Let's Play a Death Game // With SKZ

(23)

Gecenin 2sinde bölüm atmak fav <3

Son bölümlerde yorumlar baya düştü de hani bi şey mi yapsanız :'3

__________________

Herkes oturduğu yerden kalkıp sessizce kendi kapısına yöneldi. Kanguru kendi koridorundan geçerken az önce konuştuklarını düşünüyordu

Kardeşini kazara bile olsa öldüren bir evladı hiç bir aile kabul etmezdi. Bu yüzden ailesinden ayrı yaşaması mantıklıydı. Ancak sadece kafasından uydurduğu mantıklı bir kurguda olabilirdi

Tuhaf bulduğu şey neden katıldın sorusuna verdiği cevaptı

"Sonuçta amaç öldürmek''

Bu yarışmaya kimse gerçekten öleceğini, öldüreceğini bilerek başvurmamıștı. Bu oyun normalde şakasına oynanan ama güzel para kazanabileceğiz bir oyundu. Her oyunun bir konsepti vardı ve bu konsept oyuncular belli olduktan sonra açıklanırdı. Yani kesinlikle yarışmaya bu grup için seçileceğini ve konsepti önceden bilerek katılması mümkün değildi

Birliğe ait bir üye veya tanıdık değildiyse tabi

Çıkışı görmesiyle gözlerini ovaladı. Her saniye oturup bunları düşünmekten bıkmıştı. O artık normal yaşantısına dönmek istiyordu

Çıkışa 2 metre kala durdu. Karşısında üzerinde 'Merhaba, Chan' yazılı defterle duran vaşağa baktı

Gözlerini ondan ayırmadan yavaşça yürümeye devam etti. Karşısına geçip durdu

"Merhaba?"

Vaşak hızla deftere bir şeyler yazmaya başladı

"Seninle birlik olmak isterim"

"Aynısını kendim içinde söyleyebileceğimi sanmıyorum..."

"Sana katilin kim olduğunu söylememe ne dersin?"

"İstemez"

Vaşak başını masumca yana yatırdı

"Bana güvenmiyor musun? Peki rolünün koruma olduğunu biliyorum desem?"

Kanguru gözlerini kısarak vaşağın gözlerine bakmaya çalıştı. En başından defterde Chan yazılı olması onda şüphe uyandırmıștı. Birde rolünü biliyordu

"İstemiyorum" Aslında rolünü nereden öğrendiğini sormak istiyordu ama bunu sorarsa rolünü onaylamış olurdu. Bu yüzden kestirip atmayı tercih etti

"Vay~~ Sert çıktın"

Kanguru yanından geçip gitmek için hareketlendiğinde vaşak hızla bir şeyler daha yazdı

"Peki Ayı ile birlik olduğunu da biliyorum desem~? Ahh ayrıca yöneticinin gerçek rolünü de"

İlk cümle kanguruyu pek etkilememiști ancak ikinci cümle ona kafayı yedirtmeye yetmişti

"İlgileniyorsan burada yarım saat kadar beni bekle lütfen"

Kanguru kararsızlıkla başını salladı. İlgileniyordu ancak beklemek istemiyordu

Vaşak kangurunun onayını aldıktan sonra defterini kapatıp koşarak binanın arkasında kayboldu

Kangurunun tuhaf karşıladığı bir diğer şey vaşağın konuşma/yazma şekliydi. Sincap gibi davranıyordu. Normalde kullandığı kibar ve sade dil yok olmuştu

__________________

Vaşak koşarak binanın diğer ucuna gitti. Bina aşırı büyük olduğu ve en az 10 çıkışa sahip olduğu için bir kapıdan diğerine gitmek çok zahmetliydi. Nefes nefese kapıya ulaştı ve duvardan destek alarak soluklandı. Kafasını kaldırıp etrafına bakındı

Hala çıkmadığını düşünerek rahatlamıştı ki çok geçmeden kapıdan sincap çıktı. Kapının yan tarafında durduğu için sincap vaşağı görememişti. Hızla sincabı bileğinden yakaladı. Sincap şaşırarak bir vaşağa bir de bileğini tutan eline baktı

"Sen miydin? Ödümü kopardın!" rahatlamayla vaşağın tuttuğu kolunu serbest bıraktı. Vaşak hala soluklanırken sincabın kolunu bıraktı. Defteri açıp karalamaya başladı

"Seninle konuşmam gerek"

Sincap etrafına bakınıp ardından kenardaki boş bir bankı gösterdi. Birlikte oraya oturdular

"Öncelikle fazla zamanım yok. Sadece 20 dakika"

Sincap başını sallayarak onu onayladı

"Benim rolüm seni korumak. Gerekli işlemleri yaptım. Başarılı olursa oyundan ayrılarak oyunu kazanan kişi olacaksın. Ben de aynı şekilde. Illa birisinin ölmesine gerek yok"

Sincap kaşlarını çatarak yazıyı tekrar okudu. Oyunda birisini koruyarak kazanan bir rol mü vardı?

"Sonuçlanması 2 gün sürer. Bu sürede senden isteğim ayı ve kanguruya katılman. En iyi şekilde güvende olacağın yer onların tarafı"

"Oyundan ayrılmak istediğimi de nereden çıkardın?"

Vaşak yazmak için yeltenmiști ki gelen cevapla olduğu gibi kaldı. Kafasını kaldırıp sincaba baktı. Her zaman ki hızlı yazısının aksine yavaş yavaş yazdı bu sefer

"Oyundan ayrılmak istemiyor musun? Hem de kazanarak?"

Sincap gayet normal bir şeymiş gibi başını iki yana salladı "İstemiyorum"

Vaşağın aklı allak bullak oldu. Mantıklı düşünemez hale gelmişti. Neden istemiyordu ki?

"Neden?"

"Beni oyundan çıkarırsan asıl kazanan kişi sen olacaksın, ben değil. Seni bilmem ama ben saygınlığa kafayı takmış bir aileden geliyorum ve başkası sayesinde bu oyunu kazanırsam beni sokağa atarlar"

Atmazlardı. Han Bey saygınlığa kafayı takmış olsa bile Jisung onun öz oğluydu ve onu çok seviyordu. Yaptığı bütün saçma ve sert hareketler Jisung içindi. Onu kapıya falan atmazdı!

"Baban seni seviyor Jisung"

Sincap kaşlarını çatarak deftere baktı "Jisung?" Vaşak sessizce yerinden kalktı ve gitmeden önce defterine son cümlelerini yazdı

"Lütfen teklifimi düşün. Ben bu oyunu kazanmakla ilgilenmiyorum"

__________________

"Ne yaptığını sanıyorsun!!?" Kurt kızıl pandaya burunları değecek kadar yakınlaşıp eliyle sessiz olmasını gösterdi. Bir diğer eliyle ise kızıl pandanın ağzını kapattı

"Şşşş, sessiz ol!"

Ikisi karanlık koridorda sessizce beklediler. Kızıl pandanın korku ve sinirden kalbi çok hızlı atıyordu ve nefes nefese kalmıştı. Sakinleşmeye başlayınca kurt yavaşça ondan uzaklaştı

"Aşırı hızlı yürüyorsun! Tanrıya şükür kısasın"

"Ne dedin sen!? Kimmiş kısa!?" Kurt tekrar "Şşşş!" dedi. Ona göre kızıl panda fazla gürültücüydü

"Beni kartala götür. İkinizle de konuşmam gerekenler var"

"Ben nerden bileyim kartalın yerini!" Kurt gözlerini devirdi ama karanlık olduğu için kızıl panda bunu göremedi "İkinizin birlikte olduğunu biliyorum"

"Birlikte falan değiliz!" Kurt, kızıl pandayı inceledi. Agresif bir tipti evet ama kartal ile birlik olduklarından emindi. Böyle davranması garipti

Aklına gelen şeyle sırttı "Kartalla kavga mı ettiniz yoksa~?"

Kızıl panda panikleyip ağzında bir şeyler geveleyince kurt daha da çok sırttı. Doğru tahmin etmişti

"Sen beni götür, aranızı yaparım ben"

"Yemezler"

"Çocuğa aşık falan mı oldun? Onu bu kadar gizlemeye çalışman normal değil. Çocuğu ele ver gitsin işte"

Doğru ya diye düşündü kızıl panda. Kartal kendisini hiç umursamıyordu ki zaten, o niye umursasın...