(13)

3.5K 592 573
                                    

Önceki bölümlerde Woojin için Geyik ve Seungmin için Ayi demişim yanlışlıkla dmsmdmsmx en basta isimleri öyleydi, sonra değiştirip ayi ve salyangoz yaptım. Geyik görürseniz bir yerde, o kişi woojin

__________________

Han Jisung her zaman ki gibi gecenin ilerleyen saatlerinde odasında tek başınaydı. Her zaman ki gibi odaya sessizlik hakimdi ve Jisung bunu bozmak adına elinde bir şeyler ile uğraşıyordu. Ve yine her zaman ki gibi derin düşüncelere dalmıştı

Kapı tıklatılıp içeri Minho girdi. Jisung dalıp gittiği noktadan bakışlarını ayırma gereği duymamıştı

Minho yaklaşıp Jisung'un masasının önünde durdu ve ona baktı. Jisung izlenilmekten rahatsız olunca Minho'ya döndü

"Yine babam mı gönderdi?"

"Kendim geldim"

Jisung gülümsedi. Minho resmi konuşmayı bıraktığına göre babası uyumuş olmalıydı

Jisung Minho'ya "Gidelim" derken ayağa kalkıp kapıya yönelmişti bile. Jisung'un çalışma odasından çıkıp iki kardeşin paylaştığı yatak odalarına geçtiler. Yan yana duran yataklarına oturdu ikisi de

Jisung sırtını yatağın başlığına yaslarken Minho bacaklarını aşağı sarkıtmış doğrudan Jisung'u izliyordu

Jisung'un bir sorununun olduğu belliydi. Son zamanlarda daha da kötüye gidiyor gibiydi

Merakına yenik düştü Minho "Neyin var?"

Jisung sessizce boşluğa baktı. Bir boşlukta hissediyordu kendini

"Abi" Jisung başını kaldırıp Minho'ya baktı

İkisi baş başa kaldığında ve birisi tarafından izlenmediklerinde resmi konuşmuyorlardı. Resmi konuşmalar Han ailesinin babasının Minho ve Jisung arasına koyduğu bir duvardı

Minho sessizce "Efendim kardeşim" dedi

Jisung dolan gözlerine hakim olmaya çalıştı. Ancak sesi titriyordu "Eskiden ranzada yattığımız zamanı hatırlıyor musun?"

Minho "hmm" şeklinde onayladı onu "Yüksekten korktuğum için ranza alıp beni yukarıda uyumaya zorlamıșlardı"

Jisung devam ettirdi onu "Ama uyuyamıyordun. Bu yüzden herkes uyuduktan sonra aşağı yanıma geliyordun ve birlikte uyuyorduk"

Minho tebessüm ederek başını salladı "Hatırlıyorum. Korkumu yendiğim için atmışlardı sonra"

Jisung gözünden bir damla akmaya başlarken "Gece birlikte uyusak ve sen korksan bile, sabah olduğunda kimse bunu bilmezdi" dedi

Minho nereye varmaya çalıştığını merak ederek "Öyleydi" dedi

İkinci damla da Jisung'un yanağındaki yerini aldı

"Korkuyorum"

Minho kaşlarını çattı. Soru soracaktı ki Jisung gözlerinde yalvaran bir ifade ile tekrar konuştu

"Herkes uyuyor, abi. Yanında uyuyabilir miyim? Söz veriyorum sabah olduğunda bunu da kimse bilmeyecek"

Minho gözyaşları durmadan akmaya başlayan Jisung'a şaşkınlıkla baktı. Büyüdüklerinden bu yana Jisung'un ilk defa ağladığını görmüştü

Jisung hıçkırarak ağlamaya başladığında Minho kendisine kızarak hemen yerinden kalktı ve Jisung'a sarıldı. Jisung kafasını Minho'nun boynuna gömüp kollarını sardı. Minho ise Jisung'un saçlarını okşayıp onu sakinleştirmeye çalışırken kendi kendisine düşünüyordu

Jisung ölümden mi korkuyordu?

Jisung ağlayarak uyuyakalana kadar saçlarını okşadı Minho. Göğsündeki her zaman kendisinden daha güçlü görünen kardeşine baktı

Aklına gelen düşünce ile gözleri dolsa bile sildi hemen onları

Minho yükseklik korkusunu yendiği için ranza kullanmayı bırakmamışlardı.
Babaları Minho'yu Jisung'a sarılarak uyurken gördüğü için bırakmışlardı

Jisung'dan katiyen uzak durması gerektiğini yeterince net anlatan bir dayaktan sonra tabi...

__________________

"Yönetici, bey!" yönetici donuk bakışlarını kendisini çağıran tilkiye yöneltti

"Evet?"

Salyangoz onun yerine devam etti "Vaşak bildiğiniz üzere dilsiz. Yazması uzun sürebileceği için fazladan zaman verseniz olmaz mı?"

Yönetici gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu "Gerekli bir hareket olduğunu düşünmüyorum. Başlayın lütfen"

Kanguru her zaman ki klasik sorularını sordu "Isim ve amaç"

Vaşak önceden yazdığı yazıları açıp diğerlerine gösterdi

"Vaşaklar bir av yakaladıklarında istediği kadarını yiyip artanı saklar, sonradan tekrar yer. Daha öncesinde buna benzer bir işkence uygulamıştım"

Kartal ve kızıl panda güldüler. Kartal eğlenerek "Yani her gün insanların bir başka uzvunu koparmaktan zevk alan bir sadistsin" dedi

Vaşak sessiz kalmayı tercih ederek sonraki sayfayı çevirdi "Amacım aileme gurur getirmek"

Kurt 'hmm'ladı. "Ailenin örnek çocuğu olmak için biraz fazla piskopatsın sanki?"

Vaşak boş bir sayfa açıp yazmaya başladı

"Suikastçı bir ailenin örnek çocuğu olmak için yeterli psikopatlık seviyesindeyim"

Ayı anlayarak başını salladı. Mantığına yatmıştı bu herkesin

Salyangoz "İlk öldürdüğün kişi kimdi?" diye merakla sordu

Kurt bıkkınlık ile "Ne önemi var?" dedi. Bu sırada vaşak söyleyeceği şeyleri yazmıştı bile

"O kişiyi öldürmem için para almıştım ama kim olduğunu bilmiyorum. Umursamadım"

Kızıl panda zevkle "Uuu, asi çocuk" dedi

Kanguru bakışlarını sincaba çevirdi. Sessizce vaşağa bakıyordu ama ağzından 1 kelime bile çıkmıyordu. Kanguru onun bugün ilgili olmasını beklemişti. Onu teşvik etmek adına "Başka sorusu olan?" dedi. Ama ortaya atılan kurt oldu

"Kimden şüpheleniyorsun?"

Vaşak bir an için durarak diğer sayfayı çevirdi. Söyleyecekleri yazılıydı çoktan

"Yönetici katiller birbirini bilemez demişti. Bu iki veya fazla katilin olduğu anlamına gelir"

Kanguru bilinçsizce gülüp "Bunu fark eden tek kişiyim sanıyordum" dedi

"3 tahminim var. Kızıl Panda, Kartal ve..."

Vaşak cümleyi burada bırakmıştı. Okumayı bitirenler merakla ona baktı "Ve...? Kim?"

Vaşak yutkunup kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Rolünü ve oyunu anlatan mesajlar eline geçtiğinden beri, yani en başından beri şüphelendiği birisi vardı. Mantıksızdı ama kendisini bunu düşünmekten alıkoyamıyordu

Titreyen parmakları ile sayfayı çevirdi. Yazılan isimi gören diğerleri gözlerini büyütüp şaşkınlıkla kağıda baktı

"Ne demek istiyorsun?"

Vaşak sonraki sayfayı da çevirdi kararlılıkla

"Bu yarışma 15 yıldır yapılıyor. Ve her seferinde en zor seviye için seçilen 10 kişi vardı. Ancak biz 9 kişiyiz"

Herkes kafasını kaldırıp sırasıyla şüpheliye baktı

Yöneticiye

__________________

Minsung fazla uwu

Let's Play a Death Game // With SKZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin