29. Bölüm

355 37 9
                                    

Kilometrelerce uzağa gidip tam hedefi bulan bir atıştı. Bu da rakibin ölmesini sağlıyordu.
Ama ne yazık ki ben bu özelliği kullanamıyordum.

Yayı elime alıp yerden bir ok aldım ve havaya kaldırıp yavaşça indirdim. Oku kendime sertçe çekerken hafif havaya kaldırdım ve bahçenin ta diğer ucundaki büyük heykeli hedef aldım. Bizden kilometrelerce uzaktaydı.

Elimi serbest bıraktığımda ok havaya yükselip tam da hedef aldığım heykeli vurmuştu.

Yazardan

Bahçenin diğer ucundaki heykeli bulan okla herkesin gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Açelya hariç.

Herkesin Bakışları Açelya'ya döndüğünde aynı şeyi düşünmüşlerdi.

"Giderek daha da güçleniyor."

Aynı zamanda daha da hırslanıyordu. Kesinlikle savaş sırasında çok daha güçlü olacaktı. Arada daha altı ay vardı ve bu süre boyunca Açelya'nın daha da ilerleyeceğini herkes biliyordu.
Profesyonel ve soğukkanlı bir okçu.
Açelya kesinlikle buydu. O, kimse tarafından etkilenecek gibi değildi.

Alexa, karşısında tek bir mimik oynatmadan yayı tutan kıza bakarken aklından bunlar geçiyordu. Şuan ki Açelya'nın önceki Açelya'dan çok farklı olduğunu anlayabiliyordu. Hepsi anlayabiliyordu.

Açelya değişmişti. Onu neyin değiştirdiğini kimse bilmiyordu. Ancak Alexa az çok farkındaydı.
Onu ailesinden uzak tutan her şeye kini vardı.

En çokta iblislerin başı olan Lucifer'a.

O iblisin asıl adı Lucifer'dı. Şeytanların en büyüğü. Açelya'yı ailesinden uzak tutmasını sağlayan iblisti. Eğer o gün Yoongi'ye saldırmaya çalışmasaydı, Açelya da ona engel olmak adına enerjisini son damlasına kadar harcamayaktı.

Alexa derin bir nefes alıp ayağı kalktı ve saraya girdi. Sarayın kapısından girdiğinizde büyük bir giriş yeri vardı. Herkes, bu girişin sarayın merkezi olduğunu sanıyordu. Ama aslında sarayın merkezi çok başka bir yerdi. Orayı sadece Marcus, Owen ve Alexa biliyordu. Sarayın merkezi, Açelya'nın yayını aldığı odaydı.

Aslında orda bulunan taştan yapının üzerinde çok farklı bir şey vardı. Ancak o şey sadece zamanı geldiğinde ortaya çıkıyordu.

Alexa, adımlarını yine o odaya doğru çevirdi. Odanın içine girdiğinde karanlık olduğundan dolayı Işıkları açtı.

Burası her şeyin biteceği yerdi belkide. Herkesin eski yaşantısına döneceği yer.

Rüya'dan

Yemekten sonra Jungkook'la beraber bahçedeki salıncağa oturmuş hafifçe sallanıyorduk.

Jungkook'un göğüsüne sokulup kollarımı beline doladım.

Jungkook
"Rüya?"

Ben
"Efendim Jungkook?"

Jungkook
"Sen ne okuyordun?"

Duyduğum şeyle kaşlarımı çatmıştım.

Ben
"Neden sordun?"

Jungkook
"Hiç. Merak ettim."

Derin bir nefes alıp boğazımı temizledim.

Ben
"Aslında ben ingiliz dili ve edebiyatı okuyordum."

Jungkook
"Ciddi misin?"

Başımla onayladığımda buruk sesinin farkına varmıştım.

Başımı kaldırıp Jungkook'a baktım.

Ben
"Sorun ne?"

Jungkook
"Devam etmek ister miydin? Okula yani."

Ben
"Bilmem. İsterdim sanırım."

Jungkook
"İstersen devam edebilirsin."

Ben
"Aslında, devam etmemi düşünüyorum. Hatta gelecek sene başlayacağım."

Jungkook
"Bu harika bir fikir."

Ben
"Sen neden başlamıyorsun?"

Jungkook
"Babamın şirketinde çalışmam gerek."

Bakışlarımı ellerime indirip yutkundum.

Ben
"Jungkook, senin zorlandığını biliyorum. Hem de her şeyden çok zorlanıyorsun. Ben sizi duydum. Balkonda konuşurken ve Yoongi haklı. Benim bir fikrim var."

Jungkook utançla başını eğdiğinde son cümlemle başını kaldırmıştı.

Ben
"Ben buraya geri döneyim. Sen de ailenin evinde yaşamak devam et. Ev bizim zaten. Okulunu bitirinceye kadar ikimizde eski evlerimizde kalalım. Daha sonrasında mezun olup ikimizde hayalimizdeki işi yaparken evimize taşınalım."

Jungkook derin bir nefes aldığında bakışlarımı gözlerine kenetlenmiştim.

Jungkook
"Seni bırakmak istemiyorum."

Ben
"Biz birbirimizi bırakmayız zaten. Mühür olayı biliyorsun. Bizim bir mührümüz var. Biz ayrılamayız."

Gülümsediğinde ben de gülümsemiş ve kollarımı boynuna dolamıştım.

O da kollarını belime sararken fikrimi onaylamıştı.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
~Kim Alvina~
Bölüm Sonu



Koruyucu Melekler² || Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin