16. Bölüm

390 38 19
                                    

Julian odadan çıktığında derin düşüncelere dalmıştım.

Eğer anahtarları bulamazsam ve ruhları canlandıramazsam burdan gidemezdim.
Ruhlar gelecek sene 17. Yüzyılda canlanacaktı. Yani 2019'da.

(Şuanda 2018de olduklarını düşünün lütfen.)

Eğer ben ruhları canlandıramazsam ondan sonraki seneyi, yani 2020'yi bekleyecektim.
Ama bu ailemden daha da uzak kalmama neden olurdu. Ve bu benim isteyeceğim son şey bile değildi. Oturduğum sandalyeden kalktığımda kapının açılma sesini duymuştum.

Julian
"Aç olduğunu düşündüm."

Aslında evet. Fazlasıyla açtım.

Ben
"Teşekkür ederim."

Yatağa oturduğumda o da tepsiyi önüme koyup karşıma oturdu.

Ben
"Bugün tarihi ne?"

Julian
"5 Haziran 2018. Yani ölümünün üzerinden on dokuz gün geçti."

Ben
"İnanmıyorum. Şuan hazirandaysak çok fazla vaktim yok Julian. Daha anahtarları bulacağım."

Julian
"Bir de görmen gereken bir eğitim var. Diğer koruyucu meleklerin de güçlerini öğrenmen gerek."

Ben
"Anlamadım?"

Julian
"Bak şimdi anlatıyorum dikkatli dinle."

Başımla onayladığımda derin bir nefes aldı.

Julian
"Bütün koruyucu meleklerin güçleri büyü kitabında var. Kurucular, diğer koruyucu meleklerin güçlerini kullanabilirler. Ama gücün kendine ait olmasıyla karıştırma. Koruyucu meleklerin güçlerinin sıradan bir büyü gibi kitapta yer aldığını düşün. Onlara sahip olamazsın ancak onları kullanabilirsin. Bu da Kurucuların farklı bir özelliği."

Ben
"Yani ben o güçlere sahip olamam ama sanki onlar sıradan büyüymüş gibi kullanabilirim."

Julian
"Woah! Çabuk anladın."

Gülümseyip yemeğimi yemeye devam ettim.

Ben
"Ama...vaktimiz yetecek mi? Ayrıca ben anahtarları nerede arayacağım?"

Julian
"Öncelikle sakin ol. Merak etme. Sen çok azimli birisin ve en kısa zamanda eğitimi bitireceğini biliyorum. Anahtarları da bir yerde aramayacaksın. En azından fiilen aramayacaksın."

Ben
"O da ne demek?"

Julian
"Şöyle ki, anahtarları kendi zihninde araman gerek. Çeşitli meditasyonlar sayesinde zihninin en derinliklerine ineceksin ve anahtarların yerlerini, şekillerini göreceksin."

Ben
"Kolay gözükse de öyle olmadığını çok iyi biliyorum."

Derin bir nefes alıp başını aşağı yukarı salladı.

Julian
"Bir bakıma haklısın. Özel güce sahip insanlar, zihninin derinliklerine inmekte zorlanabilir."

Aklıma takılan şeyle sormadan edemedim.

Ben
"Peki bu anahtarlar eski kurucu zamanında da yok muydu?"

Julian
"Açelya, sen kim olduğunun farkında mısın? Sen dünyadaki en güçlü güce sahipsin. Oliks'in Rüzgarına. Senin ve Kurucuların ölümüne sebep olan güç, sıradan bir mutlak güçten bile daha da güçlüydü. Sen kendi gücünün de dışında bir şey keşfettin."

Gözlerini benden çektiğinde dedikleriyle şaşırmıştım. Gerçekten bu kadar güçlü müydüm?

Julian
"Hepinizin, iblisler tarafından kaçırıldığı günü hatırlıyor musun?"

Başımla onayladığımda parmağını şıklatmıştı.

Julian
"O gün ortaya çıkardığın dev buz parçasını düşün. Senin gücün rüzgarken sen bu gücü daha da geliştirdin. Tıpkı o gün gibi."

Ben
"O gün tam olarak ne oldu?"

Julian
"Ne olacak? Sırf iblisi durdurabilmek için kendi vücut enerjini sıfıra indirecek türden bir güç çıkardın ortaya. O da senin ölümüne neden oldu."

Ben
"Nasıl bir güçtü peki?"

Julian
"Çok değişikti. Yine bir buz çıkardın ortaya ama iblisin vücudu değil ruhu dondu. Sadece iblisin de değil. Dünya üzerindeki bütün iblislerin ruhu dondu."

Ben
"Sen ciddi misin?"

Yemeğimi yemeyi bırakmış şaşkınlık içinde Julian'a bakıyordum.

Gerçekten bütün yaptığım şeyler ölmeme neden olmuştu.

Yoongi'yi koruduğum için kendimle gurur duyuyordum. Benim yerime o ölseydi vicdan azabından ölebilirdim. Ben onun koruyucu meleğiydim. Şu hayatta birinin ölmesi gerekiyorsa bu ben olmam gerekiyordu. Onu korumuştum. Umarım şuanda iyidir.

Umarım hepsi de iyidir.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
~Kim Alvina~
Bölüm Sonu

Koruyucu Melekler² || Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin