GERÇEK

81 15 0
                                    

..., 57 ,58, 59 , 6o
Winter' ın konuşması biteli bir dakika olmuştu ve konferans salonundaki davetlilerden çıt çıkmıyordu .  Sanki bütün  salon ölüm sessizliğine bürünmüş gibiydi .
Winter konuşmasını bütün dikkatimle dinlemiştim , konuşmasını yaparken bütün etkileyiciliğini kullanmıştı . Ama sanki bu biraz ters tepmiş gibiydi . Yani bu biraz fazla gelmişti konferans salonunun enerjisine .
Hala çıt çıkmıyordu ve bu artık iyice rahatsız edici bir hal almıştı . Burda — kulisten— Winter'ı göremiyordum ama kendini gitgide kötü hissettiğini anlayabiliyordum . Birileri mutlaka ki alkışlamaya başlamalıydı ama salonun arkasındakiler bile donup , tepkisiz kalmış gibiydi . Şimdi birileri alkışlamaya başlarsa bu yayılıp bütün salonu kaplayacaktı . Ve kimse kimin alkışlamaya başladığını anlamayacaktı.
Ayağa kalkıp , kulisten biraz uzaklaşıp konferans alanına yaklaşıyorum . Ardından gözlerimi kapatıp ellerimi hızla birbirine vurmaya başlıyorum .
Ardından hızla yayılan alkış seli ...
———————————————————————————————
Winter sahneden ellerini yüzüne kapatarak inmişti. Sanırım kürsüde en çok kalan kişi Winter'dı . Şimdi ağladığını tahmin edebiliyordum fakat sunucu konuşmaya başladı ;
—Konuşmacılarımıza teşekkür ediyoruz . Jürinin en beğendiği konuşma orkestranın konserinden sonra açıklanacak . Şimdi bütün alkışlar SERENAD orkestrasına .
———————————————————————————————
Sahneye çıktığımızda provalardan çok daha farklı bir atmosferin varlığı daha ilk anlardan kendini belli ediyordu . Kulağıma her tondan ve çeşitten nota çarpıyordu . Belki de şimdiye kadar duyduklarımın en zengin olanıydı . Kalabalığa son bir kez bakıp , orkestranın hazır olup olmadığına bakıyorum . Benimle beraber 20 tane keman çalan , 10 tane çello çalan ve iki tane de piyano çalan müzisyen vardı. Hiç bu kadar büyük bir orkestra ile çalmamıştım . İçimde bütün konser alanına ₺yansıtmak istediğim tatlı heyecanım ve tutkum ile kemanımı elime alıyorum . Ardından orkestranın başlaması için verdiğim işaret ile yaklaşık beş dakika sürecek SERENAD başlamıştı .
———————————————————————————————
Performans sırasında neredeyse kimseyle göz kontağı kurmamıştım . Ama provadakilerden çok daha başarılı bir performans sergilediğimizi düşünüyordum . Tam eğilip selamımızı verecekken kalabalığın alkış sesindeki —- benim onlara verdiğim— tutku ve heyecanı duyuyorum . Selamımızı verip sahneden ayrılırken coşkulu alkış sesi bir an olsun kesilmemişti , sahneyi tamamen terk edene kadar . Üstümdeki bütün stres bir anda akıp gitmişti . Şimdi kendi kulisimize dönerken zihnim Winter'la dopdoluydu .
———————————————————————————————
Tam karşımda tek başına gözyaşlarını siliyordu . Gözleri biraz kızarmış , kanlanmış gibiydi . Beni görünce biraz toparlanma çalıştı , sonra kafasını kaldırıp ;
—- Konser mükemmeldi , yani seyirciye verdiğin enerji her anlamda muazzamdı . Benim konuşmam gibi değildi . Benim yıktıklarımı sen topladın .
—- Hayır , hayır asla böyle yorumlanmamalı . Sadece senin konuşman sonrasında seyircilerin toparlanması daha çok zaman aldı çünkü daha önce yaşadıkları diğer şeylere benzemiyordu . Hemen sonrasındaki konserde ise hemen öncesinde tattıkları duyguların devamını yaşadılar . Bence olaylar tamamen bundan ibaret .
—— Sinesteziyi kullandığımız için kendimi suçlu hissediyorum hala . Sonuçta bu pek de adaletli gözükmüyor . Ayrıca provalarda bu kadar belirgin bir şekilde uygulamamıştık . İçimdeki senin sen ' duyguları çalan bir hırsızsın ' diyişini bastıramıyorum .

