rolling in the deep

8

Mevzu var

Doruk: Lan akşam buluşalım mı?

Doruk: Çok sıkıldım.

Eren: Aynen içmeye gidelim.

Özgür: Beni pas geçin bugün.

Eren: Niye lan?

Özgür: Keyfim yok.

Yusuf: Beni de.

Taner: Yusuf sen hiç konuşma.

Enes: Yusuf, yusuf yusuf. 

Doruk: Şkhdksaludıelmnjdsklkj

Eren: Özgür senin niye keyfin yok kanka?

Özgür: Başım ağrıyor, fazla kaçırdım dün.

Taner: Özgür ve Yusuf gelmiyor o zaman.

Taner: Nerede buluşuyoruz?

Doruk: Sende dünden meraklıymışsın ha.

Özgür: Hayret, Taner'e çok şaşırdım.

Taner: Sebep?

Özgür: Millete sataşmaktan vakit bulabilmişsin ya.

Taner: Millete sataşan ben miyim sen misin Özgür?

Taner: Daha olayı bile bilmeden Enes'e yumruk atan sendin.

Özgür: Beladan çıkmayan da sendin. 

Özgür: Ebemizi siktiler lan senin yüzünden.

Özgür: Bencilce hareket edip hepimizi tehlikeye atıyorsun.

Taner: Boş yapma Özgür.

Taner: Kimseyi yanıma zorla almıyorum, herkes kendisi geliyor.

Enes: Konuyu kapatın.

Eren: Aynen beyler sakin olun.

Yusuf: Noldu lan yengenizle konuşuyordum ben? 

Doruk: Yusuf siktir git amk salağı ya smdöhnjklrlkjd

Doruk: Beyler Kadıköy'deki bizim mekana geliyorsunuz hepiniz, itiraz yok.

Doruk: Hadi eyvallah.

***

Enes: Siyah bi kolye var bende.

Enes: Galiba düşürdün, arkasında Özgür yazıyor.

Özgür: Geceden beri o kolyeyi arıyorum.

Özgür: Nerede bıuldun?

Enes: Kustuğun yerde.

Özgür: Hassiktir!

Özgür: Kusmuklu mu?

Enes: Yok lan, temiz.

Özgür: Gece niye vermedin?

Enes: Sen kusarken alıp cebime atmıştım sonra su almaya falan gittim ya unuttum.

Özgür: Aldığın için sağol.

Özgür: Kaybolsaydı üzülürdüm.

Enes: Özel bir kolye herhalde?

Özgür: Yoo

Özgür: Çok para verdim ondan.

Enes: Şlspdjdkhçmösjdkljl

Enes: Benim oldu o zaman. 

Özgür: Yok ya.

Özgür: 55 buçuk lira ne demek bilir misin?

Özgür: 55 buçuk kere yumruklarım seni.

Enes: Amk kjalpğelsşişsjkhşckjhd

Enes: Harbiden çok iyi kolye ama.

Enes: Ve artık benim. 

Özgür: Enes bende seni adam sanırdım.

Enes: Özgür bende seni akıllı sanırdım.

Enes: 10 liraya isim yazılı kolyeler var, neden 55 lira verip kendine eziyet ediyorsun?

Özgür: Buçuk.

Enes: Ne?

Özgür: 55 buçuk, buçuğu yazmayı unuttun. 

Enes: Özgür siktir git kdmdmhjddş

Enes: Hadi paşam kolye benim oldu. 

Özgür: Alırım o kolyeyi :)

Enes: Yumrukla mı?

Özgür: Bakacağız nasıl alacağıma.

Enes: Bakalım. 

Enes: Taner'le sıkıntınız ne sizin?

Özgür: Ne bileyim amk.

Özgür: Taktı bana pezevenk.

Enes: Siktir et.

Enes: O biraz takıntılı bi insan. 

Enes: Çocukluk arkadaşıyız biz Taner'le. 

Enes: Sen bana vurunca ayar olmuştur o da.

Özgür: Ona ne? 

Enes: Anlamıyor işte.

Özgür: Neyse.

Enes: Geliyor musun Kadıköy'e? 

Özgür: Bakarım bi.

Enes: İyi o zaman.

Özgür: Kolyemi getir.

Enes: Boynumda.

Enes: Nah alırsın.

Özgür: Ağzına sıçayım.

Enes: Hadi eyvallah.