Medya bebeklerriiim <3
***
Enes üzerine deri ceketini giymeye çalışırken bir yandan merdivenlerden hızlı bir şekilde iniyordu. Ona yetişmek için merdivenin korkuluğundan atlayıp önüne geçtim ve elimi kaldırıp göğsüne bastırdım. Sinirini görmemek için kör olmak gerekiyordu, burnundan soluyordu adeta."Yavrum bir sakin ol."
"Sakin mi olayım? Çekil şuradan Özgür."diyerek beni itmeye çalıştı fakat izin vermedim."Adam akıllı gidip konuşalım, olay yaratma."
"Sen mi söylüyorsun bunu?"
"Beni delirtme."diyerek tek kaşımı kaldırdığımda umursamayıp yanımdan geçti ve merdivenlerden inip apartmanın kapısını açarak dışarı çıktı. Ben de arkasından çıktığımda ceketimi almadığım için pişman olmuştum, hava buz gibiydi ve yağmur çiliyordu. Taner beni görür görmez üstüme yürümeye başladı fakat Enes'in onu sert bir şekilde göğsünden itmesiyle gerileyip öfkeyle bana baktı.
"Orospu çocuğu, hepsi senin yüzünden oldu!"dişlerimi birbirine bastırıp bakışlarımı başka bir yere çevirdim. Beni sinirlendirmesine izin vermeyecektim."Ceren'i bu ibne yüzünden bıraktın ha? Baban hepsini öğrenecek, bittin sen duydun mu?"
"Siktir git artık hayatımdan lan!"Enes'in adeta kükremesiyle ben bile şaşırmış kaşlarımı kaldırarak ona bakıyordum."Sen nasıl böyle bir şey yaparsın?"dedi kafasını elleri arasına alarak. Çıldırmış gibiydi bu davranışları hiç normal değildi. Enes'i kontrol etmeye çalışıyordu, Enes onun söylediklerini yapmak zorundaymış gibi fakat bu çocukluk arkadaşını koruma tavrı falan değildi, başka bir şey olduğuna emindim."Siktir git buradan."Enes bana doğru döndü ve apartmana doğru ilerlemeye başladı. Taner'e kısa bir bakış atıp peşinden gideceğim sırada hiç beklemediğim bir şekilde Taner beni kendine çevirip yüzüme sert bir yumruk yapıştırdı. Dengemi sağlayamayıp yerdeki su birikintisinin üstüne düştüğümde burnumu tuttum.
Çok sert vurmuştu şerefsiz.
Yağmurun şiddetini arttırdığını üzerime gelen su damlalarından farketmiştim. Duyduğum bir kaç sesle yerden doğrulup elimi burnumdan çekip baktım, kanıyordu. Bakışlarımı kaldırdığımda Doruk ve Eren'i görmemle şaşkınlıkla ayağa kalktım. Onlar ne ara gelmişlerdi? Biliyorlar mıydı?
Doruk Taner'i tutarken Eren'de Enes'e sahip çıkmaya çalışıyordu. Taner'in saydırdığı küfürleri duymazdan gelerek Enes'in yanına ilerledim, hiç kimse umrumda değildi. Elimin yanağına götürüp okşadım."Enes, bana bak."bakışlarını bana çevirdiğinde yutkunarak burnuma baktı."Amına koyduğumun pezevengi!"diyerek Taner'e doğru adımladı, burnumdaki kanı görünce daha da öfkelenmişti. Hızla önüne geçip dudaklarımı dudaklarına bastırdım, başka türlü sakinleşmesinin yolu yoktu. Kısa bir öpüşmenin ardından geri çekildiğimizde gözlerimi gözlerine sabitleyip baş parmağımla dudağını okşadım.
Taner delirmiş gibi bağırıyordu, Doruk'un onu zor zaptettiğine emindim."Duyma onu, bırak gidelim."sakin bir şekilde başını salladığında elimi omzuna koyarak apartmana doğru ilerledim. Eren'e gözümle kapıyı gösterdiğimde başını sallayıp arkamızdan ilerledi. Doruk'da Taner'i bırakmıştı.
"Yaptığına çok pişman olacaksın Enes!"
***
Eren burnuma pansuman yaparken Enes karşımdaki dikkatle beni izliyordu. Ona bakıp gülümsediğimde onun da dudakları yukarı doğru kıvrıldı.
"Siz nereden öğrendiniz?"diye sordu kollarını göğsünde birleştirerek. Eren bakışlarını tekli koltukta oturan Doruk'a çevirince Doruk başını yere eğdi. Bir boklar dönüyordu."Taner'in öğrenmesi benim hatam."dedi Doruk mahçup bir şekilde."Belgrad'da sizi gören bendim, bizimkilerin yanında yanlışlıkla ağzımdan kaçırdım."bakışlarımı Enes'e çevirdiğimde beklediğim hiçbir tepkiyi vermemişti. Doruk'a ters yapmamıştı ve bu beni şaşırtmıştı. Sonuçta onun yüzünden ailesi öğrenecekti."Özür dilerim."diye mırıldandı Doruk, üzgün olduğu her halinden belliydi. Enes ona yaklaşıp omzuna bir kaç kez vurdu."Sorun yok kardeşim."
"Sizin nasıl oldu?"dedi Eren benden biraz uzaklaşıp parmağıyla bir Enes'i bir beni gösterirken. Omuzlarımı silkip arkama yaslandığımda Enes'de omuzlarını silkti."Peki Ceren?"
"Ceren'le bitti."
"Ki zaten Enes ailesi yüzünden Ceren'le birlikteydi, aralarında duygusal bir şey yoktu. Yani Enes tarafından yoktu."Enes beni onayladığında Eren başını sallayıp gülümsedi."Kararınıza saygı duyarız moruklar."dediğinde içime bir su serpildiğini hissettim. Benim için önemli olan Eren'di, onun bu şekilde konuşması gerçekten beni çok rahatlatmıştı."Aynen lan hem çok yakışmışsınız."Doruk'da konuştuğunda ona gülümseyip derin bir nefes verdim. Bu sorunu geride bırakmıştık şimdi sıra daha kötü sorunlardaydı. Bakışlarımı Enes'e çevirdiğimde onunda benimle aynı fikirde olduğunu gözlerinden okuyabilmiştim.
Ama her ne olursa olsun onu kimsenin üzmesine izin vermeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rolling in the deep
KurzgeschichtenBitiş tarihi| 9 Eylül 2019 [Yarı texting] あ "Derdiniz ne lan sizin?"çocuk anlamaz bakışlarla bana bakarken öfkeli bir nefes alıp dişlerimi birbirine sürttüm."Sen kimsin?"diyerek beni itmeye kalktığında sırıtarak cevap verdim."Tanıştırayım, ben Özgür...