Ardından sunucu sahneye tekrardan çıkmıştı , güçlü alkış sesindeki yoğun merak sesi gittikçe artıyordu .
———————————————————————————————
Aramızdaki konuşmanın yerini birden bire alkış sesleri almıştı . Şimdi biz de bütün dikkatimizle sunucuyu dinliyorduk .

—- Evet , şimdi sıra konferansın en son konuşmasında . Üniversitedeki öğretmenlerimizin bizzat jüriliğini üstlendiği yarışmanın sonuçlarını açıklamadan önce bütün ekipe sizlerden kocaman bir alkış istiyorum .( devasa alkış bütün salonu kaplarken heyecan ve merak bütün iliklere işlemişti )
Şimdi yedi jürimizin de en beğendiği konuşmaları açıklıyorum ;
İlk oy : Robert Langdon 'a .( Güçlü sayılabilecek alkış bütün salonu doldurmuştu )
İkinci oy : Robert Langdon'a .( Winter'ın yüzünde yayılan gülümseme beni endişelendiriyordu.)
Üçüncü Oy : Dietrich Eckart 'a .( artık Winter'ın yüzüne bakmıyordum , bedenimi stres sarmıştı )
Dördüncü oyu söylerken sunucu biraz olsun duraksamıştı .
Dördüncü oy : Winter Flynn 'na . ( salondaki alkış sanki diğerlerinden daha güçlüydü ama benim içimdeki sevinç kadar güçlü değildi )
Beşinci Oy : Winter Flynn'na.
Altıncı oy : Winter Flynn 'na.
Yedinci Oy : Winter Flynn'na.

Bayan Flynn'ı sahneye taktim ediyorum .

Winter biraz şaşırmış bir şekilde kürsüye gitmek için ayağa kalkmıştı . Ben ise arkasından büyük bir mutlulukla , bütün salonla beraber , alkışlıyordum .
———————————————————————————————
— Bayan Flynn , konuşmanız Jüri Özel Ödülüne layık görüldünüz . Lütfen Bayan Flynn için kocaman bir alkış daha . ( ardından Winter'a elindeki plaketi ve mikrafonu uzatıyor )
—- Beni bu ödüle layık gören herkese teşekkürlerimi sunuyorum . Ama en çok da kendileri Hocam olan Robert Langdon'a . Eğer o olmasaydı asla kendimi bulamazdım . Umarım yapılan bütün bu konuşmalar kendinizi bulma yolculuğunuzda biraz olsun yardımcı olmuştur .
———————————————————————————————
Winter elinde plaketi ve dolmuş gözleriyle beraber hafif bir tebessümle tam karşımdaydı . Şimdi herkes — konuşma yapan diğer on bir yarışmacı özellikle de Robert Langdon , bütün orkestra ekipi , James Deering , Bay Bollinger , Sunucu Katherine, hastanedeki tüm doktorlarda bir anda bütün odayı kaplamışlardı . Herkes Winter 'ın konuşmasının ne kadar etkileyici olduğundan ve Serenad'ın fazlasıyla huzur verici olduğundan bahsediyordu. Biz de bütün tebrikleri memnuniyetle kabul ediyorduk .
———————————————————————————————
Bütün bu tebrik ve kutlamalar sona erdikten sonra kuliste sadece ikimiz kalmıştık . Diğer herkes programları olduğunu söyleyerek üçer beşer ayrılmışlardı . Benim programım Winter 'laydı . Ve sanki bütün o tebriklerden ve plaketten daha öte ve daha gerçek bir şeyler vermeliydim . O ödülü hak ettiğini , hiçbir şekilde haksızlık olmadığını anlamalıydı.
— Winter , seni tebrik etme sırası bende sanırım .
Daha sonra cevap vermesine fırsat vermeden omuzlarından tutup kendime çekiyorum . Ellerimle yüzünü kavrıyorum . Gözlerinin içine bakarken neredeyse hiçbir tepki vermiyordu ayrıca duyguları da tamamen yok olmuştu . Oysa şimdiye kadar en yakın olduğumuz anlardı . Diğer elimle belini kavrıyorum . Dudaklarını öpmek için biraz daha yaklaştığım anda Winter eliyle dudaklarını kapattı . Ve şimdi dudaklarım elinin üzerindeydi .

WİNTER'S WONDERLANDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin