Merhaba arkadaşlar yeni bölümle karşınızdayım. Yorumum yapamayı ve oy vermeyi unutmayın.
Artık yalnızdım. Kocaman dünyada tek başıma kalmıştım. Annemle yaşarke de kendimi yalnız hissederdim ama asıl yalnızlığı ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlamıştım.
Bundan bir hafta önce sadece diziler de ağlayan hayat dolu biriydim. Bir haftadır sürekli ağlamıştım. Ben küçük yaşta ağlayıp annemi üzmemek için kendime söz vermiştim. Düşüncelerimin beni daha fazla üzdüğünün farkına vararak yatağımdan yavaşça doğrulduğum.
Yağmur yağdını farkettim, o kadar derin düşüncelere dalmışken yağmurun yağdığını bile duymamışım. Hemen odamdaki büyük pemcerenin kenarındaki düşünme köşeme giderek oturdum ve yağmurun damla damla yere düşüşünü izledim. Yağmurun yağması beni küçükluğumden beri çok mutlu ederdi çünkü;
Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını. Herkesin yüzü ıslak başları eğik herkes benim hep olduğum gibi...
Düşüncelere dalmışken fark ettim yağmur çoktan durmuştu. Havada yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Ayağa kalktığımda belimin tutulmuş olduğunu fark etttim. Uzun zamandır oturtuğum için ayağımda uyuşmuştu.
Böyle devam edemiyeceğimin farkına vardım. Anneme ne kadar üzülsem de hayat devam ediyordu. Emin olduğum tek gerçek vardı o da annemde hayatta olsa benim hayatıma kaldığım yerden devam etmemi, tıpkı kendisi gibi güçlü bir şekilde mücadele etmemi isterdi. Ben de annemin kızıydım, asla pes etmiyecektim. Artık her şeye ağlayıp üzülen bir kız olmayı bırakıp annem gibi güçlü olacaktım. Dün hiç uyuyamadığım için uyku bastırmıştı. Hemen yatağıma uzanıp zor da olsa uykuya dalmayı başarmıştım.
Sabah erkendem kalktım. Her şeyin annem için olduğunu aklıma getirdim ve kahvaltı yapmaya kendimi zorladım. Canım hiç bir şey istemesede ayakta kalabilmek için yemeliydim. Azda olsa bir şeyler atıştırdım.
Hemen odama çıktık ve çok eskimiş dolabımın kapağını açarak içine baktıp seçmek için fazla seçeneğim olmadığı için bir kot bir de tişört alıp üzerime giyindim. Bu tişört annemin bana 18. yaş günümde aldığı tişörtü gözlerim yine dolmuştu. Güçlü olamam gerektiğini kendime birkez daha hatırlattım. Hazırlanıp evden hızlıca çıktım.
Artık eski işime de uzun süre üzüntüm ve cenaze işleri yüzünden gidemediğim için kesin kovulmuştum. Yine de bir umut garsonluk yaptığım kafeye doğru yürüdüm belki de insafsız patronum halime acımış ve işten atmamıştır.
Sanki takip ediliyormuş hissine kapıldım arkamı döndüğüm de son model bir araba gördüm. İçimi bir korku kaplamıştı hemen kendimi sakinleştimeye başladım yok canım bu arabaya sahip olan bir insanın benimle ne gibi bir derdi olabilirdi ki sadece tesadüftü.
Tam karşıdan karşıya geçiyordum ki minik bir köpek de bekliyordu karşıya geçip yürürken köpeğin karşıya geçemediğini fark ettim ve hemen üst geçitten hızlıca geçip köpeği karşıya geçirdim. Köpeği severken elinde tasmasıyla birlikte bir geç yanıma yaķlaştı. Köpeğin ona doğru koşmasıyla sahibi olduğunu anladım. Genç yanıma gelip bana teşekür etti ve yaptığım iyilik için kahve ikram etmek istediğini söyledi bende acelem olduğunu söyledim ve kibarca reddettim.
Annemin ölümünden sonra bir paranoyak olmadığım kalmıştı onuda oldum. Galiba delirmeye başlamıştım. Kendime gelip yoluma devam etmeliyim. Tam yoluma devam edecekken yine o siyah arabayı görmüştüm. Bu defa arabanın camı açıktı ve güneş gözlüklü bir adam vardı. Banamı bakıyor du yok canım bana neden baksın.
Yine de kulakliğımı kulağıma taktım ve hızlı bir şekilde çalıştığım kafeye geldiğimde kafede ki değişikler direk gözüme çarptı. Bu kafe artık eski klasik halinden sıyrılmış yerine çok modern bir kafe haline gelmiş. Çok şaşkındım maaşlarımızı zar zor ödeyen cebinde akrep olduğunu düşündüğüm cimri patronum o kadar paraya kıyıp kafeyi bu kadar güzel bir hale nasıl getirdi.
Girdiğim şoktan Aylin ablayı görür görmez çıktım, silkelenip kendime geldim ve seri adımlarla yanına gittim. İşten atılıp atılmadığını sorduğumda kafenin el değiştirdiğini söyledi ve yeni patron eski çalışanları işten çıkarıyormuş.
Belki beni çıkarmamıştır. Ah neden kendimi kandırıyorsam işe gelenleri bile çıkartıyorsa benim gibi bir haftadır işe gelmeyen birini tabiki de işten çıkarıldı. Tam umudumu kesip kafeden çıkmak için arkamı dönmüş adım atmıştım ki gür bir sesle olduğum yere çakıldım.
"Hey sende kimsin."
O nasıl güzel bir ses tonuydu. Bu da kimdi merakla arkamı döndüğümde. 1.90 oldukça şık giyinlimli biriydi. O nasıl güzel gözlerdi. Gözlerimi kocaman açmış adama bakarken Aylin ablamın beni dürtmesiyle kendime gelmiştim.
"Sana bir soru sordum cevap versene. Sen kimsin?"
"Ben şey yani... hem siz kimsinizde ben size hesap verecem. Hadinizi bilim siz bir kadına bağıramayacağınızı hala öğrenemişseniz yazık size."
Aylin abla hemen atıldı.
"Şey efendim siz Layla'ya bakmayın o sizin buranın yeni sahibi aynı zaman patronu olduğunuzu bilmiyor yoksa çok terbiyeli ve saygılı biridir. Laylacım bu beyde yeni patronumuz."
Öyle çok utanmıştım ki kesin yüzüm kıp kırmızı olmuştu. Bu vakte kadar kovulmamışsam bile biraz önce ki saygısızlığımdan dolayı kovulmuşumdur.
"Şey efendim biliyorum kovuldum siz söylemedem ben gidiyim."
Tam arkamı dönmüş gidiyordum ki yine o etkileyici sesiyle konuşmaya başladı.
" Sen arkanı dönüp gidemessin burada son kararları sadece ben veririm. Sanada gelince.."
Bu bölümden sonra başlıyor.
🌟Yeni bölümü nasıl buldunuz?
⭐ Sizce yakışıklı beyimiz kim?
⭐ Oy larınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin.
⭐ Hatam varsa affola😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAYLA (Tamamlandı)
General Fiction!!!Dikkat!!! Şiddet ve Cinsellik içerir. Rahatsız edici durumlar olabilir. Rahatsız olacaklar okumasın.... Hiçbir şeyle alakası olmayan musum bir kız. Geçmiş de ki intikama takılı kalmış bir adam. Bir bakışmaları vardı ; İki aşığın bakışmasından öt...