"Hey! Sen! Evet senden bahsediyorum!"
Felix kendisine doğru ilerleyen bir grup gence baktı. Ellerinde telefonla heyecanla konuşuyorlardı
"Sen kartalsın değil mi? Kardeşini öldürdüğün doğru mu?" Felix sesini doğal bir tonda inceltti
"Neden bahsediyorsunuz?"
Çocuklar sesi karşısında afalladı. Bir tanesi sinirle "Kaçmaya çalışma! Kartal olduğunu biliyoruz" dedi
Felix rahat tavrını sürdürüp "O değilim, neye dayanarak o olduğumu düşünüyorsunuz bilmiyorum" dedi
"Ama... Şapka ve maske ile kartala çok benziyorsun"
"Sen de maske ve şapka takarsan sen de benzersin" eliyle çocukların telefonlarını gösterip "Ben şikayetçi olmadan videomu çekmeyi de bırakın" çocukların morali bozulup telefonlar bir bir aşağı inerken Felix arkasını dönüp yürümeye başladı. Kendi kendine "Nelerle uğraşıyorum?" diye homurdanıyordu
Changbin ile buluşacağı kafeye geçip beklemeye başladı. Kendisine sıcak bir şeyler söyleyip beklerken yüzündeki maske ve şapkayı çıkardı. Aslında bunları takmasına gerek yoktu ama takmak hoşuna gidiyordu
Yoldan geçip gidenleri izlerken siparişi de geldi. Sıcak kahvesini içip telefonunda oyalandı. 10 dakika kadar sonra Changbin yanında davetsiz bir misafirle birlikte gelmişti
Felix siyah saçlı, dolgun dudaklı ve uzun boyu olan yakışıklı çocuğu inceledi. Bu sırada Changbin ve diğer çocuk Felix'in karşısına oturdu. Felix soru sorar gözlerini Changbin'e doğrulttu
Changbin bıkmış bir ifade ile eliyle yanında oturan kişiyi gösterdi "Kurt"
Felix'in gözleri kısa bir an için büyüdü ve kurda odaklandı. Kurt başını eğerek selam verdi
"Adım Hwang Hyunjin"
"Lee Felix"
Felix istemeyerek Hyunjin'in uzattığı elini tuttu. Changbin konuşmaya başlayan ilk kişi oldu
"Bizimle konuşmak istediğini söyledi"
Felix kaşını kaldırıp "Sen de hemen getirdin" dedi. Changbin omuzlarını silkti. Hyunjin araya girerek "Önemli bir mesele" dedi
"Dur tahmin edeyim" Felix arkasına yaslanıp alaycı bir tonda konuştu "Bizimle birlik olmak istiyorsun"
Hyunjin ifadesiz bir yüzle "Öyle" dedi. Ikisi arasında bir uyuşmazlık oluşmuştu ve ikisi de farkındaydı
"Bana neler bildiğini anlat. İlgi çekici bir şey bulursam kabul ederim"
Changbin Felix'i onayladı. Hyunjin ise bunu bekliyormuş gibi arkasına yaslandı
"Oyunu yapan kişilerden birisini tanıyorum"
İkisi de aynı anda kaşlarını çattı "Yani?"
"Oyunun temasını, kimlerin olacağını ve rollerini en başından biliyordum" birbirine doladığı kollarından birisini kaldırıp Felix'i gösterdi "Sen katilsin" Changbin'e döndü "Sense kiralık katil"
İkisi de birbirine şüpheyle bakıp yutkundu. Felix tereddüt etmeden konuştu
"Kabul edildin"
__________________
"Minho nerede?"
Hizmetli Jisung'a şaşkınlıkla baktı "Sizi bıraktıktan sonra nereye gitti bilmiyorum efendim"
Hizmetli işine devam etmek için arkasını döndü ve masayı sildi. Jisung yavaş adımlarla bahçeye çıktı. Çardağa giderken telefonunu çıkarıp Minho'yu aradı. Aradığınız kişiye ulaşılamıyor sesiyle telefonu indirdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Play a Death Game // With SKZ
FanfictionYönetici; Kurallar değişti Yönetici; İyiler veya Kötüler yok Yönetici; Sadece kendiniz varsınız Yönetici; Oyun 1 kişi hayatta kalana kadar devam edecek Yönetici; Bol şans ☆ MinSung/WooChan/HyunMin/ChangLix☆