19

6.2K 367 219
                                    

Medyaya kalbimi bıraktım <3

***

Başımı arkaya yaslayıp uzaktan arabaya doğru yaklaşan Enes'e baktım ve dudaklarımı yalayıp dikiz aynasına bakarak saçlarımı düzelttim. Kapının açılmasıyla toparlanarak gülümsedim ve Enes'e döndüm.

"Hoşgeldin."

"Hoşbuldum."diyerek kemerini takınca gözlerimi devirmiştim. Neden her şeyde bu kadar tedbirli olmak zorundaydı ki? O içeri girer girmez arabayı onun hoş parfüm kokusu doldurmuştu."Nereye gidiyoruz?"diye mırıldandığında omuzlarımı silkip arabayı çalıştırdım."Arabayla dolaşırız biraz, sonra da Anıllara gidecekmişiz. Başını sallayarak bakışlarını bana doğru çevirip aşağı indirdi bacaklarımın arasında tuttuğum bira şişesine baktı ve kaşlarını kaldırdı."Araba kullanıyorsun farkında mısın?"

"Evet."diyerek omuzlarımı silktiğimde bacaklarımın arasındaki birayı alıp pencereden dışarı fırlattı. Gülerek başımı onaylamaz bir şekilde iki yana salladım."Çevreyi kirletmemelisin Enes."gözlerini devirerek arkasına yaslandığında gülümsemiştim. Cebimdeki telefonu çıkarttığımda dikkatle beni izliyordu."Fotoğraf çekilelim."başını salladığında bir kaç tane fotoğraf çekilip telefonu alıp torpidoya attım. Enes bakışlarını bana çevirip dudaklarını araladığında bakışlarımı dikkatle  yola odakladım."Konuşmuyor musun?"

"Soruma cevap vermeni bekliyorum hala."dediğimde bakışlarımı yoldan çekip ona döndüm."Bende onu bekliyorum."

"Enes-"

"Sikmiyim belanı."diyerek cümlemi tamamladığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Benim aksime o durgun görünüyordu."Söylesene."

"Sadece cesaretlenmek için öpmemiştim."dediğinde kalp atışlarım hızlanmıştı. Derin bir nefes verdim ve tam dudaklarımı aralamış bir şey söyleyecekken o konuştu."Ceren'i asla bırakamam, Özgür."gülümsemem yüzümde donunca dudaklarımı yalayıp önüme döndüm. Boğazıma bir yumru oturmuştu ve yutkunmamı engelliyordu. Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırıp alaycı bir şekilde güldüm.

"Bırak diyen olmadı ki oğlum."

"Bu aramızdaki şey-"bir anda fren yapıp ona döndüğümde şaşkın bir şekilde bana bakıyordu."Aramızda bir şey yok."

"Aramızda bir şey yok öyle mi?"diyerek kaşlarını havaya kaldırınca başımı salladım."Öpüştük, iki kez."

"Anlık bir şeydi işte, öyle değil mi?"dedim dalga geçer bir şekilde ona bakarak. Sinirlerinin bozulduğunu yüzündeki ifadeden anlayabiliyordum fakat kendisi bu hale getirmişti."Nasıl diyorsan öyle Özgür."

Bozulmuştu.

Benimde bozulduğum konular vardı, o buna tepki bile vermezken ben de hiçbir şey söylemeyecektim.

"Neyse çocuklar bekliyordur."diyerek direksiyonu kırdım. Yol boyunca ikimiz de konuşmamıştık, konuşacak bir şey de yoktu zaten.

***

rolling in the deepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin