BAYAN FLYNN VE BAY KİM

32 8 0
                                    

—-Evlenmek önce güven ister yoksa birinin yalnızlığını bir başkasına eklemek asla bir yuva değil tersine bir zindan yaratır Jonghyun.
—- Winter  zaten senelerdir tek başına kendi zindanında yaşıyor baba . Asla dışarı çıkmayı düşünmediği ya da birilerini içeriye davet etmek istemediği zindanında . Defalarca konuştum onunla bunları .
—— Jonghyun, merak ettim de geçen gece anlattıklarında , Winter neden beraber olamayacağınızı söylemek yerine en başta evlenmenizin neredeyse imkansız olduğunu söylemişti ? Bunu daha önce hiç düşünmüş müydün ya da dikkatini çekmiş miydi ?
—- Aslında ; en başında  direk bunu söyleyince şaşırmıştım. Ama onun beni aslında ne kadar çok sevdiğini söyleme şekli olarak yorumlamak istedim . Bu yüzden pek sorgulamak istemedim . Ne hissettiğini asla açıkça söylemez de ...
—— Haklı olmanı isterdim   oğlum  ama bana nedense arkasında daha  farklı bir şey varmış gibi geldi .
—— Bunun artık ne önemi var ki ?   Nişan için her şeyin hazır olduğunu söylediğimde ( Winter'ın o sesindeki ciddiyeti vermeye çalışaraktan ) Jonghyun ,  bunu defalarca
defalarca  ve defalarca kez konuştuk.  Ve yedi tane yüzük yaptırmak ve ölçüsünü de böyle almak mı ? O zaman tam yedi kez 'hayır ' sana .
— Bunu duyunca kendimi çok kötü hissettim baba .
—— İnan bana bunun arkasında belki yediden farklı  neden vardır .  Seni sevip sevmediğini herkesten daha iyi anlayabilirsin değil mi ama Jonghyun?
—— Fazla güzel teselli ediyorsun baba ama  daha bitmedi . Ben de karşılık olarak ;
'Bayan Flynn ' Winter'ın nereye gittiğini gördünüz mü acaba ? Karşımda hiç tanımadığım bir kadın duruyor da . 
Evet tam olarak böyledi  ve o da karşılık olarak :
  Gitti Bay Kim . Bir daha gelmeyecek ,dedi .
—- Az önce söylediklerimde haklıyım Jonghyun . Bilmediğin bir şeyler var gibi. Belki ikininiz de birbirine söylemediği şeyler . Belki hala öğrenme zamanınızın gelmediği şeyler .

         
                            ❄️❄️❄️
  Babamla bu sabahın altısında yaptığımız konuşmanın ardından gelebilecek en ironik şey  belki de bu sabah ve daha en azından iki hafta daha Winter'ı ( Bayan Flynn) benim alacak olmamdı . Kolu kırıldığı için araba süremiyordu ve benim  dışında onu bırakabilecek kimse yoktu . Ama ne tesadüfler !  Ne tam olarak beraber olabiliyorduk ne de tam olarak ipleri koparabiliyorduk .  Bütün bu ironiye hem şaşırarak hem de ( bundan dolayı kendimden utansam da ) sevinerek   ayakkabılarımı giyiyordum .
      
               

                                  ❄️❄️❄️
Birileri sabah şakalarını ya çok seviyordu ya da benimle uğraşmak istiyordu . Birisi - dün maalesef ki aceleden yolun kenarına park ettiğim —- arabamı kullanılmaz hale getirmişti . Tekerleklerinin hepsi patlamış , bütün camları paramparça edilmişti . Arabanın motorunu da çalmayı ihmal etmemişlerdi . Başka bir yerde arabamı görseydim asla kendi arabam olduğunu anlayamazdım sanırım o kadar kötü bir haldeydi ki !
Mecburen  babamın arabasını almak zorundaydım . Ablam çoktan gitmişti .
Ve Bayan Flynn'ı almaya ne geç kalabilirdim ne de bir taksi gelebilirdim .
   —— Baba sanırım bugün taksiyle gitmen gerekecek .

                                ❄️❄️❄️❄️

Benim BMW  marka  spor arabam yanında babamın tam orta yaş erkeklere uygun Honda'sı arasında epey fark vardı ama sanırım küçük bir şaşırtmadan zarar gelmezdi . Tabii içimdeki bunu kimin yaptığına dair merak ve öfke her dakika artsa da belli etmemeye çalışacaktım .

   Eminim sinirlenmişti çünkü tam on dakika geç kalmıştım bu da demek oluyordu ki tam eksi yedi derecede on dakikadır bekliyordu .

