(21)

3.4K 508 346
                                    

"Rahat uyudun mu?"

"Hayır, burası bok gibi kokuyor" Jeongin için akşam hazırladığım yer yatağını toplarken başımı kaldırıp köşedeki uyuza baktım

"Sanki sizin salon gül bahçesi" çarşaf ve yastığı üst üste koyup kendi odama götürdüm ve yatağımın üstüne bırakıp geri oturum odasına döndüm

Koltuğun üstünde yine ayaklarını kendine çekmiş etrafına ürkek bakışlar atarak oturduğunu görünce gözlerimi devirdim "Şöyle oturma, rahat ol biraz"

"Ben böyle rahatım"

İç çekip bir kez daha gözlerimi devirdim. Herkes çok şirin diyerek bu çocuğu seviyordu ama ben sadece uyuz bir velet olduğunu düşünüyordum

Yanındaki koltuğa oturup telefonumu elime aldım. Bir taraftan telefonumla oyalanırken diğer yandan onu sorguya çekiyordum "Ne yapmayı düşünüyorsun? Okula da gitmedin zaten"

Buluşmaya gitmeden önce dersim vardı ve bu sürede evde tek başına oturmasına izin vereceğimi sanıyorsa yanılıyordu

"Arkadaşımın yanına gideceğim"

"İyi. Buluşmaya geç kalma"

Konuşmayı bırakıp bütün dikkatimi telefona verdim. Minho sabahın altısında mesaj atmıştı

Hwang Hyunjin:

Ben söylemiştim ¯\_(ツ)_/¯
Bu arada dün gece kızıl pandayı biraz araştırdım. 13 kişiye kadar anca indirebildim olasılıkları
Kısa boy, sinirli yüz, siyah saçlar, buluşma alanına yakın istikamet için arama yaptım. Kafadan elediklerimde oldu
Aramamı istediğin başka bir özellik var mı? İhtimalleri azaltabiliriz
Okula gidince sana listeyi atarım

Mesajlarıma rağmen aktif olmadığını görünce dudak büküp mesajlardan çıktım. Sessizlik ortamını Jeongin bozdu

"Seungmin ile mi buluşacaksın?"

Başımı kaldırıp gözlerimi kırpıştırdım "Öyle bir düşüncem yoktu aslında ama olabilir"

Sessizce başını salladı. Soru sormuş olmak için sorduğunu ama aslında umrunda olmadığını biliyordum. İletişim kurmaya çalışıyordu

"Bir şey sorabilir miyim?"

Telefonu kapatıp yanıma koydum ve ona döndüm "Hmm?"

"Bizden başka rolünü bildiğin birisi var mı?"

Başımı iki yana salladım "Araştırıyorum"

Boşluğa bakarak başını salladı ve "Anladım..." dedi

İkimizde susup sessizce oturunca rahatsız hissedip telefondan saate baktım ve ayaklandım

"Hadi çıkalım"

__________________

Felix'in ağzından

"Bir şey buldun mu?"

Homurdanarak "Hayır" dedi

Dün gece ben odama çekilmiştim ve o da yanıma gelmeye çalışmamıştı

"Neyse ki ben bulacak kadar zekiyim"

Telefonumu çıkarıp dün akşam araştırma yaparken bulup not aldığım bilgileri açtım

"Seungmin hakkında; gerçekten ailesi yok. En iyi arkadaşı Wonpil adındaki birisi ve Wonpil eski Death Game oyuncularından. Finalden önceki turda elenmiş. 4 yıl önce sanırım ama o zamanlarda pek izleyicisi yoktu. Bu yüzden tanınmıyor"

"Buraya yakın 5 spor salonu var. Tilki bunlardan birisinde olmalı"

"Kanguru babasının zengin olduğunu ima etmişti. Müdürünün 15-30 yaş arası çocuğu olan şirketlere bakındım ama baya fazla. Bulabileceğimizi sanmıyorum"

"Bu çevrede sadece bir tane suikastçı aile var. O da Jung ailesi. 24 yaşında bir oğulları var ancak vaşak olamayacak kadar yapılı birisi. Diğer oğulları 16 yaşında. Vaşak olduğunu sanmıyorum"

"Sincap ve Kurt henüz yapılmadı. Ayı hakkında bir şey de bulamadım"

Sessizce başını salladı "Peki ya... Kimler birlik olmuştur?"

Ağzım açık telefona baktım

Bu konu üzerinde düşünme gereği duymamıştım

"Mmm... Sincap ve Vaşak? Hiç bilmiyorum, düşünmedim..."

Tekrar sessizce başını salladı. Bugün biraz... Durgun gibiydi?

"Neyin var?"

Dudak büktü "Hiç... Bir şey düşünüyordum sadece. Dalmışım"

Tek kaşımı kaldırdım. Bu kadar önemli başka ne vardı ki? "Neyi düşünüyordun?"

İç çekip bakışlarını parmaklarına indirdi "Bir kaç gün içinde ikimizden birisi ölebilir... Ve ya ikimiz de"

Omuz silktim "Ölüm bizim için bekliyor"

"Düşünüyordum da..." elini kaldırıp 1 sayısını gösterdi

"Seni hemen şurada bir kere sikebilir miyim? Yapmadan ölürsem çok içimde kalacak"

Kafasına bir tane geçirdiğim gibi yakasından tutarak kapıya doğru fırlattım

"SİKTİR GİT LAN EVIMDEN!!"

__________________

Seungmin'in ağzından

"Günaydın" gelen tanıdık sesle arkamı döndüm ve gülümseyen Hyunjin ile karşılaştım

"Günaydın. Senin de mi dersin var?"

Başını salladı "Maalesef"

Bahçede birlikte kendi binalarımıza doğru yürümeye başladık

"Bugün senin günün değil mi?"

"Evet. Biraz gerginim" güldüm. Gergin olması normaldi

"Senin o zaman gergin olduğun kadar değil tabi" gülmemeye çalışarak bana baktığında yaptığı ima ile bir kez daha yerin dibine girmek istedim "Tanrım, hatırlatma..."

Ben tek elimle yüzümü kapatırken önüne dönüp "Neden ki?" dedi "Bence çok tatlıydın"

Başımı kaldırıp gözleri kısılmış haldeki gülümsemesini inceledim

Hayatımdaki en büyük başarı böyle kusursuz bir çocuktan iltifat almış olmaktı sanırım

Cidden... Gülünce kısılan gözleri, gözünün altındaki beni ve dolgun dudakları ile cennetten inmiş bir meleğe benziyordu ve bu çocuk bana iltifat etmişti

Bana

Kim Seungmin'e

Sanırım bir wattpad hikayesinin içine düşmüştüm

"Sonra görüşürüz, ben bu taraftan gitmeliyim" Benim yolumun aksine bir tarafı gösterip oraya doğru yürümeye başladı. Arkasını dönüp el salladı ve ben de karşılık verdim

__________________

1 ve 13 bölümler arası; oyunun açıklaması, tilki, ayi, salyangoz, kanguru, kızıl panda ve kartal'in günleri ile diğer ıvır zıvır şeyler

13 ve 21.bolumler arası; vașağın günü ile kurdun günü arasındaki 24 saat

??? XJSMXMSKXMAKXKAKZKZ

Let's Play a Death Game // With SKZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin