Let's Play a Death Game // With SKZ

(17)

Simdi söyle bir sıkıntı olmuş

Normalde kartaldan sonra kurdun günü vardi

AMA CANIM BEN BUNU UNUTMUŞUM VE KURDUN GÜNÜNÜ ATLAMIŞIM DJSMDMSMSMSMX

Normalde son iki gün vaşak ve sincabındı ama bu sorun yüzünden değiştirdim ve artık sincap ve kurt

Ay bide siz fici çok beğendiğinizi söylüyorsunuz falan ben çok soft oluyorum böyle dkekdksk

__________________

Tilkinin ağzından

"Ya ben istemiyorum"

"İstesen de istemesen de yapmak zorundasın"

"Ya siz para kazanacaksınız diye ben ölmek zorunda mıyım?!"

Salonun köşesinde oturan abilerden birisi "Ölmek zorunda değilsin" dedi

Yarışmada olan ve katillerle aynı masayı paylaşan o değildi tabi!

Bunak derin bir nefes alıp "Seni biz büyüttük, Jeongin" dedi "En azından bu kadarını yapamaz mısın bizim için?"

"Ya ne demek en azından. Daha ne yapayım ben sizin için. Ülke 1.liği getirdim, dünya 3.lüğü getirdim. Her seferinde seni biz büyüttük dediniz ama yeter artık. Her seferinde bunu diyecekseniz gidiyorum ben buradan. Ne yapıyorsanız yapın"

Bunak arkamdan beni çağırsa da umursamadan salondan dışarı çıktım

Doğduğumdan beri bu taekwando salonunda bunak ve eğitmenlerle birlikte yaşıyordum. Bir aile gibi olmamız gerekirken onların ün için kullandıkları birisi olmuştum

Nankörlük ettiğimi düşünüyor olabilirsiniz ama şuana kadar benden her istediklerini yapmıştım zaten

Ve şuan onlar benden ölmemi istiyordu

Salonun arkasındaki çimenlik yoldan sinirle geçtim. Onlara katlanamaz hale gelmiştim

Belki de bu ergenlik denilen şeydir

Ana yola çıkıp kaldırımdaki banklardan birisine oturdum

Kol saatimden saatin 23.12 olduğunu görüp nefesimi verdim ve bugün hakkında düşündüm

Bugün vasağın günü yapılmıştı ve ardından gidip salyangoz ile birlik olmuştuk

Bu konuda hala şüphelerim vardı. Hyunjin bana rolünü göstermişti. Başka birisini yönetici diye kaydedip kendisine mesaj atarak rolünü yanlış göstermiş olabileceğini düşünmüştüm

Ancak sıradan değilse, sıradanlara atılan mesajlarda yazılanları bilmemesi gerekiyordu

Ama ikimizde de tamamen aynı şey yazılıydı

Sahip olduğum bilgiler bana onun masum olduğunu söylüyordu ama iç güdü denilen şey buna karşı çıkıyordu

Kızıl saçlarımı karıştırıp elimi çeneme yasladım

Gidip Hyunjin ile her şeyi açık ve net bir şekilde konuşmak istiyordum ama insanlar benim kadar saf değildi işte

"Burada ne yapıyorsun?"

Gelen sese doğru başımı çevirdim. Hyunjin elinde poşet, eşofman takımı ve terliklerle oldukça komik görünüyordu ama hala yakışıklı olduğunu kabul etmeliydim

Sorusuna cevap vermedim "Senin burada ne işin var?"

Elindeki poşeti kaldırıp gösterdi "İçesim geldi" poşetten çıkan seslerden içinde soju olduğunu anlamıştım