Her yerde bir parça buhran
İstanbul ağır yaralı, ben kanlı sargılar dolayan
Her yanda insanlar şaşkın, korkmuş
Bir yan da umursamaz sen, bir varmışsın bir yokmuş!
Öteden yükselen bir feryat, o olmalı gelen derinden
Acısı gelir önden, aşk olmalı sarsan en içten
Salıncakta sallanan fidanlar büyümüş, serpilmiş ve boy vermiş
İstanbul ağır yaralı derinden
Susun! Sessizlik en iyi ilaçtır gelen senden
Nefesin ısıtırken kaldırımları
Göklerde ışıl ışıl şimşekler
Bulutlar hürmet eder akarken yaşları
Tüm şehri kucaklar sarar kollar
Ne bir mendil boy verir rüzgarda, sokaklarda
Ne de kırmızı saçlı bir kadın kahkaha atar parklarda
Yeşilinden sıyrılmış, çamura bulanmış
İstanbul ağır yaralı derinden
Her yanı polis sarmış
Bin renkli ışıklar yanarken caddelerle
Bin renkli insanlar üzerine yağar dumanlar sislerle
Koşturmaca, bağırma, hayret bir bir parça hasret
Aşk mı o seslenen uzaklarda
Yoksa özlemin mi kalesi uzaktaki ufuklarda
Her yer kırmızı, deniz kan akerken güller damlıyor göklerden
İstanbul ağır yaralı derinden
Şimdi tam zamanı uçaklar geçer üzerimden
Aşk mı o seslenen öteden
Kucaklar mı beni de gönlümden kalbimden ve gözlerimden
İstanbul ağır yaralı
Ben ise yalnız, bitap ve bahtı en karasından karalı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gök Gürültüsü Altında Aşk
PoesíaBu bir şiir günlüğüdür. Şiirlerim aslında kendim. Hissim. Duygum. Fakat sadece benim değil senin de duygun. Aşk, acı, ihtiras, bunalım ve melankoli. Bir şiirde olmadı gerektiği kadar mecaz ve şairane üslup. Basitliği kenara bırakın. Gerçek bir duygu...