Bölüm 49 *Cliche*

737 104 75
                                    

İlk defa bu kadar uzun bir bölüm yazdım, değerimi bolca yorum yaparak gösterebilirsiniz:)

Bu arada medyadaki fotoğrafa wtf olacaksınız ama bölümün sonunu okuyunca çakarsınız köfteyi:)

Neys iyi okumalar...

Furkan'dan;

Nasıl kazanacağımı tam olarak bilmiyordum. Yarın okuldayken düşünecektim.

Mitra'ya danışabilirdim. Sonuçta hemcinsiydi, nelerden hoşlandığını tahmin edebilirdi.

-

Saat geç olmuştu, yatağa uzanmadan önce çekmeceyi açtım.

Hapların olduğu paketi elime aldım.

Uzun süre baktıktan sonra geri yerine koydum.

Bugün düzgün bir kafayla uyumalıydım ve umuyorum ki kriz geçirmezdim.

Başımı yastığa koyup düşüncelerin arasına daldım. Onu düşünürken uyuya kaldım.

Sabah kalktığımda aşırı halsizdim, midem bulanıyor, sürekli gözlerim kararıyordu.

Bünyem haplara alıştığı için darmaduman olmuştu bir gecede.

Okula bu halde gidersem kesinlikle orada bayılırdım ve bayılırsam ne olacağı belliydi.

Doktorlar, kan tahlilleri ve sonuç; tüm okul nasıl bir ucube olduğumu öğrenirdi.

Bir haptan bir şey olmazdı.

Paketi yerinden geri çıkarıp ağzıma bir tanesini attım.

Bu beni idare ederdi. En azından şimdilik.

Aşağı inip mısır gevreği yedikten sonra etrafı kolaçan ettim.

Annemler yine yoktu.

Evden çıkıp yürümeye koyuldum.

Okul yürüme mesafesiyle bir saatten fazla sürüyordu ama daha yeni hap içmiştim.

Arabayla veya metroyla bile olsa riske atamazdım.

Kulaklığımı takıp müzik listeme girdim.

Beni en rahatlatan şeylerden birisi kesinlikle müzikti.

Sonunda okula geldiğimde anladım ki, yürümek pek de hap kullananlar için değilmiş.

Kalbim sıkışmış ve gelene kadar canım çıkmıştı.

Okulda ki boş banklardan birine oturup Aksel ve Reha'ya nerede olduklarına dair mesaj attım.

Dersin başlamasına 15 dakika kadar kalmıştı.

Mesaj atmamın üzerinden dakika geçmeden ikiside okul kapısında görüldü.

Reha banka doğru gelirken, telefonunu elinde bana doğru salladı.

"Furkancım daha dün konuştuk. Sence de çabuk özlemiyor musun?"

Aksel yüzünü sahte bir kırgınlıkla bana çevirdi.

"Ne yani beni. Beni, Aksel'ini çağırmadın ama aptal Reha'yı mı çağırdın?"

Güldüm.

"Biriyle randevun vardı diye hatırlıyorum, o yüzden rahatsız etmek istemedim."

Aksel, cidden mi der gibi yüzüme baktı.

"Hadi ama, sen de bilirsin ki benim her zaman bir randevum illa olur. Ama Furkan'ın evine çağırması mı? İşte o bir kez olur. O da dün olmuş zaten."

EROINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin