27

4.5K 329 222
                                    

Enes Turan

Eve girer girmez anahtarı bir yere fırlatıp içeriye doğru adımladım. Bugün Ceren'le konuşmam gerekiyordu. Özgür'den bahsetmesem bile ilişkimizi bitirmek istediğimi söyleyecektim. Evin içinde gözlerim Ceren'i ararken bir anda arkamdan sarılmasıyla olduğum yerde sıçradım. Kahkahası kulaklarımı doldurmuştu.

"Sana sürprizim var!"diye bağırdığında dudaklarıma zoraki bir gülümseme yerleştirip başımı salladım."Benimde seninle konuşmak istediğim şeyler var."

"Konuşuruz, önce gel."diyerek belimdeki kollarını çekti ve elimi tutup beni çekiştirmeye başladı. Onu görmemle kaşlarım çatılmıştı. Üzerine fazla iddalı, kırmızı bir elbise giymişti."Özel bir şey mi var?"diye sorduğumda gülümseyerek başını iki yana salladı. Odaya doğru ilerlediğimizde beni odanın kapısında doğru yavaşça ittirip eliyle kapının kulpunu gösterdi. Kapının kulpunu aşağı çekip açtığımda buruk bir şekilde gülümsedim. Odanın her yerine çocukluğumuzdan bu ana kadar olan fotoğraflarımızı yapıştırıp üstlerine tarihlerini yazmıştı. Odanın ışığı yanmıyordu fakat hazırladığı mumlar odaya loş bir ışık yayıyordu. Yatağın üzerindeki kutuyu gösterince oraya ilerleyip yatağa oturdum ve kutuyu kucağıma alıp kurdelesini çıkarttım.

İçimi bir huzursuzluk kaplamıştı. O benim için bu kadar uğraşırken ben ona ayrılacağımı söyleyecektim.

Kutuyu açtığımda içinden çıkan minik saate bakıp şaşkınlıkla Ceren'e döndüm. Bunu nasıl bulmuştu?

"Küçükken kaybettiğin için günlerce ağlamıştın."

"Sen bunu nereden buldun?"

"Sır."dediğinde gülümseyerek ona kollarımı açtım. Hemen kollarımın arasına sığındığında saçlarını okşadım. O sevgilim değil, en yakın arkadaşımdı benim. Onu üzecek bir şeyi nasıl söyleyecektim ki? Kollarımın arasından çıktığında dudaklarıma doğru yaklaştı. Hızlı bir şekilde öksürerek ondan uzaklaştığımda kolumu tutup gözlerini sinirle kapattı.

"Neler oluyor?"

"Ben pek iyi değilim."diyerek ayaklandığımda o da ayaklanıp önümde durdu. Gözleri dolmuştu."Ben bu geceyi hiç böyle hayal etmemiştim."

"Özür dilerim."

"Benimle konuşmak istediğin şey ne?"diye sordu burnunu çekerek. Yutkunarak bakışlarımı onun gözlerinden kaçırdım, bu hali beni üzüyordu."Sonra da konuşabiliriz."kapıya doğru ilerlediğimde ağlamaklı sesi beni olduğum yere çiviledi."Ayrılmak mı istiyorsun?"

"Ceren..."çaresizce ona döndüğümde ağlıyordu. Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp ona yaklaştığımda benden hızla uzaklaştı."Öyle değil mi?"

"Oturup düzgünce konuşalım mı?"eliyle yüzünü kapattığında hıçkırıklarını serbest bıraktığında kalbimde bir acı hissettim. Ona doğru yaklaşıp ellerini yüzünden indirdim."Ceren bana bak, sakinleşmen gerekiyor."

"Bilmeden bir hata mı yaptım Enes?"diye sordu hıçkırıklarının arasından. Bu kadar iyi olması daha çok canımı yakıyordu. Keşke bağırıp çağırsa, küfretse, kovsa, vursa ama o kendini suçluyordu."Hayır, hiçbir hata yapmadın. Sen çok mükemmel bir sevgilisin."

"O zaman ne?"elimi kaldırıp gözyaşlarını sildiğimde elimi tutup avuç içime bir öpücük kondurdu."Evlenecektik?"diye sordu sildiğim yanaklarına yeni yaşlar eklenirken. Sıkıntılı bir nefes verip elimi çektim."Başka biri mi var?"dudaklarımı yalayıp başımı eğdiğimde hıçkırıkları daha da artmıştı. Bakışlarımı ona çevirdim. Kafasını elleri arasına almış bir sağa bir sola gidiyordu.