Evet soğuktan tir tir titreyerek Winter kapının önünde duruyordu . Arabanın siyah , içerisini göstermeyen camları sayesinde neredeyse park etmiş olmama rağmen pek üstüne alınmışa benzemiyordu . Bu yüzden park edip  hızlıca arabanın kapısını açtım .
—- Günaydın, Bayan Flynn ...
—— Tam on iki dakikadır seni eksi sekiz derecede alçıdaki kolumla üstelik bekliyorum Bay Kim . Sana da Günaydın (!).
——On iki değil on bir dakika otuz saniye . Hadi bin o zaman .( oturacağı ön  koltuğun kapısını açarak )
—— Teşekkürler ama ben arka koltukta oturacağım .
—— Tamam , sen bilirsin .

Oturduktan sonra ;
—— Arabana ne oldu ?
—— Birileri araba mahvetmiş . Son damlasına kadar . Motorunu çalmışlar . Ah , bu yüzden babamın arabasıyla geldim .

Winter'ın sanki ilginçmiş gibi bir şeyler fısıldadığını duymuştum ama fazla üstelemedim .
         

                         ❄️❄️❄️

Yol nispeten uzun sayılabilirdi ,  o kadar fazla trafik , dakikalarca yolda beklememiz , milim milim ilerlememiz ...
  Ama sustukça daha da uzuyordu bu yol .
Ben de buna daha fazla dayanamamıştım . Başı gözükmeyen kuyrukta beklerken Winter'ın sevdiğini düşündüğüm bir şarkıyı söylemeye başladım . Winter şimdiye kadar sesimi nasıl duymamış olabilirdi ki ?
   

       ——Maxwell - This Woman's Work

                       ❄️❄️❄️❄️
Sesimden etkilenmeyen şimdiye kadar hiç olmamıştı  .
   Ama emindim ki Winter kadar etkilenen birisiyle de daha önce karşılaşmamıştım . Ben açıktan açıktan zafer kazanmış edasıyla  Winter 'a bakıp gülümserken ; o hafif utanmış bir şekilde ;
—— Sesiniz gerçekten çok güzelmiş Bay Kim .
( teşekkürler Winter , yüzümdeki tüm gülümsemeyi aldın )
—— Bayan Flynn ve Bay Kim demek Winter? Şimdiki yeni oyunumuz bu mu ?
                          ❄️❄️❄️

Sonraki iki haftanın tüm ama tüm günlerinde yaptığımız şeylerin hepsi aynıydı ; ben babamın arabasıyla Winter'ı alıyordum. Her gün ben aynı şarkıyı söylüyordum o da bütün inadıyla aynı yere oturuyordu sonra da öğlen on ikiden beşe kadar Bayan Flynn Ve Bay Kim oyununu oynuyorduk . Sadece projenin eksikliklerini gözden geçirip nasıl daha çarpıcı ve etkili yapılabilir bunu tartıyorduk . Ya da Winter kendi kendine tartışıyordu. Çünkü ben eski alışkanlıklarıma geri dönmüştüm ve tek başıma kaldığımda eroin alıyordum . Sadece benim anlayabileceğim kadar . Kendimi patlayacak gibi hissettiğim zamanlarda. Yani hemen hemen her gün ...
Ama sanki dün biraz fazla kaçırmış gibiydim . Uyuşukluğunu üstümden atamamıştım . Sanki bir koltuğa birkaç dakika otursam daha sonrasında hemen uyuyacak gibi hissediyordum kendimi . Ve yanılmamıştım da
.
Laboratuvara geldiğimde kendime yatabileceğim bir yatak arıyordum . Winter'ın proje hakkındaki kuruntularını bugün dinleyebileceğimi sanmıyorum. Winter'ın daha gelmemiş olmasına sevinerek  kendimi sedyeye bırakıvermiştim .
                                ❄️❄️❄️

Göğsümün üzerinde  soğuk bir el , tek bir el geziniyordu . Gittikçe biraz daha aşağılara doğru kayıyordu ve daha sıcak hissettiriyordu  .  Uyandırılmış olmaktan bile şikayetçi değildim .Üstümdeki gömleğin çoktan çıkartılmış olduğunun farkındaydım. Ama hiçbirisi benim göz kapaklarımı açmam için yeterli değildi . Birden  koluma batan iğneyle birlikte gözlerimi açmıştım . Karşımda Winter elinde benim gömleğim ve az önce benden aldığı bir tüp kanla ve dolmuş gözleriyle bana bakıyordu .
   —— Tek bir kelime bile etme Jonghyun.

WİNTER'S WONDERLANDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin