A

2.2K 263 148
                                    

"Rezilliğiniz boyumu aştı."

Taehyung kapıyı açarken, Yoongi'nin söylenişini duydu. Umursamadan anahtarı çevirdi. Yapmaya çalıştıkları piknik yalan olmuştu.

"Boyunu aştıysa 175 cm falandır. Yine az rezil olmuşuz."

Yoongi'nin kafası mekanik bir şekilde Jin'e dönerken, Jin alt dudağını ısırdı. Yine çenesini tutamadığı için kendi kendine balgamlı bir tükürük yolladı.

"O bıçağı 175 kere göt deliğine sokmayan Min Yoongi değil." diye söylendiğinde Taehyung kapıyı açmış, Hoseok ve Woo Bin içeri girmişti. Namjoon ise salonun halısıyla girmeye kalkmış, halı kapının kenarlarına çarpınca yere düşmüştü. Fakat kimse onu umursamıyordu.

"O zaman göt deliği büyür." dedi Taehyung, Jin'i kendine çekerken. "Bu zevkli olmayacağı için, eğer onun götüne karışırsan seni parçalara ayırıp akşam yemeğinde yerim."

Yoongi gözlerini devirip ikisiyle de uğraşamayacağını, başının ağrıdığını söyleyerek içeri girdi. İçeri girerken de önce salonun halısına, sonra Namjoon'a basmıştı.

Jin ise, Taehyung'un söylediği şeyle kafasını iki yana salladı. Sevgilisine ayıplarcasına bakarken ellerini beline yerleştirdi.

"Nasıl sadece çükünü düşünebilirsin, amk orospusu? Göt deliğim büyür diye istemiyormuş. Eğer dikecek olsa daha zevkli olacağı için izin mi vereceksin, pavyonlarda çalışsa ancak 5 lira edecek dümbük?!"

Taehyung kaşlarını çattı. Cidden Jin'in göt deliğini dikmek hakkında düşünürken Jin, sevgilisinin kafasına geçirdi bir tane.

"Bir de ciddi ciddi düşünüyor, ayağını götüne sokup orada 360 derece döndürdüğüm!"

Taehyung, Jin'in küfürüyle sırıttı. Şimdi onu omzuna alıp yatağa atsa, Jin'in fantezili küfürleriyle, kendisinin fantezilerini karıştıra karıştıra s...

"Beni kaldırsanıza!"

Taehyung, yavaşça bir nefes vererek Namjoon'a döndü. Bu salaklar yüzünden ne sevişebiliyorlardı, ne de seks hakkında düşünebiliyorlardı. Sinirlenip kapıdan Namjoon'un bacakları arasından içeri girdi. Dışarda Jin ve Namjoon kaldığında Jin yerde bir şeyin olduğunu yeni fark etmişti.

"Senin ne işin var yerde?" diye şaşkınlıkla çığırdığında Namjoon ağlamaklı bir ses çıkardı.

"Bir saattir yerdeyim, gerizekalı!"

Jin şaşkınlıkla elini ağzına götürdü. Ne yapacağını bilemez şekilde dururken üzgünce konuştu.

"Ben berbat bir insanım, değil mi?"

Namjoon kafasını sallarken elini arkadaşına uzattı.

"Evet öylesin. Şimdi kaldır beni."

Jin hızla yere doğru eğildi. Namjoon'un ona uzattığı elleri tuttu ve itti. Halıya doğru uzanıp salonun halısını kucakladı.

"Sana kıyamam ben, yere mi düştün?" derken halıyla beraber ayaklandı. Tam birkaç adım atmıştı ki, Namjoon ona çelme taktı. Jin yüz üstü yere düştüğünde Namjoon kahkaha attı.

"Halı yerine niye beni kaldırmıyorsun, yüzü tam, beyni yarım insan!"

Jin acıyla suratını buruştururken götünden yayılan başka bir ağrıyla bağırdı. Namjoon, Jin'in götünde zıpladı birkaç kere. Jin ise sinirle bağırdı.

"Nicki Minaj götümden ne istiyorsun, amk Namjoon'u!"

Namjoon, Jin'in götünden indi. Birkaç adım attıktan sonra durdu. "Hazır Taehyung yokken..." dedikten sonra Jin'in kafasına da bastı. Jin bağırıp yüksek notaların nirvanasına ulaşırken, Namjoon Pamuk Prenses'e elma yedirmiş üvey annesinin gülüşünü attı.

KISS NOW 2   -TAEJIN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin