Vaktim olmadığı için düzeltemedim. Sonra girip düzelteceğim, lütfen yazın hatalarına dikkat etmeyiniz djsmsmsmx
__________________
Chan ve Woojin, Minho gittikten sonra sessizce kafede oturmaya devam ediyordu. İkisi arasında ölüm sessizliği olsa da içlerinde fırtınalar kopuyordu
Woojin bakışlarını kaldırıp Chan'a yöneltti
"Ne düşünüyorsun?" Chan dudaklarına yasladığı, yumruk yaptığı ellerini indirip konuştu
"Bu mantıksız" başını iki yana salladı "Babamın da özel koruması var. Ancak o babamı 1 saniye bile tek başına bırakmıyor. Evimizin bir üyesi gibi"
"Aslında..." Woojin susup ne demesi gerektiğini düşündü "Söyledikleri yalan sayılmaz"
Chan dikkatini ona verip ne söyleyeceğini merakla bekledi
"Örneğin hem aile üyesi hem de koruması. Koruma olduğunu söylerse de yalan söylemiş sayılmaz, aile üyesi olduğunu söylerse de"
Chan gözlerini kıstı ve Minho'nun kendi gününde söylediği şeyleri düşündü "Ailesiyle birlikte yaşıyor, kardeşlerin en büyüğü, 24 kişi öldürdü... "
"Sadece bir tahmin ama Minho sincabı koruması için evlat edinilmiş olabilir. Sincaptan yaş olarak büyük görünüyor zaten. Ayrıca korumaysa 7/24 sincap ile birlikte olmalı. Hem ailesi ile birlikte yaşadığını söylemişti. Öldürdükleri de sincabı şu ana kadar öldürmeye çalışmış kişiler olabilir. "
"Bunun için sincabın zengin bir aileden olması da gerekiyor"
"Olmadığını söyleyemeyiz. Kıyafetleri pahalı görünüyor"
Chan kararsızlıkla ensesini kaşıdı ve derin bir nefes verdi "Bütün bunlar saçma bir kurgu gibi"
"Dediğim gibi. Sadece bir tahmin"
"Bize yalan söylemiş de olabilir. O gün söylediği her şeyin doğru olması bile aslında yalan olabilir"
"Bilmiyorum, bu karışık"
Woojin etrafına bakındı. Kafedeki bir kaç kişi de gitmişti ve bir tek onlar kalmıştı
"Kalkalım. Birazdan kapatırlar zaten" Woojin ayaklanınca Chan da onu onaylayarak kalktı. Hesabı ödeyip birlikte dışarı çıktılar
Saat ilerlemeye başlasa bile hala dolu olan caddede yavaşça yürüdüler. Chan etrafını seyrederken "Evde bekleyen yoksa biraz daha takılmak ister misin?"
Woojin bir kaç saniye düşündü "Aslına bakarsan ev boş"
Chan yola bakarken aklında çalan fesatlık zilleriyle birden başını Woojin'e çevirdi
"Yani? Beni eve mi atacaksın?" kollarını önünde birleştirip kendini korumaya çalışıyormuş gibi yaptı
Woojin gülüp "Hayır" dedi. "Demek istediğim istersen bize de gidebiliriz"
"Tamam işte, baya da beni eve atmaya çalışıyorsun"
"Hayır!" Woojin utanmayla karışık gülmeye devam ederken Chan da gülmeye başladı
Woojin derin bir nefes alıp sakinleşti "Tamam, sen nereyi istersen oraya gidelim"
Chan düşündü
"O zaman hadi senin evine gidelim"
__________________
"Felix..." Changbin tuvaletin kapısına yaslanırken aşağı doğru kaydı ve yere oturdu "Daha ne kadar orada durmayı planlıyorsun...?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Play a Death Game // With SKZ
FanfictionYönetici; Kurallar değişti Yönetici; İyiler veya Kötüler yok Yönetici; Sadece kendiniz varsınız Yönetici; Oyun 1 kişi hayatta kalana kadar devam edecek Yönetici; Bol şans ☆ MinSung/WooChan/HyunMin/ChangLix☆