"Onda olup bende olmayan ne var?"

"Ceren ben seni sevmiyorum."diye mırıldandım başımı iki yana sallayarak. Artık bir adım atmam gerekiyordu. Hem kendim için hem de Ceren için. Ben ömrümü sevmediğim bir kadınla, o da ömrünü onu sevmeyen bir adamla geçirmek istemezdi, bu yüzden aslında başından beri yapmam gereken buydu.

Özgür bana cesaret verdi.

"Sevmeye çok çalıştım, çok çabaladım ama olmadı. Arkadaştan öte bir şey düşünmedim hiç. Sonra ailelerimiz baskı uyguladı, ilk zamanlar hoşlandık, güzel vakit geçirdik ama sonrasında ben senin hissettiğin kadar büyük şeyler hissedemedim."Ceren dikkatle beni dinliyor ve ağlıyordu."Ben onunla tanıştığımda çok farklı hissetim Ceren."diye fısıldadım bakışlarımı yere indirerek."İlk kez gerçekten sevdiğimi düşündüm, aşık olduğumu düşündüm."bakışlarımı tekrar Ceren'e çevirdiğimde yüzüme bomboş bakıyordu. Gözyaşlarını hızlı bir şekilde silip omzuma çarparak yanımdan geçip gitti.

Gözlerimi sımsıkı kapattım.

Haklıydı.

"Bana neden umut verdin? Aptal!"diyerek kapıya vurduğunda ona döndüm eline bir vazo almış bana doğru tutuyordu."Beni seviyormuş gibi davrandın, evleneceğiz dedin!"

"Ailemden korkuyordum."

"Korkak piçin tekisin sen!"

"Öyleydim."diye fısıldadım buruk bir tebessümle."Ama artık değilim."

"Bana neden bunu yaptın?"diyerek elindeki vazoyu yere fırlattı."Ben sana vurmaya da kıyamam. Aptalım, aptal!"ayağını öfkeyle yere vurduğunda ona doğru yaklaştım. Bu sefer ne benden uzaklaşmıştı, ne de kötü bir kelime söylemişti. Ellerine doğru uzanıp ellerimin arasına aldım ve baş parmağımla ellerinin üstünü okşadım."Belki hayatını mahvettim, belki seni çok büyük bir hayal kırıklığına uğrattım ama kendimi buldum Ceren."

"Beni sevmediğini hissediyordum."diyerek başını eğdi ve omuzlarını silkti."Ama bunu bir türlü kendime kabul ettiremedim."

"Böylesi daha iyidir belki, evlenseydik hayat ikimiz için çok zor olabilirdi."usulca başını salladığında gözlerinden hala yaşlar akıyordu."Gidiyor musun yani şimdi?"

"Gitmek istiyorum artık."

"O kıza mı?"dediğinde ağlaması daha da şiddetlendi. Elimi saçlarına götürüp okşadım.

Kız değil demek istedim.

Tüm kızları bana unutturan bir adam demek istedim.

Diyemedim.

"Kendine iyi bak, hep en iyi arkadaşım olacak kalacaksın."gözyaşlarını silerek başını salladı."Sen de hep ilk aşkım olarak kalacaksın galiba."

"Ceren..."

"Saçların okşandığında uyuyabildiğini söyle ona, limonu sevmediğini, soğuktan hoşlanmadığını, el ele tutuştuğunda güvende hissettiğini, en sevdiğin şarkıyı, en sevdiğin kitabı, hayallerini, anlat o'na. Tanısın seni."sözleriyle burnumun direği sızlamıştı adeta. Birlikte ne çok anı biriktirmiştik, ne çok şey yaşamıştık."Senin kadar iyi tanıyamaz ki."dedim omuzlarımı silkerek. Gülümseyip başını salladı."Mutlu ol Enes."

"Sen de Ceren, çok mutlu ol."birbirimizden ayrıldığımızda önce odadan sonra da evden hızlı bir şekilde çıktım.

Üzerimden öyle büyük bir yük kalkmıştı ki, dışardaki temiz havayı huzurla ciğerlerime çektim.

Ceren için tek dileğim aşık olmasıydı. Bana aşık olmadığına emindim. Seviyordu, evet. Belki de beni alışkanlık yapmıştı fakat aşık değildi.

"Öyle bir aşık ol ki Ceren..."diye mırıldandım geri dönüp eve doğru bakarak."Kendi ismini bile hatırlayama."

rolling in the deepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin