⭐Yeni bölümle karşınızdayım umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur.
⭐ Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Tam kalkacakken yine bana engel oldu.
- Gitme... Bu gece bura da uyu.
Yatağa geri uzandım yine karşılıklı bir şekilde yattık. Çok sinirlenmiştim bu sefer gözlerinin içine bakmak istemiyordum arkamı döndüm ve gözlerimi kapattım. Bu nasıl dengesizlik ya bunca yaptıklarından sonra hiç bir şey olmamış gibi gel birlikte yatalım diyor. Benim yüzümden hasta olmuş olmasa onu dinlemez giderdim. Biraz zaman geçtikten sonra Sıraç sacıma dokundu sonra hemen elini çekti halsiz sesiyle fısıldadı. Heral de benim uyuduğumu zannetmişti.
- Biliyor musun senin fotağrafını görünce etkilenmiştim, bir de kafede görünce daha önce hissetmediğim bir duyguyla dolup taşmıştım. En çokta için de ki anlamlandıramadığım korkuç duygu yüzünden senden nefret ediyorum. Layla sen bu mesele de ki en masum insansın bunu da biliyorum ama içimde ki intikam merhametimin önüne geçiyor. Küçüklükten beri amcam ve yengem beni intikam yemini ettirerek büyüttüler. Aslın da ben böyle bir insan değilim. O kadar intikam hırsıyla dolmuşum ki masum birinin canını yaktığı mı göremez olmuştum. Beni duymadığını bildiğimden rahatça konuşuyorum yoksa gözlerinin içine bakarak gerçekleri söyleyemem. Bu hayatta hiç bir şey beni bu kadar kısıtlamamıştır sen nasıl bir insansın farkında olmadan benim gibi bir adama ilklerini yaşatıyorsun. Bu gün annem rüyama girdi ilk defa benim yüzüme bakmıyor du neden yüzüme bakmadığını sorduğumda yüzünü bana çevirdi öyle bir baktı ki, ilk defa bana sevgiyle bakmıyordu aksine sinirli bakıyordu. Benim doğurduğum çoçuk böyle biri olamaz dedi. Benim oğlum bu kadar acımasız olamaz masum olduğunu bildiği birine acımadan eziyet etmezdi sana ne oldu da bu kadar kör biri oldun dedi bana. Bu gün hasta bir şekil de yatarken annemin dediklerini düşündüm haklıdıydı. Bir tarafta amcam ve yengen diğer tarafta annem hangisini seçsem olmuyordu. Amcam ve yengen beni büyütmüşlerdi eğer intikamlarını almassam bana haklarını helal etmiyeceklerini söyledi. Diğer taraftan da annem ve vicdanım vardı. İkilem de kalmıştım. İkisi arasın da sıkışıp kalmıştım. Arafta kalmıştım. Hangisini seçsem diğer tarafım eksik ve çaresiz kalıyor söyler misin ben nasıl davranmalıyım. Ne kadar da beni duymadığını bilsem de sana hissettiklerimi anlatmak bana iyi geldi. Hiç değilse artık geceleri uyuya bileceğim. Bunu hiç bir zaman bilmiyeceksen de söylemek istiyorum: Sen aklım ve vicdanım arsında kalan en anlamlı çaresizliğimsin.
Konuşması kesilmişti bir süre hareketsiz durdum Sıraç'ın düzenli nefes alıp verdiğini duyduğum da yavaşça arkamı dönmüştüm. Uyumuştu. Ses çıkarmamaya dikkat ederek yataktan kalktım ve pencerenin önüne doğru yürüdüm perdeyi açtım yıldızları seyrederek Sıraç'ın anlattıklarını düşünmeye başlamıştım.
Söyledikleri beni çok şaşırtmıştı. Sert ve yıkılmaz görünüşün aksine o kadar hassas biriydi. Anlattıkları onu o kadar etkilemişti ki ağlamıştı. Halsiz ve ağlamaklı sesiyle anlatıklarından sonra dönüp ona o kadar çok sarılmak istemiştim ki zar zor kendime engel oldum yoksa benim uyanık olduğumu bilse asla anlatmazdı ya da benim önüm de ağlamazdı. Çünkü o Sıraç Kahrama'dı yıkılmaz egosunu benim önüm de yıkamazdı. Eğer hastayken hep böyle olacaksa hep hasta kalabilirdi düşüncelerimin saçmalığının farkıma vararak kendi kendime sırıtmaya başladım.
Yataktan onu uyandırmamaya çalışarak yavaşça yataktan kalktım pencereye doğru yürüdüm, perdeyi açıp kafamı kaldırdım ve yıldızları seyretmeye başladım. Geceleri uyku tutmadığın da odam da pencerenin önünde ki oturma köşeme oturur haytımı düşünürdüm. Eski zamanlar gözümün önünden geçti. O zamanlar ya annemle tartışmalarımız ya da kafede ki gıcık müşterileri dert eder düşünürdüm. Şimdi ki dertlerimin yanın da o zaman ki dertlerim çok masum duruyordu. Oysa ki o zaman ki olayları şuan ki olaylarla karşılaştırdığım da onları dert değil basit sorunlardı.
