I

3.5K 358 468
                                    

"Anlatın bakalım. Beni neden takip ediyordunuz?"

Jin dudaklarını ıslattı. Yakalandıktan sonra limonata almışlar, bir banka oturmuşlardı. Namjoon salağı hala Taehyung'tan korktuğu için sesini bile çıkaramıyordu. Jin ise bunu kullanıp bir yalan uyduracaktı. Hızlıca aklını çalıştırdıktan sonra dudaklarını büzdü Jin. Yakışıklılığı kadar yalan söyleme becerisine de sahipti.

"Ah, ben hani dershaneye yazılmıştım ya..." dedi Jin, boğazını temizledikten sonra. Taehyung ise limonatasından bir yudum aldı. Gözlerini kısıp kafasını salladı.

"Annenlerin eğer dershaneye yazılmazsan yanımıza gelirsin tehdidinden sonra yazıldığın fakat bir kere olsun gitmediğin dershaneden mi bahsediyorsun?"

Jin gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Ailesi sonuçta sadece dershaneye yazılmasını söylemişti. Gidip gitmemesi hakkında bir şey söylememişlerdi. Jin de ailesinin söylediklerine uymuş, sadece dershaneye yazılmıştı.

"Evet, ondan bahsediyorum." dedi Jin, yalan söylemek için çırpınırken. "Bu salak Namjoon dershaneye gitmem için beni zorladı. Geleceğimi hiç düşünmeyen yakışıklı serserinin tekiymişim." dediğinde Taehyung ona inanmayarak baktı. Jin ofladıktan sonra yalanını düzeltti.

"Ah, pekala. Yakışıklı serseri demedi."

Taehyung tatmin olurken, Namjoon şok olmuşçasına arkadaşına bakıyordu. Bir dakika içinde seksen tane yalan uydurmuştu.

"Bu salak beni zorla dershaneye götürürken sana yakalandık işte." dedi Jin, gülümseyerek. Taehyung'a yaklaştıktan sonra gözlerini birkaç kere kırpıştırdı. Taehyung, onun bu şirinliğine sırıtmadan edemedi. Jin'in burnunu kıstırdıktan sonra tekrar şüpheyle Namjoon'a döndü.

"Neden bu kıyafetleri giyip kendinize sakal ve bıyık çizdiniz?"

Jin, Namjoon'un yutkunma sesi tüm ülkede duyulduğuna kalıbını basabilirdi. Taehyung'a yalan söylemek için düşündü Namjoon. Fakat Taehyung onun yalan söylediğini anlarsa Namjoon'u öldürürdü. Jin ona bir tarafını açsa affederdi ama olan Namjoon'a olacaktı. Bu yüzden Namjoon gerçeği söylemek için araladı dudaklarını.

"Biz aslında-" diyemeden, Jin limonatasını Namjoon'un suratına boşalttı. Bu salağın gerçeği yumurtalayacağını bildiğinden bunun önüne geçmek istemişti.

"Boşver sen bu salağı, ben anlatırım. Bana sakalın ve paltonun ne kadar yakıştığını gösteriyordum da..." dedi Jin gülerek. "Fakat bu inek benim yakışıklılığımı kıskanıp kendi de aynılarını yaptı."

Taehyung inanarak kafasını salladığında Namjoon ağlamaklı bir ses çıkardı. Yüzü limonatayla kaplandığı yetmiyor gibi, Jin'le yata kalka onun kadar salak olan Taehyung'a yalan söylemekle uğraşıyordu. Bugünden sonra kendini kadavraların arasına atıp, orada ölü gibi uyuyacaktı.

Jin ve Taehyung bir şeylerden bahsederken el ele kalktılar banktan. Namjoon'u unutup giderlerken, Namjoon sok olmuşçasına baktı arkalarından. Taehyung, Jin'i aldatıyor olsa da satılan kendisi oluyordu. Ben bu kaderi yaşarken cenabet miydim amk diye söylenirken ayaklandı o da.

"Benim dersim var!" diye bağırsa da, ikisi de umursamadı. Namjoon, sinirle arkalarından koştu. Jin'in ensesine yaklaştığında tüm tükürüklerini topladı. Ensesine doksan derecelik açıyla tükürdüğünde hiç durmadı. Göt korkusuyla koşucuları kıskandıracak kadar hızlı koşsa da, Jin'in küfürünü duydu.

"Götün kıllansın da, bitler götünde imparatorluk kursun. Göt deliğine de ölen bitleri gömsünler inşallah, amk Namjoon'u!"

***

KISS NOW 2   -TAEJIN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin