıkardı bu cümleden.
"Hayır anne ben babamı da çok seviyorum ama şu anda onunla ilgili konuşmayacağım"
"Kiminle ilgili konuşacaksın?"gözlerime öyle bi' baktı ki korktum. Çok kıskanç bir kadındı. Özellikle beni çok kıskanırdı.
"Anne ben sevdalandım"dedim sakince. Kelimeler dudağımdan zorlanmadan düşmüştü. Annem farkettirmek istemese de dudağı kıvrılmıştı. Yaklaşık 10 saniye sessizlik oldu ve ekledim
"Biz uzun süredir birlikteyiz"
Ağzını bir şeyler söylemek için açtı ama tekrar kapadı.
"Peki oğlum, senin kararın. Ne diyebilirim ki? Gönül bu, dur denilmez" kıskandığı her halinden belliydi.
"Seninle tanıştırmak istiyorum."dediğimde burukça gülümsedi.
"Ne zaman? "
"Biriciğin kardeşinin cinsiyet öğrenme partisine davet etmeyi planlıyorum."
"O gün mü?"
"Olmaz mı?"
"Olur da. Kimlerden bu kız?"diye sormuştu.
"Sen onu bunu boşver anne o gün görürsün"
"Peki, babanın haberi var mı?"
"Yok ilk önce sana anlattım."
"Peki oğlum, ben senin sevdiğinin iyi biri olduğuna eminim."ki öyle annecim.
"Tamam o zaman ben gideyim"dedim
"Git"dedi sesini sert yaparmış gibi yaparak
"Çok kibarsın"
"Önemli değil"
Mutfaktan çıktım ve odama girdim. Soğuk bir duş aldıtan sonra yatağıma yattım. Yaklaşık 10 dakika sonra telefonum çaldı. Tahmin edin kim? Tabiki Biricik. Yüzüme habersiz olarak kocaman bir sırıtış yerleşmişti bile.
"Efendim portakalım?"
"Milyon tane mesaj attım, neredesin? Kiminlesin? Ne yedin? Ne içtin? Neden telefonunu kontrol etmedin?" Benim aksime onun sesi endişeli ve sinirliydi.
"Duştaydım"
"Nereden bileceğim?"
"Bana güvenmiyorsan balkona çık. Bak evdeyim balım."
"Tamam güvendim. Özür dilerim."sesi çok sevimliydi.
"Önemli değil ama"
"Ama ne?"diye cırladığında korkup devam ettim.
"Seni özledim."
"Ee?"
"Ders çalışmayacak mıyız?"
"Haa unuttum ben onu"dedi ve güldü.
"Tamam hazırlan o zaman"
"Tammam. İstediğin bir şey var mı? "
"Sen"dedim ve telefon bir gülüşten sonra kapandı.
Aslında şu an yapmak istediğim son şey ders çalışmaktı ama onun gül yüzünü görmek için yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Hazırlandıktan sonra aşağıya indim. Biricik gene prenses gibiydi. Çardakta oturuyordu ve ders çalışmaya başlamıştı. Biraz onu izledikten sonra ben de başladım. Kağıda seni seviyorum yazdım ve ona verdim. Bana masumca gülümsedi ve kağıdın altına kalp çizdi ve öptü. Kağıdı tekrar bana verdi. Çok masum bir sevgiydi bu.
Küçükken de hep böyle yapardı ama kazadan sonra bir daha hatırlayamadı.
###13 yıl önce###
Küçük çocuk yeni öğrendiği harflerle çarpık bir şekilde "BİRİCİK" yazmıştı kağıda. Evde bulduğu güzel parfümlerden de sıkmıştı üstüne. Kağıdı kıza vermek için evlerine gitti. Kapıyı açan çok sevdiği Zeynep teyzesiydi. Ona sarıldıktan sonra hızlıca sevdiği kızın odasına girdi. Gelirken çiçek koparmayı da ihmal etmemişti. Kapısını yavaşça çaldı ve yere bir dizini koyarak çömeldi. Küçük kız saçlarını taramayı bırakıp kapıyı açtı. Karşısında sevdiğini görmesiyle heyecanlanmıştı. Küçük kalbi hızla atıyordu, tabi çocuğun kalbi de. Ona tutulan çiçekleri aldı ve kokladı. Dünyanın en güzel manzarasıydı bu küçük çocuk için. Çok fazla bekletmeden çocuğu içeri aldı ve küçük sandalyeye oturtmaya çalıştı ama çocuk oturmayıp kızın sandalyesini oturması için çekti. Kız hafifçe gülümsedi. Kuzeni öğretmişti bunları. Kızlar çok sever diye de öğütlemişti. İkisi de oturduktan sonra Zeynep hanım içeri girdi ve önlerine portakal suyu ve limonlu kek koydu. Çocuklar teşekkür ettikten sonra yemeye başladılar. Küçük çocuk kıza o günden sonra portakalım diye hitap etti ama kız bunu geçirdiği kaza sayesinde unuttu. Oğlan hatırlatmak istese de başaramadı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayallerimle Yaşıyorum❤
Novela JuvenilMantık insanı A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere... Hayaller insanı öylesine motive eder ki, belli bir süre sonunda siz hayalin peşini bıraksanız da hayaller sizin peşinizi bırakmaz. Zaten bizi hayata bağlayan birazda gerçekl...