Sade ve tek düze yaşantımdan sonra bu olaylar bana fazla geliyordu. Bunca zaman annem beni bu insanlardan korumayı nasıl başarmıştı ya da bu kadar önemsedikleri sırrı bana neden anlatmamıştı. Peki ya babam nerdeydi eğer bu insanları tanıyor ve ne kadar kötü insanlar olduklarını bildiği halde neden ortaya çıkmıyordu. Beni hiç mi sevmiyordu. İnsan sahiplendiği kedisi ve köpeği için bile önem verirken nasıl olur da insan kendi canıdan kanından olan birini umursamaz. Küçüklüten beri aklım da dönüp duran düşüncelere bir türlü geçerli sebeb bulup kendimi avutamıyorum.
Annemin ölmeden önce bana bıraltığı mektubu giriş bölümü aklıma geldi. Nasıl dı girişi sevgili kızım ben hayattayken anlatamadığım bütün sırları bu mektuba yazıyorüm beni ne olur affet bunları senin yüzüne anlatmay cesaret edememiştim.
Diyordu ben girişten sonra sadece babamın anneme tecavüz ettiğini yazdığı bölüme kadar okumuş sonra bu gerçek karşısın da şoka girmiş mektuba yarın devam ederim demiştim. Ertesi gün beni kaçırdığı için mektubu okuyamamıştım. Bir kaç gün sonra kıyafetlerimi toplamak için beni eve getirdiğinde de son anda mektup aklıma gelmişti ama bir kaç dakika bile geç kalırsam annemin mezarına götürmeyeceğini söylediği için mektubu almadan evden çıkmıştım. Şuan ki bilinmezlik beni çok yorduğu için bu bilinmezlikten kurtulmak için o an her şeyi yapıp evimden mektubu almadan çıkamazdım. Şuan ki bilinmezlikten tek kurtuluşum o mektuptu ama çok istesem de o mektubu alamazdım. Acaba yengenin ağzından bir şeyler öğrenebilirmiydim. En iyisi yarın yengeyle yanlız kaldığımız ilk fırsatta soracam. Söylemeyeceğini bilsem de şuan da aklıma gelen tek yol buydu.Yavaş yavaş hava aydınlanmaya başlamıştı. Tam pencerenin önünden kalkarken kapı tıklatıldı gir diyince babaanne içeri girdi bana dönerek konuştu.
- Uyanmışmıydın kızım ben de Sıraç'a bakmak için gelmiştim. Nasıl bugün daha iyi mi.
- Evet efendim şey yani babaanne ateşi düşmüştü gece de uyandı geri uyudu.
- Tamam kuzum sen hiç aşağıya gelme bura da kocanın başın da dur telaştan dünden beri bir şey yemedim ben sana kahvaltı hazırlatıp gönderirim.
Tamam anlamın da kafamı sallamıştım. Babaanne bana gülümseyerek odadan çıktı. Kocamın başın da beklicekmişim ah bir bilsen babaanne orta da karı ne de koca var sadece farklı dünyaları olan iki insandan fazlası değiliz. Birbiriyle uzaktan ve yakından alakası olmayan insanlardık. Onun hem maddi hem de manevi açıdan benden kat ve kat iyiydi. Benim ne param ne de bir ailem vardı. Bu hayatta tek yakının beni bir gün olsun düşünmeyen babamdı bu da benim canımı çok yakıyordu. Beni asıl canımı acıtan şeyin farkına varmıştım, yaşadığım olaylardan çok kocaman dünya da tek başıma olmam. Ama annemin bana söylediği söz birden aklıma geldi:
İnsan tek başına olmanın yanlızlık sizi yalnız yaptığını düşünür!
Ben buna katılmıyorum...
Çevrenizin yanlış insanlarla dolu olması
Dünyadaki en büyük YALNIZLIKTIR..Annemin söylediği söz şimdi anlamlı olmuştu. Çok doğru söylüyormuş biz annemle eskiden de yalnızdık veya annem öldükten sonra da yalnızdım ama ben kendimi yalnız hissetmezdim kendimi yeni yeni yalnız hissetmeye başlamamın sebebi çevremde ki yanlış insanlardan kaynaklanıyordu.
⭐ Sıraç beyimiz de için de neler neler biriktirmis. Hastalık bahene oldu hepsini anlattı ama hesaba katmadığı bir şey vardı o da Laylacığımızın uyanık olması.
⭐ Bu bölümden sonra olay akışı hızlanacak merak etmeyin bir kaç bölüm sonra büyük sırrı da öğreneceğiz.
⭐ Oy verip yorum yapmayı unutmayın.
⭐ Hatam varsa affola😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAYLA (Tamamlandı)
Genel Kurgu!!!Dikkat!!! Şiddet ve Cinsellik içerir. Rahatsız edici durumlar olabilir. Rahatsız olacaklar okumasın.... Hiçbir şeyle alakası olmayan musum bir kız. Geçmiş de ki intikama takılı kalmış bir adam. Bir bakışmaları vardı ; İki aşığın bakışmasından öt...