Medya Eren :))
***
Ağrıyan bacaklarımı uzatıp derin bir nefes aldım. Canım çıkmıştı. Elindeki bezle bana doğru yaklaşan Eren benden daha berbat görünüyordu. Kendini yan tarafıma bırakıp elindeki bezle yüzünü kapattı. Hoşlandığı kız eve geleceği için evi baştan aşağı temizlemiştik. Eren'in elinde olsa badana yapacaktı fakat vakit olmadığını söyleyip bu fikirden vazgeçmişti.
"Ölüyorum!"diye bağırdığımda yüzündeki bezi çekip bana fırlattı."Orospu çocuğu her boku ben yaptım!"
"Camları kim sildi pezevenk?"
"Kes!"gözlerimi devirerek bana fırlattığı bezi elime alıp tekrar onun yüzünü kapattım."Yengeye pis olduğunu söyleseydin keşke."
"Pis falan değilim."
"Odandan kaç yıllık abur cubur paketleri çıktı."
"Senin çenen düştü."diyerek bezi çekerek bana baktığında sırıttım. Telefonumun melodisi ile oflayarak kalçamı hafifçe yukarı kaldırarak arka cebimdeki telefonu elime aldım. Enes arıyordu. Gülümseyerek oturduğum yerden ayaklanınca Enes kolumu tutup başını 'kim' dercesine iki yana salladı."Sanane lan."gözlerini devirip kolumu bıraktığında bahçeye çıkıp telefonu açtım ve kulağıma götürdüm."Ne var lan?"diyerek güldüğümde onun da gülüş sesi kulaklarımı doldurmuştu. Şuan yanında olup kısılan gözlerini izlemek isterdim.
"Çok naziksin şerefsiz."
"Her zaman."
"Bir mekan buldum, on numara."
"Nasıl bir yer?"
"Ağaç, yeşillik, temiz hava, bir de birazdan sen."
"Allah allah."diye mırıldandım gülümseyerek. Bakışlarımı bahçe kapısına çevirip kontrol ettim. Eren'in gizlice bi boklar yemeleri meşhurdu bu yüzden korkmuyor değildim."Konum atayım gel."
"Beni mi özledin sen hayırdır?"diyerek dilimi dişlerimin arasına alıp güldüm."Özledim, gel hadi."gözlerimi kapatıp burnumdan derin bir nefes aldım. Tek bir cümlesiyle beni bu kadar heyecanlandırmayı başaran tek kişi o'ydu. Ondan başkası olsun da istemiyordum zaten.
"Konum at."
"Tamam."
"Kapatıyorum."
"Kapat."kapat dedikten sonra telefonun bir anda kapanmasına gülüp gelen konuma baktıktan sonra telefonu cebime atarak içeri girdim. Eren aynı bıraktığım şekilde yerindeydi."Ben kaçıyorum."
"Nereye lan?"
"İşim var, hem yenge de gelir şimdi."dediğimde hızla ayağa kalkıp kolundaki sate baktı ve gözlerini kocaman açtı."Duş almam lazım, saçımı fönlemem lazım, giyinmem lazım-"
"Makyaj yapmayı es geçme ama bak."diyerek kaşlarımı kaldırdığımda elini ayağındaki terliğe götürdü, gözlerimi kocaman açarak kapıya doğru koştum."Görüşürüz gerizekalı!"diye bağırarak kapıdan çıktım. Arabanın anahtarlarını cebimden çıkartıp arabaya doğru ilerledim. Bu aralar babamdan gizli sürekli arabasını alıp duruyordum, öğrenirse kafamı şişirirdi. Arabanın kapısını açıp şoför koltuğuna geçtim ve arabayı çalıştırıp telefondan navigasyonu açtım.
Yarım saat sonra Enes'in dediği yere vardığımda arabayı bir yere parkedip orman yolunda ilerlemeye başladım. Çok ıssız bir yerdi, kuş sesleri ve rüzgardan yaprakların birbirine sürtüşme sesinden başka hiç ses yoktu. Telefonu çıkartıp Enes'i aradığımda telefonu anında açtı."Sanırım kayboldum."diye mırıldandım etrafımdaki kocaman ağaçlara bakarak."Öyle mi oldu?"diye fısıldadı o da kaşlarımı çatarak olduğum yerde durdum."Neredesin?"
"Kim bilir."
"Taşak mı geçiyorsun Enes?"
"Arkanı dönsen göreceksin."telefonu kulağımdan çekmeden topuklarımda arkamı döner dönmez dudaklarımda sıcak bir baskı hissettim. Telefonu yavaşça kulağımdan indirip kolumu Enes'in beline sardığımda o da ensemden beni kendine bastırıyordu.
Nefes nefese geri çekildiğimizde kaşlarımı çatmış başımı iki yana sallıyordum."Neyin var senin?"
Yüzü gülüyordu ve bu beni mutlu etmişti.
"Ceren'le bitirdim."
O cümleden sonra kendimi o kadar rahatlamış hissettim ki, gerçekten tarif edilemez bir histi. Sanki Enes ve benim aramda kocaman bir duvar vardı ve Enes bu cümlelerle o duvarı yerle bir etmişti.
"Yapabileceğini biliyordum."diyerek elimi yanağına götürdüm ve şefkatle okşadım."O nasıl?"
"Çok ağladı, üzüldü ama atlatacak."
"Atlatacak."dedim başımı sallayarak. Her ne kadar bu durum beni rahatlatmış ve mutlu etmiş olsa da aklım Ceren'e gitmişti. Sonuçta kaç yıldır birliktelerdi, Enes'i seviyordu. Evlilik hayali kuran bir kız için ilişkisinin bitmesi zor olmalıydı."burada ne yapacağız?"diyerek etrafa baktım. O da benim gibi etrafa bakarken gülümsedi."Temiz hava kafa yapıyormuş."
"Buraya gerek yoktu, sen de kafa yapıyorsun."kaşlarını kaldırarak bana baktığında gülerek dudaklarına bir öpücük kondurdum ve bir ağacın dibine doğru ilerlemeye başladım. Eren canımı çıkarttığı için daha fazla ayakta kalabileceğimi düşünmüyordum. Enes'de peşimden gelerek benim gibi ağacın dibine oturdu. Bacaklarını uzattığını görünce hiç düşünmeden başımı bacaklarının üstüne koyup uzandım ve gözlerimi kapattım."Çok yorgunum."
"Farkettim."
"Eren'in evini temizledik, herifin evi çöplük."
"Çağırsaydın yardıma gelirdim."
"Salla ya."diye geçiştirdim. iç geçirdiğini duyunca gözlerimi açıp ona baktım. Dikkatle yüzümü inceliyordu. Kalbimin ritmi bozulurken yutkunup elimi kaldırdım ve parmağımla yanağındaki kızarıklığa dokundum."Sen iyisin değil mi?"
"Çok iyiyim."diye mırıldandı gülümseyerek. Başımı sallayıp elimi çektim."Sen?"
"İyiyim, çok."
"Çok iyiyim olmasın o?"
"Kafa yapıyorsun demiştim."
***
Bölüm sonu Özgür ve Enes;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rolling in the deep
Short StoryBitiş tarihi| 9 Eylül 2019 [Yarı texting] あ "Derdiniz ne lan sizin?"çocuk anlamaz bakışlarla bana bakarken öfkeli bir nefes alıp dişlerimi birbirine sürttüm."Sen kimsin?"diyerek beni itmeye kalktığında sırıtarak cevap verdim."Tanıştırayım, ben Özgür...