Yaşamaya hakkı olanlar kapılarından dışarı çıktıklarında rahat bir nefes alabildi. 24 saat sonra aynı işkenceyi tekrar çekeceklerini düşünmemeye çalıştılar
Kapısından çıkan Minho binanın etrafını turlayarak Jisung'u aradı. Onunla karşılaştığında ikisi de mutlulukla birbirine sarıldı
Chan ve Woojin'in kapıları sırasıyla geliyordu. İkisinin arasında 50 metre vardı. Ortada buluştular ancak yaşadıklarına sevinemeyecek kadar sinirliydiler. Basit bir sarılıșın ardından geri çekildiler
Seungmin kapısından çıktığında doğruca Hyunjin'in kapısına ilerledi.
Ancak ortada kapı falan yoktu
Sadece ses geçirmez bir duvar vardı
"Hayır..."
Seungmin'in gözleri dolup dudağı titremeye başlarken yavaşça soğuk duvara yöneldi. Kendi kendine "Hayır, hayır, hayır" diye sayıklıyordu
Dizlerinin üstüne düşüp başını havaya kaldırdı. Göz yaşları yanaklarından akmaya başlarken "Hayır!!" diye yüksek sesle ağlamaya başladı
"Hyunjin!!" duvara vurup tepki almaya çalıştı. Ancak bu çabaları nafileydi. Hyunjin'e ulaşamayacaktı
"Lütfen..." bir sakinleşip bir bağırıyordu. Ne yaşadığının ve ya nasıl davrandığının farkında değildi. Sadece Hyunjin'i geri istiyordu. Duvara kollarını ve başını yaslamış ağlarken avazı çıktığı kadar bağırdı
"LÜTFEN ONU GERİ VERİN!!"
__________________
"O piçi sikerek öldüreceğim!!"
Chan'ın sinirden boynunda ki damarlar çıkmıştı. Normalde bembeyaz olan teni kırmızıya dönüşmüştü ve terlemiști
Chan önündeki çöp kutusuna tekme atmaya devam ederken Woojin onu durdurma gereği duymamıştı. Pek tepki vermiyordu ama o da sinirden kuduruyordu ve Chan her tekme attığında sanki o rahatlıyordu
Chan burnundan solurken bankta oturan Woojin'in yanına geçti. Minho hakkında ne yapacağını düşünürken bacağı titriyordu
"Sanırım..." Woojin birden konuşmaya başlayınca Chan kafasını çevirmeden ona baktı "Bugün katil öldü. Yeni katil seçilecek"
Keşke ben olsaydım diye düşündü Chan. Oyuna başlarken birisini öldürmeye değil de korumaya yönelik bir rolü olduğu için mutluydu ama şuanda sadece birisini öldürebilmek istiyordu
"Umarım ben olurum" Woojin dönüp Chan'a baktı. İleriye doğru odaklanmıştı ve gözlerinde ki nefreti görebiliyordu
__________________
"Ne yaptın?"
"Kartalı öldürdüm. Diğer katil oydu"
Jisung başını salladı "Bende kurdu öldürdüm"
Minho başını kaldırıp Jisung'a baktı "Ne?" gözlerini kırpıştırdı. Bunu neden yaptığını anlayamamıştı "Neden onu öldürdün?"
Hararetli bir şekilde konuşmaya başladı. Kurt onu cidden sinirlendirmiști
"Oyundan önce beni kenara çekip küfür falan etti ve onu ilgilendirmeyen bir konuya burnunu sokmaya çalıştı. Yani... Benim seninle çıkmam onu ne ilgilendirir ki!? O kim oluyor da beni böyle sorguya çekmeye çalışıyor!?"
Minho duydukları ile taş kesildi
Hyunjin ölmüştü
Ve onu öldüren Jisung'du
Boğazı düğümlenince zorla yutkunmaya çalıştı
Hyunjin eninde sonunda Minho için düşman konumuna gelecekti
"Hiç kimse" başını sallayarak gülümsedi "O kimse değil, bize karışamaz" yürümeye devam ederken Jisung'u kendine çekerek alnından öptü
"İyi yapmışsın"
Jisung'da gülümsedi. Minho'nun tepkisine sevinmişti çünkü bencilce mi davranıyor diye düşünmüştü kendi kendine
O mutlu bir şekilde Minho'ya sarılıp yürürken Minho'nun aklında çok daha farklı şeyler vardı
Çünkü Hyunjin'in ölmesi demek Chan'ın onu korumadığı anlamına geliyordu
Gidip diğer çıkışlara bakmamıştı ancak tahmini doğru ise Chan hala yaşıyordu
Ve büyük ihtimal bir şeyleri öğrenmişti
__________________
O gece kalan 5 yarışmacı arasında hiç bir şey olmadı. Minho ve Jisung evde günlük hayatlarına devam ederken Chan ve Woojin kendi evlerindeydi. Chan o saatten sonra Woojin'i bile bir rakip olarak görmeye başlamıştı
Seungmin ise yalnız başına oturuyordu
Ara sokaklardaki derme çatma evinde yatağına uzanmıştı. Önceki gece Hyunjin'in kucağına başını koyduğu zamankiyle aynı pozisyondaydı. Ancak Hyunjin'in sert bacaklarına kıyasla başını koyduğu yumuşak yastık fazlasıyla rahatsızdı. O kadar rahatsızdı ki Seungmin'de sinirden ağlama isteği uyandırıyordu
Son 5 saattir ağlıyordu da zaten
Telefonunu kaldırarak Hyunjin'e attığı mesajlara baktı. Bir ümit mesajları atmıştı ama sadece iletildi yazısı vardı
Kapının açılması için beklerken telefonun koridorun içinde çekmediğini fark etmişti ancak yine de kendini Hyunjin'e ulaştığını düşünmekten alıkoyamıyordu
Telefonu yatakta rastgele bir yere atarak tekrar düşüncelere daldı
Bu evden nefret ediyordu. Yaşadığı hayattan, çevresinden, borçlarından, araba kazasında ölüp kendisini yalnız bırakan ailesinden bile. Ve o kazada ölmediği için kendinden de nefret ediyordu
Gözlerinden tekrar yaşlar akmaya başlarken yüzünü yastığa gömdü
Keşke intikam alabileceği bir rolü olsaydı
__________________
Sanırım... Bu akşam kitap bitiyor
Gece 3 e kadar oturduğumu bilirsiniz xnsmxkskx bu yüzden sanırım kitabı bitirip hemen yayınlayacağım. Sabah kalktığınızda tek seferde bitirirsiniz. Ben uyandığımda da oturur açıklama bölümünü yazarım
O YÜZDEN SORU SORUN AŞKLARIM DKSMSAX (benim hakkimda da olabilir)
Ay o değilde kitabın yorum sayısı 1250 tarzi bir şey aq naptiniz DNSMXMSMZMAMZMSX
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Play a Death Game // With SKZ
FanfictionYönetici; Kurallar değişti Yönetici; İyiler veya Kötüler yok Yönetici; Sadece kendiniz varsınız Yönetici; Oyun 1 kişi hayatta kalana kadar devam edecek Yönetici; Bol şans ☆ MinSung/WooChan/HyunMin/ChangLix☆